Memişoğlu, "Esasında kasım ayındaki dalga, hem yatış hem yoğun bakım anlamında ciddi bir dalgaydı. Ama hem İstanbul, hem Türkiye gerçekten sağlık altyapısının kuvvetinin iyi olması sayesinde Avrupa'nın bazı gelişmiş ülkelerinde olan hastaların tedavi edilemez olma durumunu hiç yaşamadı" dedi.
Memişoğlu, salgının geçen yılın mart-nisan ile kasım aylarındaki seyrine bakıp analiz yaptıklarını söyledi.
Memişoğlu şu ifadeleri kullandı:
"Bu analiz neticesinde de bunun birkaç hafta daha yükseleceğini, ondan sonra düşüşe geçeceğini öngörüyoruz. Tabii bu yükselmenin şiddeti ve süresi insanların uyumuna da bağlı. Bu çok önemli bir şey. En geç nisanın ortasından itibaren vaka sayılarındaki artışın düşeceğini öngörüyoruz ama bu kasımdaki ve marttaki simülasyonumuzun karşılığındaki öngörümüz. İnsanlar uyum gösterirse bu süreç daha da kısalabilir.
" Büyük bir dalga yaşamamamız için özellikle bu 15-20 günde çok hassas davranılmasını bekliyoruz"
Emin olun dünyanın en iyi salgınla mücadele eden ülkelerinden bir tanesiyiz. İstanbul'da sadece son 1 senede 6 bin 30 yatak ilave edildi, 8 tane hastane açıldı. Cumhurbaşkanımızın liderliğindeki yönetimimiz, devletimiz sağlıkla ilgili hiç bize 'yok' dedirtmediler. Onun için bu konuda gerçekten toplum da bu uyumu gösterdiği sürece salgınla mücadelede başarısız olma şansımız yok.
Tek tedirginliğimiz çok fazla hastanın hastaneye gelip yoğun bakımlarda kalması ve hayatlarını kaybetmesi. Şu anda kesinlikle üçüncü piki yaşıyoruz. Kasımda pozitif oranlarımız şu andakinden yaklaşık 7-8 puan yukardaydı ve yatışlarımız da şu andakinin yaklaşık iki katıydı.
Trend halen daha yükselmeye devam ediyor. Onun için insanların, kasımdaki gibi gerçekten çok büyük bir dalga yaşamamamız için özellikle bu 15-20 günde çok hassas olmasını bekliyoruz. Esasen olağanüstü bir durumla karşı karşıyayız. Sağlık çalışanları da çok çaba, efor harcıyor. Emin olun aşılama çalışmaları da daha yüksek seviyeye ulaştıktan sonra yaz aylarına, haziran ayına çok rahat gireceğimizi öngörüyoruz. Toplumun ve sağlık çalışanlarının çabasının karşılığını inşallah alacağız.
"İstanbul olarak günde 300 bin aşıyı yapabilecek kapasitemiz de var"
İstanbul olarak günde 300 bin aşıyı yapabilecek kapasitemiz de var. Bu minimum. Zorladığımız zaman bunun çok daha üst seviyesine çıkabiliriz. Her hastanede yapılabilir aşılarımız. Özel, kamu ayrımı yapılmadan bütün hastanelerimize randevu sayısına göre de aşı planlamalarımızı günlük, hatta anlık yapabilir haldeyiz. Aynı zamanda aile sağlığı merkezimizde de aşılarımız yapılıyor.
Her yerde ekiplerimizi göndererek yaşlılarımızı aşılamaya çalıştık. Onların uyumu için de ben de teşekkür ediyorum çünkü yüzde 80'in üzerinde inanılmaz bir aşı oranı oluştu. Bu aşamadan sonra da inşallah aşıyla biliyorsunuz BioNTech de gelmeye başlayacak, öyle olunca da daha rahat bir aşı süreci yaşayacağız gibi gözüküyor.
Özellikle Çin aşısında yaklaşık 28. günde ikinci dozu yapıyoruz, ondan bir 10-15 gün sonra artık koruyuculuk anlamında fayda sağlıyor. Bunun bilinmesini istiyorum. İnsanların aşının ikinci dozundan sonra 10. güne kadar yine de dikkatli olmasını öneriyorum. (BioNTech aşıları) Şu anda bu aşılar taşıma kaplarıyla zaten belli bir süreçte etkin halde tutulabiliyorlar.
Onun için de altyapıyla bunu hem uygulayabilir hale hem de koruyabilir hale gelmiş olduk. Hangi yerde nasıl yapacağımız konusunda Bakanlığımız bir çalışma yapacak, ona göre bir dağıtım planlaması yapacağız.
Hem aşı altyapımız hem dağıtım sistemiz hem de uygulama alanlarımız şu andaki hem inaktif dediğimiz Çin aşısında hem mRNA dediğimiz BioNTech aşısında her türlü dağıtımı ve altyapımız hazır halde. O aşılarımızı da ulaştıracağız insanlarımıza. Bu tercihen olacak büyük ihtimalle. Tercihen olması da belli gruplara tanımlama yapılacak. Birkaç hafta içinde de inşallah daha çok miktarda aşıyla toplumumuzu çok daha aşılı hale getirmiş olacağız.
Öngörüm, eğer tedbirlere uyarsak, biraz daha aşılamayı artırırsak, nisanın ikinci yarısından itibaren düşüşlerimiz olacağını, mayıs, haziranın biraz daha rahat geçeceğini, virüsün mutasyon ve aşılama oranına bağlı olarak da yazı daha rahat yaşayacağımızı öngörüyoruz. İnşallah bizim öngörülerimiz doğru çıkar. Bu konularda bilim insanlarının bile öngörülerini yanıltan bir salgınla karşı karşıyayız.
Kemal Memişoğlu, okullarda da vaka tanılarının olabildiğini ama büyük izolasyon gerektirecek bir durum yaşanmadığını, bu konuda da Millî Eğitim Bakanlığı ile iş birliği halinde çalıştıklarını sözlerine ekledi.