Evinin kapılarını günün erken saatlerinde Sözcü Gazetesi için açan Demet Şener, pozitif enerjisi ve samimiyetiyle tüm sorularımızı yanıtladı. Çocuklarının kişilik haklarına büyük bir saygı duyduğunu söyleyen Şener'le duygusal ve her satırı mesajlarla dolu bir röportaj gerçekleştirdik.
Şimdiden Anneler Gününüz kutlu olsun! Bu özel gün evinizde nasıl yaşanıyor?
Çok teşekkür ederim. Çocuklar çok büyüdü; bu yaz İrem 12 yaşına giriyor, Ömer ise 9 yaşında. Bu özel gün için yuvadayken ufak tefek bir şeyler yapıyorlardı. Şimdi ise sabah beni uyandırıp kendilerince birer sürpriz yapıyorlar. Her gün olduğu gibi o gün de mutlaka birlikte oluyoruz.
Sosyal medya hesabınızdan çocuklarınızla ilgili paylaşım yaptığınızda nasıl dönüşler alıyorsunuz?
Bunlar en beğenilen paylaşımlar oluyor. Resimlerini paylaşmadan önce onlardan izin alıyorum. Her zaman onların kişilik haklarına saygı duyarak hareket ediyorum. Beni seven insanlar, herhalde bana duydukları sevgiden ötürü, çocuklarımı ayrı seviyor. Bir de İrem ve Ömer'in bakışları çok naif, herhalde insanlara bu da geçiyor.
Annelik kadını büyütüyor
Annelik size ne kattı?
Annelik çok enteresan; öncelikle bir kadını büyütüyor. Kaç yaşında olursanız olun çocuklarınızla daha da büyüyüp olgunlaşıyorsunuz. Ben erken yaşta anne oldum; şu anda da kırk yaşındayım. 12 yaşına giren bir kızım ve bir de oğlum var. Çocuklar size çok güzel, beklentisiz sevgi vermeyi öğretiyor çünkü karşılıksız verdiğiniz tek sevgi evladınıza olan sevgi. Aşkta bile karşınızdakinden sevilmeyi bekliyorsunuz. Yüzde yüz saf sevgi annenin çocuğuna duyduğu sevgi. O yüzden de büyük bir sabır, özveri ve insanlık öğretiyor. Çünkü bir bireyin gözünüzün önünde büyümesini görüyorsunuz.
Kızıma karşı daha korumacıyım
Farklı cinsiyetlere sahip çocukları büyütmek zor mu kolay mı?
İkisinin de çok farklı zevkleri var. Kız çocuk büyütürken daha çok annelik içgüdüsü, koruma ve sahiplenme var. Erkek çocuklar daha bireysel büyüyor. O yüzden İrem'le paylaştığım şeyler farklı. Onunla daha rahat konuşabiliyorum. Ömer'le de konuşuyorum ama o daha çok oyuna yönelik. En sevdiği şey güreş yapmak. İrem ise naif bir geç kız olma yolunda. İkisi çok farklılar ama ben kızıma karşı daha korumacıyım.
Meslek anlamında kızınızın sizin izinizden gitmesini ister misiniz?
Çok isterim; keşke dünya çapında yapsa. Ama o altı buçuk yaşından beri tenis oynuyor ve tenisçi olmak istiyor. Antrenmanlarla dolu bir hayatı var onun ve bu hayatı çok seviyor. Sporcu olmasını çok isterim. İnşallah bu kadar yoğun çalışmasının karşılığını alır. Haftanın yedi günü antrenman yapıyor. Yazları ise çift antrenman yapıyor.
Oğlum babasının basket okuluna gidiyor
Peki ya oğlunuz Ömer…
Ömer de babasının basket okuluna gidiyor ve futbol oynuyor. Ya basketçi olacak ya futbolcu. Spora karşı çocuklarım çok kabiliyetliler. Çocuklara zorla bir şey yaptıramazsın. Ben de İbrahim'de çocukları bir şeylere yönlendirip sonra da onlara seçme şansı bırakıyoruz. İrem üç yaşında jimnastikle başladı spora, beş yaşında yüzmeye gitti.
Yüzmeye ve jimnastiğe devam edip altı buçuk yaşında tenise başlayıp bir sene hepsini yaptı ve sonunda tenise karar verdi. Bir de insanın çocuğunu doğru tanıması gerekiyor.
Hayatta her şeyin daha kötüsü var
Yalnız bir anne olmanın ne gibi zorlukları var?
Tabii ki hiçbir anne tercih etmez ama güçlü bir insan ve anne olduğum için alimallah her şeyi yaparım. Şimdilik bunun sıkıntısını çok fark etmiyorlar ama istedikleri zaman babalarını görüyorlar. Bence o en zor dönemleri geçti çocukların. En küçük dönemlerinde zaten anne ve babaları yanlarındaydı. Artık o bilinçteler ve iyi bir yaştalar böyle bir şeyi kaldırmak açısından. Kolay olduğunu söylemiyorum herkese tozpembe bir şeyde çizmiyorum, elbet içlerinde zorlukları vardır. Ama ben çok net durduğum için ve net konuştuğum için onlar anlayışla karşılıyor. Her şeyin daha kötüsü var hayatta bunu da böyle söylüyorum çocuklarıma.
Üzüntümü yaşadım bitti
Siz şu dönem aynaya baktığınızda nasıl bir Demet görüyorsunuz?
