Ayten Öztürk´ün öldürülmesi ile ilgili olarak dinlenen Oğuz, "Ben sıradan bir istihbaratçı değilim. Bize o dönemde birçok istihbarat gelirdi. Orada masum insanlara işkence edildi. Ayten Öztürk, Elazığ JİTEM´de iki kişinin infazına tanıklık ettiği için öldürüldü. JİTEM´de gözaltı olmaz. İşi biten bir şekilde infaz edilir" dedi.
Musa Anter'in cinayetiyle ilgili tanık olarak dinlenen eski OHAL Valisi Ünal Erkan, olayla ilgili Gazeteci Nedret Ersanel´in "Bana olayı gerçekleştiren kişinin kimliği belli dedi" şeklindeki beyanına karşı, "Ben kendisini tanımıyorum. Tanıyorsam gavur olayım. Böyle bir şey de asla söylemem. Zaten bilsem, bölge valisi olarak katili yakalayın derim" diye konuştu.
Musa Anter cinayeti ve JİTEM ana davası dosyalarının birleştirilmesi sonrası, ikisi sonradan yaşamını yitiren 18 sanığın yargılandığı davanın görülmesine Ankara 6’ncı Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edildi. Duruşmaya sanık ve müşteki avukatlarının yanı sıra bu dosyayla birleştirilmesine karar verilen, 1992 yılında Tunceli´de kaçırılarak öldürülen Ayten Öztürk´ün babası da müşteki olarak katıldı.
Öztürk beyanında yıllardır mahkeme kapılarında adalet aradığını belirterek, “Benim eşim dini bütün bir kadındır. O katillerin bulunması için hep ziyaretlere, ermişlere gitti. Kızımın katillerinin bulunması ve cezalandırılması için onlara yalvardı. Ben de mahkeme kapılarında adalet aradım. Siz bana bir yol gösterin. Eğer siz de susacaksanız; `kalsın benim davam divana kalsın´” dedi.
GAZETECİ ERSANEL: ÜNAL ERKAN FAİLİ BİLDİĞİNİ SÖYLEDİ
Sesli ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla tanık olarak dinlenen gazeteci Nedret Ersanel, Musa Anter cinayeti sonrasında Diyarbakır´a giderek olayı araştırdığını, Ankara´ya dönüşte uçakta dönemin OHAL Valisi Ünal Erkan ile karşılaştığını anlattı.
Ünal Erkan ile inişte röportaj yaptığını söyleyen Ersanel, Erkan´ın kendisine “Bu olayı kimin yaptığını biliyoruz” dediğini iddia etti. Ersanel mahkemeye, o dönem yaptığı bu röportajla ilgili medyada yer alan haberlerin kupürlerini de teslim etti.
“TANIYORSAM GAVUR OLAYIM”
Ersanel´in ardından dönemin OHAL Valisi Ünal Erkan duruşmaya katılarak tanık olarak dinlendi. İfadesinde `Yeşil´ kod adlı sanık Mahmut Yıldırım ve PKK itirafçısı sanık Abdulkadir Aygan´ı tanımadığını belirten Erkan, Anter cinayetine ilişkin ise “Musa Anter ve Orhan Miroğlu, bir otelde iki gün kalmışlar. Yanlarında üçüncü bir kişi daha var.
Bu kişi, onları taksiye bindirmiş. Daha sonra taksinin önü çıkmaz bir sokakta kesilmiş ve onları vurmuşlar, bu cinayet çözülecekse o üçüncü kişi bulunmalı. Bu kişiyi o iki kişiye sorun” dedi. Nedret Ersanel´in iddia ettiği diyalogu da hatırlamadığını belirten Erkan, “Ben kendisini tanımıyorum. Tanıyorsam gavur olayım. Böyle bir şey de asla söylemem. Zaten bilsem, bölge valisi olarak katili yakalayın derim” ifadelerini kullandı.
