Halk TV'de Liderler Özel programına katılan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Halk TV Genel Yayın Yönetmeni Suat Toktaş'ın sorularını yanıtladı.
Beş büyük inşaat firmasının temsilcilerinin kendisiyle görüşmek istediklerini açıklayan CHP lideri, “Beş müteahhitin görüşme talebi net bir şekilde bana iletilmedi, dolaylı olarak iletildi. Görüşmedim. Niye görüşeyim” ifadelerini kullandı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu sözlerine şöyle devam etti;
"Türkiye iyi mi yönetiliyor, kötü mü yönetiliyor. Bunları oturup konuşurduk tabiki. Çünkü bu memleket bizim memleketimiz. Sadece benim memleketim değil 84 milyon bu ülkede yaşıyoruz.
Siyasetçiyseniz gerçekleri topluma anlatmak zorundasınız ve toplum size hak verir. Yapay tartışmalardan özenle kaçınmak lazım. Vatandaş zaten gırtlağına kadar sorunların içinde ve bu sorunları aşması lazım. Bu sorunların nasıl aşılacağı yönünde siyaset kurumunun kendi görüşlerini aktarması lazım. "
Türkiye'nin kısır gündemlerden kurtulması gerektiğini ifade eden Kemal Kılıçdaroğlu'na Suat Toktaş, 'Nedir bu kısır tartışmalar?' sorusunu yöneltti.
Kemal Kılıçdaroğlu bu soruya "İnsanlar geçinemiyor. 84 milyonun ortak sorunları var. Bunları konuşmamız gerekir. Bir kar yağdı tek gündem İstanbul oldu. Tüm Türkiye'nin sorunları var. Devlete verdiğimiz vergiler var. Bu vergiler nereye harcanıyor. İhaleler veriliyor bunlar kimlere veriliyor? Çünkü o paraları vatandaş veriyor. Ekmek alırken vatandaş vergi veriyor. Vergi veriyorsa 'bu vergileri nereye harcıyorsun anlat' demesi lazım."
Kemal Kılıçdaroğlu'nun Twitter'dan açıkladığı 6 milyar liralık 'ihale yolsuzluğu' iddiasını ardından Erdoğan'ın 250 bin TL'lik tazminat davasını açtığını hatırlatan Suat Toktaş'a CHP Lideri "Neden dava açıyor. Kaçan insan dava açar. Devletin bütün imkanları elinde. Gelirsin buraya. 'Ey Kılıçdaroğlu işte belgeler burada dersin.' Der mi? Demesi lazım değil m? Ama neden dava açıyor. Hakimleri seçiyor ya da daha sonra değiştiriyor. Oradan bana tazminat cezası çıkıyor. İlk davadan sonra çıkıp 'Bakın ban kazandım' diyor. Sonra ben üst mahkemelere gidiyorum. Davayı kazanıyorum. Devlet bana 13 bin euro tazminat ödedi."
Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul'da yaşanan kar esaretini 'bu da az bir sorun değil' diyerek dile getiren Suat Toktaş'a şunları söyledi:
"Her yerde sorun olabilir. Bunlar beraber çözülmesi gereken sorunlar. Ben İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin elinden geleni yaptığını biliyorum. Evet bir sorun var doğru. İnsanlar mahsur kaldı doğru. Ama metro 02:00'ye kadar çalıştı. İBB'ye bağlı olan metrobüsler çalıştı. İstanbul'u tartıştık değil mi. Yeni yaptıkları İstanbul Havalimanı'nın kargo terminalinin çatısı çöktü. Tartışan oldu mu? Orada binlerce insan, binlerce turist slogan attı. Tartışıldı mı? Hayır.
Nerde bu devleti yöneten insanlar. Sizin Türkiye Cumhuriyet Devleti'ni rezil etmeye hakkınız var mı? Oradaki turistleri alıp otele bile götüremediniz. O insanlara karton dağıttınız. Tartışılması gereken asıl mesele bu değil mi?
Bir de şu var. İktidarsınız. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı'nı devlete rakip olarak görüyorsunuz. Akıl tutulmasıdır bu. Siz bir kişiyi hedef alıp, kendi kusurlarını örtmeye çalışırsanız yanılırsınız.