Kendinden emin, kendini çok seven ve mutlu bir Demet görüyorum. Benim şöyle bir avantajım var; önce başıma gelen şeyi kabulleniyorum. Kendim kişisel olarak algılamıyorum ve bununla savaşmıyorum. Evet; üzüntümü yaşadım ve bitti. Sekiz ay oldu ayrılık kararını vereli ve dava açalı yedi ay oldu. Yeterli bir süre bence bir şeyleri aşmak için.
Annelik sizi ne kadar değiştirdi?
Çok değiştirdi. Belli bir dönem özellikle ben onlarla çok birebir ilgilenmek istedim ve bunu da yapabildiğim için kendimi çok şanslı hissediyorum. O yüzden her şeyleri gözümün önünde oldu. İlk a demeleri, ilk yürümeleri her şeyi birebir ben yaşadım. O yüzden bu çok büyük bir mutluluk. Çocuk için de çok özgüven verici bir durum. Bana ihtiyaç duydukları her anda yanlarındaydım.
Genç kız ve genç delikanlı hallerini merak ediyorum
Ömer'le ilgili kurduğunuz en güzel düş nedir?
Ömer'le bir yerde dans etmek. İrem'le de iyi bir yerde onun tenis maçını izlemek. Büyümüş genç kız ve delikanlı olmuş hallerini merak ediyorum.
Hangi değerleri onlara geçirmek istersiniz?
En önem verdiğim şey insana saygı ve canlılar için bir şeyler yapabilmek. Çünkü bireysel olarak sizin iyi olmanız hiçbir işe yaramıyor. Çocuklarıma mutlu olmayı ve her şeyden önce insan olmayı öğretiyorum.
Anne ve babalarının ünlü olduğunu yeni fark ettiler
Daha iyi anne olabilmek için neler yapıyorsunuz?
Fevriliğimi törpülemeye çalışıyorum. İkinci çocuktan sonra olaylara daha az tepki verir oldum. Annelik çok uzun bir yolculuk; dünden bugüne olan bir durum değil.
Çocuklarınız ünlü bir anne ve babaya sahip olmaktan nasıl etkileniyorlar?
Biz onları sıradan çocuklar gibi büyüttük. Anne ve babasının tanınan kişiler olduğunun bir iki sene önce farkına vardılar. Sosyal olma açısından bu durum çok güzel çünkü her gittiğimiz yerde bizlerle konuşmak, en azından bir hatır sormak isteyen insanlar oluyor. İletişim kurmaları açısından bu da benim çok hoşuma gidiyor. Bazen fotoğraf çektirme konusunda sorun yaşıyoruz. Belki gençlik dönemlerinde daha çok dezavantajını yaşayabilirler. Anneleri olarak elimden geldiğince onların her sıradan insan gibi yaşamalarını sağlamaya çalışacağım. Yaşayıp göreceğiz.
Kuralcı bir anneyim
Kendinizi nasıl bir ebeveyn olarak tanımlarsınız?
Kurallarım var ve çocukların disiplinle büyümesi gerektiğine inanıyorum. Örneğin belli saatlerimiz var; dersler bittiyse kudurabiliriz. Ama yatma vakti geldiğinde herkes dişini fırçalayıp, duşunu alıp yatağa girer. Çocukları böyle yetiştirdim çünkü belli kurallar çerçevesinde büyüyen çocukların daha sağlıklı bireyler olacağına inanıyorum. Erken yatan çocuk mutlu kalkıyor. Haftanın belli günleri tencere yemekleri yiyorlar, iki-üç gün sebze yemişlerse, “Hadi bir şey sipariş veriyoruz” diyorum. Ne istiyorlarsa onu söylüyorum. Çok abartmadan denge kurduğuma inanıyorum. Sevgi de sonsuz sevgi verme taraftarıyım.
Erkek anneleri erkek çocuklarını biraz daha farklı tutar. Sizde de var mı böyle bir durum?
Hayır. Hatta kızıma karşı daha korumacıyım.
Çocuklarınıza hayatla ilgili ne tip öğütler veriyorsunuz?
En büyük öğüdüm “Kendinizi sevin”. Çünkü en büyük sorunumuzun bu olduğuna inanıyorum. Bana “Anne seni çok seviyoruz” diyorlar; ben de “Önce kendinizi seveceksiniz” diyorum. Onlara hayata hep sevgi dolu bakmalarını öğütlüyorum. Onun dışındaki her şey bana daha olağan ve değişebilir geliyor. Sevgiyle baktığınız her şey daha güzel görünüyor.
Bir röportajınızda çocuklarınızın boşanma sürecine bilinçli bir şekilde yaklaştığını söylemiştiniz. Bu süreçte bir sorun yaşamamaları adına önlem aldınız mı?
Çocuklarım çok televizyon seyretmiyor. Bana gelip hiçbir zaman bu konuda değişik bir soru sormadılar. Kendi içlerinde tabii ki bir şeyler yaşıyorlar ama bu yaşa kadar anne ve baba sevgisiyle geldiler. Onlara hep “Bir şey duyduğunuzda gelin bana sorun” diyorum. Güvenli durduğum zaman onlar da “Annemiz kararlı; artık evlilikleri bitiyor” dediler. Sordukları her şeye düzgün ve net cevap verdiğimden rahatlar.