Erdoğan'ın Sezen Aksu'nun millet için ne anlama geldiğini bilmediğini ya da unuttuğunu söyleyen Berkan, şöyle devam etti:
"O ana kadar o aptalca tartışmaya bence o tartışmalara katılanlar adına duyduğu utancı içine gömerek sessiz kalan Sezen Aksu, 'dilinin koparılması' tehdidine cevap vermek zorunda kaldı. Evet zorunda kaldı, çünkü bu ‘Adem-Havva’ tartışmasının aptalcalığından çok utandığından da, bu kavganın hiçbir yerinde olmak istemediğinden de, elinden kolundan paçasından çekiştirilse de o tartışmacılarla aynı çukura girmek istemediğinden de adım gibi eminim.
'Dilini koparmak'la tehdit eden Tayyip Erdoğan’a 'Beni öldüremezsin, sesimi kesemezsin' dedi ama bunu bile kendi inceliğiyle, kibarlığıyla, bir şiir olarak söyledi. Bir demeç veya manifesto olarak değil. Şarkıdaki Adem ile Havva’yı 'Hazreti Adem ve Havva' olarak anlayan zihniyetteki insanlardan hala incelik, kavrama yeteneği ve zeka bekliyor Sezen Aksu.
İnsanlara inancını kaybetmemek, onlara cahil küçük çocuk değil yetişkin muamelesi yapmaya devam etmek, Sezen Aksu’yu Sezen Aksu yapan şeylerden biri. Kimseye tepeden bakmıyor, göz hizasından konuşmaya dikkat ediyor. Bu ülkede Tayyip Erdoğan’a 'Ben hancıyım sen yolcu' diyebilecek, kendine 'hancı' sıfatını vermeyi hak eden bir tek kişi varsa, o kişi Sezen Aksu. Çünkü, sadece Tayyip Erdoğan değil hepimiz yolcuyuz. Yaşar Kemal, Sezen Aksu gibi isimler ise bu ülkenin hancıları. Onlar sesleriyle, sözleriyle daha kuşaklar boyu insanlara duygu aktarmaya devam edecekler. Acı olan, Sezen Aksu’nun hancı olduğunu hatırlatmak zorunda kalması."
Yazının tamamı için tıklayın.