Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin 245 milyar lira açık vereceği 2021 yılı bütçesi hakkında TBMM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmasında sert sözlerle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile hükümetini hedef aldı.
Kılıçdaroğlu’nun 2021 yılı bütçe teklifi ve Corona salgını gölgesindeki ekonomik gelişmelere ilişkin açıklamalarının yanı sıra gelecek seçimde Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda AKP’lilere verdiği yanıt ön plana çıktı.
Kılıçdaroğlu, konuşması sırasında “İlk seçimlerde demokrasiyi getireceğiz, ilk seçimlerde adaleti getireceğiz, ilk seçimlerde liyakati getireceğiz, ilk seçimlerde alın terinin ne kadar değerli olduğunu bütün dünyaya anlatacağız, ilk seçimlerde Türkiye Cumhuriyeti devletini Londra'daki tefecilerden kurtaracağız; herkesin bunu bilmesi lazım” dediği sırada, AK Parti sıralarından “Aday ol” diye sataşmalara maruz kaldı.
Bunun üzerine Kılıçdaroğlu, “Hangi noktaya geldiniz? Benim aday olup-olamayacağımı size kim söyledi?” ifadelerini kullandı. Bu sözler Kılıçdaroğlu’nun gelecek Cumhurbaşkanlığı seçiminde aday olabileceği yönünde işaret olarak algılandı.
Kılıçdaroğlu, konuşmasının devamında, “Ben ne istiyorum? Ben tek adam rejimi istemiyorum. Ben ülkesinde esnafın ensesinde boza pişiren bir yönetim istemiyorum. Ben parlamenter sistem istiyorum, demokratik, halkçı, parlamenter sistem istiyorum. Ben her kuruşun hesabını veren bir siyaset anlayışı istiyorum.
Ben tehdit edildiğim zaman mal varlığımla ‘Aramazsanız, incelemezseniz, şerefsizsiniz’ diyen bir siyaset istiyorum. Ben siyaseti zenginleşme aracı olarak gören bir kültürden gelmiyorum, ben siyaseti halka ve hakka hizmet eden bir anlayıştan geliyorum. Ben hiçbir zaman, hiçbir yerde haram lokmaya el uzatmadım, kimsenin hakkını, hukukunu çiğnemedim. Her zaman, her yerde adaletten yana oldum, adaleti her yerde savundum. Benim varlığımla beni tehdit edenlerin arkasında selam durmadım” diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, daha önce VOA Türkçe’ye yaptığı açıklamada, olası Cumhurbaşkanlığı adayı için “siyasi parti genel başkanı olmamalı” demekle birlikte yine de seçim döneminde bunun değerlendirileceğini söylemişti. Kılıçdaroğlu, sözkonusu açıklamasında “Şimdi bir ittifak yapmışsanız, ittifaktaki aktörlerin görüşlerini almadan, beklentilerini dikkate almadan bir karar vermeniz etik açıdan doğru değil.
Eğer bir seçim olacaksa bu seçim sürecinde biz Sayın Meral Akşener ile, Sayın Temel Karamollaoğlu ile de, Demokrat Parti'nin Sayın Genel Başkanı (Gültekin Uysal) ile de elbette oturup konuşacağız. Her parti bağımsız cumhurbaşkanı adayı çıkarabilir veya ‘Hayır, ittifakı gerçekleştirelim ve bir tek cumhurbaşkanı adayı olsun o çerçevede seçime gidelim’ denilebilir. Bugünden buna karar vermek çok zor.
Ama ben şunu ifade edeyim: Cumhurbaşkanı olacak kişinin aynı zamanda bir partinin genel başkanı olmaması lazım. Çünkü Cumhurbaşkanı olacak kişi parlamentoda yemin ettiği zaman, anayasanın gereği olarak tarafsız olacağına dair namusu ve şerefi üzerine ant içiyor. Eğer siz namusunuzu ya da şerefinizi korumak isterseniz, namus ve şeref kavramı bizim için çok değerlidir derseniz, bir siyasi partinin genel başkanının Cumhurbaşkanı olmaması lazım” demişti.
Kılıçdaroğlu, “aday olmaya karar verirse CHP Genel Başkanlığı’ndan istifa edip-etmeyeceği” yönündeki sorumuza ise“O dönem değerlendirilir. Ama benim görüşüm bugün de yarın da bir başka gün de 10 yıl sonra daha da 30 yıl sonra da eğer Cumhurbaşkanı dediğimiz bir kişi, 83 milyonu temsil edecekse, bu aynı zamanda bir partinin genel başkanı olmamalıdır. Cumhurbaşkanının tarafsızlığı ve bağımsızlığı çok önemlidir” yanıtını vermişti.