Ayşın Savatlı / Medyafaresi.com / New York
ABD Başkanlık seçimlerine tam 5 hafta kala, başkan adayları Donald Trump ve Joe Biden, ilk kez televizyonda karşı karşıya gelip kozlarını paylaştılar. 3 Kasım’daki başkanlık seçime kadar üç kez daha yaşanacak tartışmaların ilki, Ohio eyaletinin Cleveland kentinde, Cumhuriyetçi partiye yakınlığıyla bilinen Amerikan Fox Haber kanalı programcılarından Chris Wallace’ın moderatörlüğünde gerçekleşti.
90 dakika süren tartışmanın konuları, birkaç gün öncesinde moderatör Wallace tarafından altı ana başlıkta belirlenmişti. Her adaya iki dakikalık cevap süreleri tanınan sorular yöneltildi. Tarafların birbirine saygı gösterip sözlerini kesmediği geleneksel geçmiş tartışmaların aksine, özellikle başkan Trump’ın sıkça söz kestiği, kimi zaman karşındakinin cevap vermesine engel olduğu oldukça kaotik durumlar yaşandı.
Trump ve Biden, birbirlerine sosyal mesafenin gerektirdiğinden de fazla mesafeliydiler. İkilinin maske takmadığı gecede, programa katılan herkese Covid-19 testi yapılıp negatif sonuç alınmıştı. Moderatör Wallace, zaman zaman Trump’ı kurallara uymaya davet etmekte ve kontrolü sağlamakta zorlandı. Biden ise genel olarak sakinliğini korumayı başardı.
Tartışmanın ilk konusu Yüksek Mahkeme’de Ruth Bader Ginsburg’un vefatı ile boşalan koltuğa başkan Trump tarafından yapılmak istenen atama ile ilgiliydi. Trump, övgü ile bahsettiği Amy Coney Barrett’ı atamanın başkan olarak hakkı olduğunu; başkanlık döneminin henüz bitmediği, Senato çoğunluğunun kendilerinde bulunduğunu söyledi. Bu imkan Demokratlarda olsa onların da benzer şekilde davranacaklarını iddia etti.
Biden ise etik olanın seçim sürecine girilen bu dönemde, atama yapmak için seçim sonuçlarını beklemek olduğunu; ama Trump’ın Obama Sağlık Sigortası Yasasını (Affordable Care Act) iptal etmek amacıyla aceleci bir atama yaptığını ifade etti. Biden, Trump’ın son 4 yıl boyunca sağlık sigortaları konusunda sadece Obama’nın sistemini eleştirdiğini; ama buna karşın kendine ait bir plan geliştirmediğini, söz konusu yasanın iptali sonucu milyonlarca insanın sağlık sigortasız kalacağını söyledi.
ABD için hala en önemli sorunlardan biri olan Koronavirüs konusunda Biden, 200.000 insanın hayatını kaybedip 7 milyon Amerikalının hastalığa yakalanmasında sorumlunun şubat ayından beri yaşanabilecekleri bildiği halde harekete geçmeyen Trump olduğunu ifade etti. Trump ise her zamanki gibi pandemi ile ilgili Çin’i suçladı; Rusya ve Hindistan gibi ülkelerin gerçek vaka sayılarını paylaşmadığını, ABD’de pandemiden ölen kişi sayılarının olduğundan çok daha fazla sayıda açıklandığını iddia etti.
Moderatör Wallace, Trump’a yönetiminde çalışan doktorların, koronavirüse karşı koruyucu aşının önümüzdeki yaza kadar geliştirilmesinin zor olduğunu söyledikleri halde, onların aksine,kendisinin aşının en kısa zamanda piyasaya sunulacağını iddia etmesinin nedenini, bu konuda bilimden uzak olup olmadığını sordu. Trump cevaben, Johnson&Johnson ve Pfizer gibi ilaç firmaları ile iletişimde olduğunu ve bu firmaların ilacı beklenenden daha kısa sürede piyasaya süreceklerine inandığını söyledi.
Trump, ekonomiyi harekete geçirmek istediğini ama buna engel olunmaya çalışıldığını söyledi. Biden ise, ülkenin, ekonominin ve okulların açılmasına karşı olmalarının nedeninin Trump’ın önlem almadan, plan yapmadan hareket etmesi olduğunu anlattı. Ekonomiyi kurtarmanın yolunun önce sağlık adına gerekenlerin yapılıp, pandemiye karşı koruyucu önlemleri sağlamakla mümkün olacağını açıkladı. Biden, pandemi döneminde Trump gibi milyarderlerin servetlerine servet kattığını buna karşın küçük işletmelere yardım yapılmadığını anlattı.
Trump’ın 2016 ve 2017 yıllarında ödediği 750 dolarlık gelir vergisi de gecenin diğer bir konusu oldu. Trump işadamı olarak çalıştığı dönemde vergi vermek için can atmadığını ama vergi yasalarına uygun davrandığını söyleyip; yine de milyonlarca dolar vergi ödediğini, haberlerin gerçek olmadığını iddia etti. Bu açıklama üzerine Biden, vergi yasasına dolanıp kendine avantaj sağlayanları engelleyecek yasal adımları atacağını belirtti. Trump, böyle bir durum yaratılacak olursa iş yapan şirketlerin piyasayı terk etme riski bulunduğu düşüncesini paylaştı.
