Neden oyunculuk?
Bu soruya tam cevap veremiyorum. Kendimi bildim bileli böyle hissediyordum. Hep üretmek, yaratmak, sahnede olmak istiyordum. Bu konuda hep heyacanlıydım. Farklı farklı karakterlere bürünmeyi, farklı hikayelerin içinde olmayı hep isterdim. Yaşım ilerledi ama bu çocuk ruh, bu heyecan hiç bırakmadı beni. Ama oyunculuğun bana hissettirdileri ile ilgili çok şey söyleyebilirim. Bu yolculuğun içine girince gördüm ki; oyunculuk kendim olabilmeyi öğretiyor bana.
Oyunculuğu seçmeseydiniz ne tür bir mesleğe yönelirdiniz?
Derdim hikaye anlatmak. Ve anlatabileceğim her yolu kullanmak istiyorum. Yani sanatın başka bir dalıyla uğraşıyor olurdum gibi geliyor. Yazmayı çok seviyorum. Geçtiğimiz yıllarda arkadaşım Kerem Pilavcı’yla yazdığımız ilk uzun metrajlı filmimiz “Batlır Değil Bahtlı”, Amerika’da katıldığı festivallerden ödüllerle döndü. Küçük Prens müzikalinde hem kitabı oyuna çeviren yazı ekibindeydim hem de şarkı sözlerini yazdım. Yine yazardım herhalde. Bunların hiç biri olmasaydı; sanatın herhangi bir dalıyla uğraşamasaydım, ne yapardım bilmiyorum.
“Kadın” dizisinde canlandırdığınız Ceyda karakterinden bahsedebilir misiniz?
Ceyda 18 yaşında evinden kaçıp İstanbul’a gelen bi kız.. 6 yaşında bir oğlu var, annesinde. Ceyda’ya yollu gözüyle baktıkları için çocuğu yollamıyorlar. Ceyda da kazandığı bütün parayı ona yolluyor.
Duvarları var ve o duvarın dışındakilere karşı kaba, sert , gıcık. Ama o duvarın içine aldıklarının yanında aşırı duygusal hassas kimi zaman çocuk gibi.
Tarlabaşı’ndaki insanları gözlemledim
Nasıl hazırlandınız bu role?
Ben çok ciddiye aldım Ceyda’yı. Bir oyuncu olarak böyle bir karakteri oynama fırsatı bulduğum için çok şanslı hissediyorum kendimi. Şükürler olsun. Tarlabaşı’nda gezdim. Başka bir yerde bir hayat kadınıyla sohbet etme fırsatım oldu. Orada gördüklerimi bire bir canlandırmadım; taklit etmedim belki ama bu gerçeklikte benim gerçeğimden nasıl bir karakter çıkar diye kafa yordum.
Hayalimin rolü dediğiniz bir rol var mı?
Ben sadece oynamak istiyorum. O yüzden bu konuda tek amacım; hakkını verebilmek. Dilerim bürünmeye çalıştığım her karakterin hakkını verebilirim. Onları gerçek kılabilirim. Hakkını verebileceksem her role varım.
Hayatla ilglili bir yol haritası olanlardan mısınız yoksa kendinizi akışa mı bırakırsınız?
Plan yapıyorum. Hedeflerim için çok da çalışıyorum. Ama bunlar için kendimi boğmuyorum da. Genel olarak mutlu olduğum insanlarla, mutlu olduğum işi yapabilmek üzerine kurdum düzenimi. Zaten “hayat ; biz başka planlar yaparken karşımıza çıkanlardır” lafına cidden inanıyorum.
Oynadığınız karaktere inanmalısınız
Sizce bir oyuncu en çok neye dikkat etmeli?
Bilirkişi değilim. Haddimi aşmak istemem. Ama naçizane benim dikkat ettiğim şey önce inanmak. Ben inanmazsam kimseyi inandıramam. Karakterimi yaptığı doğru ya da yanlış her şeyi savunabilecek duruma gelmek.
En son hangi filmi izlediniz?
En son Kelebekler’i ve Ahlat Ağacı’nı seyrettim. Tolga Karaçelik son dönemde beni yaptığı işlerle en çok heyecanlandıran yönetmen diyebilirim.
Stresli olduğumda kitap okurum
Çok yorgun ve stresli olduğunuzda neler yapmak sizi rahatlatır?
Kitap okumak... Başka bir dünyaya geçiyor ve sakinleşiyorum. İyi ki başka başka hayatları anlatanlar; iyi ki bizzat yaşadığımız ya da hissettiğimiz çoğu şeyi bizden daha iyi anlatıp hikayelerimizi dile getirenler var. İyi ki haberdar bile olmadığımız yaşamları tüm gerçekliğiyle bize aktaranlar var.