İstanbul'u kaybetti. Beyefendi bunu içine sindiremiyor. Sindireceksiniz efendim. "
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun bir balıkçıda yemek yemesinin görüntülerinin servis edilmesi meselesine de değinen Kemal Kılıçdaroğlu "Daha önce ne demiştim. Bizim telefonlarımız dinleniyor. Benim, ailemin, çocuklarımın, çevremin, vekillerin. Şimdi bir gerçek daha ortaya çıktı. Sadece dinlemiyorlar. Bir de izliyorlar. İnsan biraz utanır ya. Demokrasinin 'D'si bile bunlarda yok. İzlemezseniz, dinlemezseniz namertsiniz. Bizim verilmeyecek hesabımız mı var!" dedi.
İmamoğlu'nun yayınlanan görüntülerle ilgili yasal işlem başlattığını ifade eden Kemal Kılıçdaroğlu, "Özel görüntüleri yayınlayamazsınız. Bu anayasal suçtur. Ama Anayasa askıda. Kurumlar işlemez durumda. Kime dava açacaksınız. Kadı hırsız olursa, kadıyı kime şikayet edeceksiniz? Geldiğimiz nokta budur yani?"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın çevresindeki duyarlı, devleti bilen kadroları birer birer tasfiye ettiğini, liyakat sahibi bürokratları devre dışı bırakıp yerine kendi bürokratlarını atadığını hatırlatan vurgulayan Kemal Kılıçdaroğlu sözlerini şöyle sürdürdü:
"Direnen bürokratlar var. Yolsuzluk dosyalarını raporlayanlar var. Yağmur gibi yağıyor dosyalar.
Erdoğan'ın imzası olanlar hakkında üç grup başkanvekili basın toplantısı ile duyuracaklar ve Meclis'e getirecekler. Erdoğan’ın imzası bulunan belgeyle ilgili 3 grup başkanvekilimiz önümüzdeki hafta basın toplantısı yapacaklar. Bu belgeler Meclis Genel Kurulu’nda da indirilecek çünkü AK Parti milletvekillerinin de bunu bilme hakkı var. Onların dünyadan haberi yok.
6 milyar liralık yolsuzluk dosyasını savcılığı da verdik. Önce gidiyorlar müteahhitle temel atıyorlar sonra ihale yapıp müteahhite veriyorlar.
Sevgili bakanım: İstanbul'daki kuponlu arazileri ilk bana soracaksınız diyen kimdi? Bizi enayi mi sanıyorlar? Bunların rakamlarını da bilmiyorlar.
Beşli çete, dünya literatürüne girdi. Dünyada en fazla kamu ihalesi alan beş çete.
Tam bir sömürge ülkesi haline getirmişler Türkiye'yi.
Memur Teoman'dan bahsettim. Rüşvet teklif ediyorlar, almıyor. Memur Teoman'ı sürüyorlar. Buradan bütün onurlu bürokratlara sesleniyorum: Siz devletin gerçek sahibisiniz. Sizi hakkınız hukukunuzu sonuna kadar benim boynumun borcu olacaktır. Sakın ola tüyü bitmemiş yetimin hakkına el uzatan bir belgenin altına imza atmayın.
“GÖRÜŞMEK İSTEDİLER KABUL ETMEDİM”
Beş müteahhitin görüşme talebi net bir şekilde bana iletilmedi, dolaylı olarak iletildi. Görüşmedim. Niye görüşeyim?
Ben kinle öfkeyle hesap sormaktan yana değilim. Devlet adaletle yönetilir. Yolsuzluk yapılmışsa hak arayacaksınız, hukukla arayacaksınız. Bu memleketin namuslu savcıları var. Oturup araştırırlar. Özel bir bakanlık kurmak gibi bir derdimiz yok.
6 lider kendi aralarında görüşüyoruz. Hepimizin ortak bir hedefi var. Bu ülkeye demokrasi getirmek. Çalışmayı yapan genel başkan yardımcıları, güçlendirilmiş parlamenter sistemi açıklayacaklar. 6 parti lideri bir araya gelecekler. Ayrıntılar konusunda genel başkan yardımcıları bir tarih belirleyecekler, biz bu metne sahip çıkacağız. Ortak metni medya önünde hep beraber sahipleneceğiz. Diyoruz ki; güçlendirilmiş parlamenter sistem. Biz yeni bir şey yapmak istiyoruz.
Şubat ayı için bunun altına imza atacağız. Benim şahsi kanaatim: Partiler alfabetik sıraya göre otururlar masaya.”