İstanbul’da 15’inci İstanbul Bienali’yle eş zamanlı olarak düzenlenen sergide Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ömer M. Koç’un koleksiyonundan bir seçki yer alıyor.
22 Ekim’de köşke gelen bir grup Ron Mueck’e ait ‘Hırka altındaki adam’ heykeline saldırmıştı. Saldırının şimdiye dek birçok eylemle ‘adını duyuran’ BBP Bolu eski il başkanı Alan olduğu ortaya çıkmıştı.
Koç Holding şu açıklamayı yapmıştı: “Kendisine hitap edeni sanat olarak görüp, etmeyeni hayal gücü ve aşırılıklar üzerinden tehdit ve baskı unsuru olarak kullanmaya çalışmak, sığ bir yaklaşımdan öteye gidemez ve kabul edilemez.”
‘Vicdani duygularla gittim’
Alan, sergiye ‘vicdani duygularla’ ve İslam’a edilen küfürlerden dolayı gittiğini savundu: “Yüzde 99’u Müslüman olan bir ülkede, Türkiye’nin değeri haline gelmiş Koç Holding’in, Ömer Koç’un böyle bir şey yapabileceğine ihtimal vermiyordum. Sergiye gittiğimde o heykelin alenen absürd şekilde, çocukların da göreceği şekilde cami mihrabına benzeyen bir yapıya koyulduğunu görünce, güvenlikçi arkadaşlara bir insan cinsel organının topluma açık ifade edilirse yanlış olacağını söyledim.”
‘Ucube heykel’i, “İslam’a ve toplum ahlakına küfür kabul etmiyorum” diyerek fırlattığını belirten Alan, cezaya da razı olduğunu söyledi.
‘Hedef haline getiriliyorum’
Alan şöyle devam etti: “Paraya tapanlar benim resmimi koymak suretiyle haberlerde hedef haline getiriyorlar. Biz zaten korksaydık bu yola çıkmazdık. Buyursunlar er meydanı burada. Barzani’yle mahkemelik olmuşuz, Adnan Oktar’la mahkemelik olmuşuz, Abdullah Öcalan’la mahkemelik olmuşuz. Koç’la seve seve er meydanında, mahkeme meydanında çarpışırız. Hukuk, demokrasi içinde Koç’a haddini bildirmesini iyi biliriz.”
Sergi hedef gösterilmişti
Saldırıya uğrayan sergi, ‘Osmanlı torunları’nca hedef gösterilmişti.
II. Abdülhamit’in beşinci kuşaktan torunu Nilhan Osmanoğlu, Twitter hesabından sergiyi ‘rezalet’ diye tanımlamıştı
Bir diğer torun Abdülhamid Kayıhan Osmanoğlu, Facebook hesabından şunları yazmıştı: “Kanuna göre Koç ailesinin satın aldığı vicdanlara göre ise gasp ettiği bu köşkte yapılan bu rezaleti kabul etmemiz mümkün değildir.”