“SAKLIYORSAM ALLAH BENİ KAHRETSİN”
İfadesinin ardından sanık ve müşteki avukatlarının sorularını yanıtlayan Erkan, bir avukatın, “Sizin döneminizde birçok faili meçhul cinayet oldu. Milletvekili Mehmet Sincar öldürüldü. Hiç merak etmediniz mi ?” sorusu üzerine “Bunları niye merak etmemeyim?
Benden önce de vardı sonra da oldu. Bölge valisi olarak ne yapılması gerekiyorsa yaptım” dedi. Bir avukatın, “Buraya gelen herkes üç maymunu oynuyor. Siz en yetkili kişisiniz bunları bilmeniz gerekmez mi ?” şeklindeki sorusuna Erkan, “Saklıyorsam Allah beni kahretsin” tepkisini gösterdi. Erkan, avukatların JİTEM hakkındaki sorularına ise, “JİTEM´le ilgili bilgi alacağınız kişi ben değilim” dedi.
BEYAZ TOROS AÇIKLAMASI
Musa Anter´in oğlu Dicle Anter´in, babası ve o dönem öldürülen bazı kişilerin cinayetinde beyaz renkli Toros marka otomobillerin kullandığını, bu araçlarla ilgili araştırma yapıp yapmadıklarını sorması üzerine Erkan, “Devlet her yıl bölge valiliğine bütçe yapar.
`Bu sene alınacak otolara ihtiyacı olan kuruluşları bildirin´ der. Bütün birimlere sorar. Ben de bütçede alabileceğim kadarını aldırırım. O sene beyaz Toros verdiler. Başka renk vermediler. Bunlardan bazıları suça karışmış olabilir. Bunu araştıracak olan ben değilim. Her ilden sorumlu asayiş birimleri var. Bize olaylarla ilgili bunlardan gelen bilgiler olur” açıklamasını yaptı.
‘AYTEN ÖZTÜRK ELAZIĞ JİTEM´DE ÖLDÜRÜLDÜ’
Ayten Öztürk´ün öldürülmesi ile ilgili tanık olarak dinlenen emekli Astsubay Hüseyin Oğuz, Öztürk´ün Elazığ JİTEM´de işkencede öldürüldüğünü iddia ederek, “Bunla ilgili görgüm yoktur. Ancak ben sıradan bir istihbaratçı değilim. Bize o dönemde birçok istihbarat gelirdi. Orada masum insanlara işkence edildi. Elazığ JİTEM'de infaz edildi.
Ayten Öztürk´ün öldürülmesi olayını sanıklardan Abdulkadir Aygan bana bizzat anlattı. Aygan PKK itirafçısı olduğu için kendini ispatlamak için bu eylemi yaptıklarını söyledi. Aygan´ın yanında Mesut Mehmetoğlu´nun da olduğunu biliyorum. Ancak `Yeşil´ kod adlı Mahmut Yıldırım var mıydı bilmiyorum. Ancak Yıldırım´ın Mehmetoğlu ile çok sıkı ilişkileri olduğunu bilmeyen yok” dedi.
Tanık Oğuz, sanık ve müşteki avukatlarının soruları üzerine, JİTEM içinde PKK ile mücadele eden insanların yanı sıra yaptıkları eylemlerle devleti zor durumda bırakanların da olduğunu öne sürerek, “Bu tür olayların aydınlatılması isteniliyorsa, olayın meydana geldiği bölgenin jandarma karakolunun başındaki kişinin ifadesinin alınması yeterli.
Bu, bu kadar basit. Ancak bu kişiler gerçek kimlikleriyle resmi olarak görev yapmadıkları için bunlara ulaşmak çok zor. Ayten Öztürk, Elazığ JİTEM´de iki kişinin infazına tanıklık ettiği için öldürüldü. JİTEM´de gözaltı olmaz. İşi biten bir şekilde infaz edilir” iddialarında bulundu. Mahkeme, diğer tanıkların beyanlarının ardından sanık ve müşteki avukatlarının taleplerin dinledi. Taleplerin alınmasının ardından duruşma, 25 Aralık tarihine ertelendi.
ANKARA, (DHA)