Usta, Meclis’te yaptığı basın toplantısında ekonomideki gelişmeleri değerlendirdi. Ekonomi üzerinden Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yüklenen Usta, “Türkiye TÜFE’de yüzde 15’e ÜFE’de yüzde 25’e ulaşmış bir enflasyona sahiptir. Böyle bir ekonominin direnci nasıl artmıştır? Ben bunu çok merak ediyorum” dedi.
Usta, özetle şunları söyledi:
"BÖYLE BİR EKONOMİNİN DİRENCİNİ KORUDUĞUNU SÖYLEMEK MÜMKÜN DEĞİLDİR"
"Bütün dünya enflasyonsuzluk sıkıntısı çekerken, enflasyon yokken, gelişmiş ülkelerde yüzde 1 civarında, gelişmekte olan ülkelerde yüzde 3-4 civarında enflasyon varken Türkiye TÜFE’de yüzde 15’e ÜFE’de yüzde 25’e ulaşmış bir enflasyona sahiptir. Böyle bir ekonominin direnci nasıl artmıştır? Ben bunu çok merak ediyorum.
Görevden ayrılan Hazine Bakanı sayın Albayrak, orta vadeli programda 2020 yılının tamamında cari açığın 24, 4 milyar dolar olacağını ifade etmişti, Kasım sonu itibariyle cari açık 35,2 milyar dolara yükselmiştir. Yani 3 ay önce hazırlanan programın 13- 14 milyar dolar üzerinde bir cari açığı vardır. Türkiye’ninki en kırılgan noktasıdır. Böyle bir Türkiye ekonomisinin iyi olduğunu söylemek, direncinin korunduğunu söylemek mümkün değildir."
USTA: CUMHURBAŞKANI YANILTILMAKTADIR, KANDIRILMAKTADIR
"Sayın Cumhurbaşkanı yanıltılmaktadır, kandırılmaktadır. Ben olsam kendisine o konuşma metnini hazırlayan siyasetçilerden ve bürokratlardan hesap sorarım. Madem Türkiye ekonomisinde Cumhurbaşkanının ifadesine göre, her şey bu kadar iyiyse niye esnafa bir şey vermiyorsunuz? Niye esnaf perişan halde? Niye sabit gelirlileri enflasyona ezdiriyorsunuz? Diye soru sorma hakkımız vardır."
"1,2 MİLYAR DOLAR, DEVLET TÜRK TELEKOM ÜZERİNDEKİ YÜKÜ ALDI, KENDİSİ ÜSTLENDİ"
Türk Telekom'u satın alan Oger Firması'nın da Türkiye'yi zarara uğrattığını belirterek şunları kaydetti:
"Birkaç gün önce Lübnan’a hükümeti kurmakla görevlendirilen Saad Hariri Türkiye’yi ziyaret etti. Biz o ailenin sahip olduğu OGER Firmasına Türk Telekom’un 2005 yılında yüzde 55’lik hissesi 6, 5 milyar dolara satılmıştı. Bu konu çok karanlık ve sıkıntılı bir konudur. Bu şirkete zaten kıyaklar yapılmıştı. Türkiye’ye en büyük kazığı attı gitti bu şirket, daha doğrusu bu aile.
Türk Telekom’da çalışan personel vardı onların kıdem tazminatlarını devlet tarafından üstlenilmesi yükümlülüğü getirilmişti. Bunlar sözleşme çerçevesinde yapılıyor ancak yapılmaması gereken işler. Burada kamuyu ciddi bir zarara uğratma durumu var. 1,2 milyar dolar, devlet Türk Telekom’un üzerindeki yükü aldı, kendisi üstlendi."
"ZİRAAT BANKASI HUKUK BÜROSU MU?"
Usta, Ziraat Bankasının Turkcell’e “vergi cenneti” olarak bilinen Virgin Adaları üzerinden kredi vermesinin sorulması üzerine şöyle konuştu:
"Ziraat Bankası Virgin Adalarındaki bir şirkete, niye 1,6 milyar dolar bir defa kredi verir? Bu bir kamu bankası. Özel banka olsa da vermez, çünkü biliyorsunuz banka yöneticilerinin ciddi sorumluluğu vardır, kredilerin dönmemesi durumunda. İlk taksiti gelmiş 2017’de ödenmemiş, 2018 taksiti ödenmemiş, 2019 taksiti ödenmemiş. Ziraat Bankası diyor ki, Ekim 2020’de biz paramızı tahsil ettik diyor. Nasıl oldu diyorsun? Şimdi bunun Turkcell ile alakalı olduğunu Ziraat Bankası söylüyor.
Fakat Turkcell kamuoyunu aydınlatma platformunda bir açıklama yapılıyor, bizim bu krediyle hiçbir alakamız yok diyor. Ortada enteresan bir durum var. 1,6 milyar dolar nerede? Bu kredi kime verilmiştir? Ekim 2020’de kredi kimden tahsil edilmiştir? Yük kimin üzerinde kalmıştır? Ziraat Bankası, Hukuki uyuşmazlıkları çözmek için Ziraat Bankası’nın devreye girdiğini söylüyor. Ziraat Bankası hukuk bürosu mu? Yani şirketler arasındaki hukuki ilişkilerin çözümlenmesi Ziraat Bankası’nın meselesi olabilir mi? Hiç şeffaf değildir."