Yeni Akit Yazı İşleri Müdürü ve yazarı Ali Karahasanoğlu, sel felaketi yaşanan ilçelerde dere yatağına yapılaşma izninin verilmesini eleştirdi. Karahasanoğlu, "Dere yatağının nerede ise sıfır, hatta belki dere yatağının eski yıllardaki güzergahını esas alırsanız, 'derenin içine yapılmış' diyebileceğimiz binaya 'yanlış' diyorum. İsterse Kuran kursu yurdu olsun. İsterse özel mülk olsun" dedi.
Muhalefet partilerinin sel felaketinin ardından HES üzerinden algı oluşturduklarını öne süren Karahasanoğlu’nun yazısının ilgili bölümü şöyle:
“Yanlışa yanlış diyelim ama..
Dere yatağının kenarına, diğer binalardan daha öne çıkarak yapılmış binalardan başlayarak.. Derenin makul miktar gerisine çekilmeden yapılmış binaların, çok vahim bir hata olduğunu söyleyelim ama..
Hatta!.. Dere yatağına yakın bir bölgede, kesilmiş orman ağaçlarının güvensiz şekilde biriktirilmesini, depolanmasını eleştirelim ama…
Klasik söylem haline gelen, HES’lerden ne istiyoruz?
Dere yatağının nerede ise sıfır, hatta belki dere yatağının eski yıllardaki güzergahını esas alırsanız, 'derenin içine yapılmış' diyebileceğimiz binaya 'yanlış' diyorum.
İsterse Kuran kursu yurdu olsun…
İsterse özel mülk olsun…
Ne olur yani, dereden 200-300 metre uzak bir alanda o bina yapılmış olsa, böyle bir felakette hem çocuklar tehlike geçirmese.. Hem de akan suyun önüne set çekilip, başkalarının tehlike yaşamasına sebep olunmasaydı, ne olurdu?
Kesilmiş ağaçlar, muhtemel bir yangında tehlike arz etmemesi için..
Veya bir selde, suya kapılıp, bir başka zarara sebebiyet vermemesi için gerekli tedbirler azami ölçüde alınmış olsa idi…
Ne olurdu? Günah mı olurdu?
Bu yöndeki eleştirileri yapalım..
Bunların hepsine “eyvallah” diyelim…
Ama.. Bilim adamı kılıklı tiplerden başlayın, CHP’li politikacılara kadar.. İP’lilere kadar.. HES üzerinden oluşturdukları algılara ne diyeceğiz?