Biden, başkanlığı döneminde 4 yıl içinde 7 milyon yeni iş yaratacağının, ekonomide 1 trilyon dolarlık büyüme sağlayacağının sözünü verdi. Obama döneminde yaratılan iş imkanlarının Trump döneminden çok fazla olduğunu, kendilerinin Trump’a Amerikan tarihinin en iyi ekonomisini devrettiklerini, Trump’ın ise özellikle pandemideki kötü yönetimi nedeniyle ekonomiyi mahvettiğini söyledi.
Moderatör Wallace, ikiliye ülkede sistematik bir ırkçılık olup olmadığı sorusunu yöneltti. Biden, sistematik bir adaletsizlik olduğunu; eğitim, ekonomi ve hukuk alanında eşitliği sağlamak zorunda olduklarını söyledi. Şiddetin çözüm olmadığını, barışçıl şekilde hareket ederek, polis teşkilatları ile sivil toplum örgütlerinin biraraya getirilip yeni planların birlikte yapılması gerektiğini ifade etti. Trump, eski başkan Lincoln’den sonra tüm etnik gruplar tarafından en çok sevilen Amerikan başkanı olduğunu iddia etti. Ayrıca New York, Chicago gibi Demokratlarca yönetilen yerlerde suç oranlarının arttığını söyledi. Ülkede yaşanan protestolarla ilgili Trump, beyaz ırkın üstünlüğünü savunan aşırı sağcı gruplara durup beklemeleri talimatını verdiğini anlattı. Trump’a göre sorunun kaynağı sağ gruplar değil sol gruplardı.
“Size neden oy verilmeli?” şeklideki soruyu Trump, “Kimse benim gibi hizmetler vermedi, ülkenin en başarılı hükümeti bendim, en iyi ekonomiyi ben sağladım, yine yapacağım.” şeklinde cevapladı. Biden ise, Trump döneminde ülkece her anlamda kötüye gidildiğini, oysa kendi başkan yardımcılığı döneminde bir resesyon devraldıkları halde ekonomiyi en iyi pozisyona getirerek Trump’a devrettiklerini anlattı. Trump’ın Putin’in kuklası olduğunu ayrıca Amerikan ordusuna saygı duymadığını söyledi.
Kimi zaman birbirlerini yalancılıkla suçlamaya kadar veren kişisel aşağılamalar yaşanan tartışmanın seviyesi eski tartışma programlarının çok altındaydı. Trump, Biden’ın oğlu Hunter ile ilgili rüşvet aldığına dair ağır ifadeler kullandı ve bu nedenle tansiyonun yükseldiği anlar yaşandı. Ayrıca Trump, Biden’ın oğlunun eski zamanlarda yaşadığı uyuşturucu bağımlılığı sorununu dile getirince Biden, bu bağımlılığından kurtulmak için çok çaba veren ve başaran oğluyla gurur duyduğunu ifade etti.
İklim değişikliği konusunda Biden, Paris sözleşmesine tekrar taraf olmaları gerektiğini söylerken, Trump bu sözleşmeyi de eleştirdi ve bir milyar ağaç projeleri olduğundan bahsetti.
Son olarak başkanlık seçimlerinin sonuçları ve seçimlerde posta yolu ile oy kullanımı konusunda Trump bu yöntemin hilelere ve sahtekarlıklara yol açacağına inandığını; seçim sonuçları için Yüksek Mahkemeye başvurabileceklerini yineledi.
Biden, Trump’ın bu açıklamalarının seçmenlerde seçimin güvenilirliği ile ilgili endişe yaşatıp seçmenleri sandıklara gitmekten vazgeçirebileceğini ve bu durumun tehlike yarattığını söyledi. Trump, 2016 başkanlık seçimlerinde seçim gününde önce kullanılan ve toplam oyların yaklaşık dörtte birini oluşturan 46 milyon oyun güvenliğine yönelik herhangi bir kaygı duymamıştı.
Genel olarak ikilinin tartışma programı basında ve kamuoyunda başarısız bulundu. CNN’in anketlerine göre izleyicilerin %60’ı Biden’ı, %28’i Trump’ı tartışmanın kazanan tarafı olarak gördüler. Yine aynı ankete katılanların %65 Biden’ı Trump’tan daha gerçekçi bulduklarını ifade ettiler. Kadınların Trump yerine Biden’a güvendikleri görüldü.
3 Kasım seçim gününe kadar başkan adayları iki kez daha televizyonda buluşacaklar. 15 Ekim’de Miami Florida’da, 22 Ekim’de de Nashville Tennessee’de karşı karşıya gelecekler. Ayrıca 7 Ekim’de başkan yardımcısı adayları Mike Pence ile Kamala Harris Salt Lake City Utah’ta kozlarını paylaşacaklar.
Medyafaresi.com