CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Merkez Bankası rezervinden eritildiğini belirttiği 128 milyar dolarla ilgili iktidara yüklendi. Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu'nun işaret ettiği 2017 yılında Hazine Müsteşarlığı ile Merkez Bankası arasında yapılan protokolün kanunsuz olduğunu ifade eden CHP lideri, "Bu ülkede görülmemiş bir şekilde 128 milyar dolar arka kapıdan birilerine peşkeş çekildi, Merkez Bankası devre dışı bırakılarak. Kime sattıkları kaça sattıkları belli değil. Hangi kur üzerinden sattıkları belli değil. Arka kapıdan kodamanlara sattılar" dedi. Kılıçdaorğlu, "İktidar olacağız, o kodamanların burnundan o 128 milyar doları getireceğim" diye konuştu.
Meclis Başkanı Mustafa Şentop'un Montrö açıklamasının ardından bildiri yayımlayan 103 emekli amiralin gözaltına alınmasını hatırlatan Kılıçdaroğlu, "128 milyar dolara ne oldu?" gündemini "örtmek için yapılan bir mizansel" olduğunu söyledi. Meclis Genel Kurulu'na getirilen fezlekeyle dokunulmazlığının kaldırılması talebinin de aynı amaçla gündeme getirildiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, "Erdoğan, kiminle gelirsen gel nasıl gelirsen gel vız gelir tırıs gider. Hesabını soracağım. Fakir fukaradan alınan, o gençlerden çalınan bütün hakları aynen iade edeceğim. Yiğide savaş bayramdır unutmasın bu salonda binlerce yiğit kadın ve erkek vardır" sözlerini kaydetti.
Öte yandan Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan'ın kendi şirketinden kendi bakanlığına 9 milyon TL'lik dezenfektan sattığı iddialarını da irdeleyen CHP lideri Kılıçdaroğlu, "Allah aşkına ne hale geldiğimizi görüyor musunuz! Bakan ol, şirketin var, sürekli şirketinden mal al. Sonra bunu ahlak diye millete sat. Sonra bunu milletin önünde tek kelime etmeyeceksin! AK Parti'ye oy veren değerli kardeşlerim, bakın Türkiye nasıl yönetiliyor, kimlere hangi imkanlar sağlanıyor. Bir yolsuzluklar ülkesi oldu Türkiye. Sözüm söz sizin burnunuzdan fitil fitil getireceğiz. İlk yapacağımız iş parlamentoya siyasi ahlak yasası getireceğiz" dedi.
Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"İsmail Uygur genç bir arkadaşımız Torbalıya çok şey verme iddiasında olan bir arkadaşımız ama hayatını kaybetti. Kendisine Allah'tan rahmet diledik. Hepimize başsağlığı diliyorum. Yeri mekanı cennet olsun."
"Belediye başkanlarımız bu süreçte ellerinden gelen çabaları gösteriyorlar. Söyledim bizim belediyelerin olduğu yerde ilde, ilçede, büyükşehirde hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek. Telefonlarınız 24 saat açık olacak kim yardım talebinde bulunuyorsa gece gündüz saati fark etmez o eve gidilecek. Biz bu topraklarda yaşayan herkese eşit hizmet götüreceğiz. Yardımı nasıl yapacaklar? Bir elin verdiğini diğeri görmeyecek. Düzenli olarak her hafta bütün belediye başkanlarımızdan verileri alıyoruz. "
"Bir salgın dönemindeyiz her bir vatandaşımızın canı çok değerlidir. Her vatandaşımızın salgından sağ salim kurtulması için herkesin üzerine düşen görevler var ve bunların yapılması gerekiyor: Salgın başladığından bu yana olayı politik malzeme yapmamaya özen gösterdik. Nelerin yapılması gerektiğini ifade ettik. Bu sorun hepimizin ortak sorunuydu. Bilim kurulu vardı bilim kurulu bize ayrıca güven veriyordu. Biz sözlerimize hep öneriyle başladık."
"Bu ülkede herkesin bu hasarı bu salgını en az hasarla atlatması bizim ortak hedefimizdi. Yine dedik, tasarruf yapın, toplumun her kesimi bu fedakarlığı yerine getirsin. Herkes fedakarlık yaptı, manavı, taksicisi, servisçisi herkes üzerine düşeni yaptı, sarayda oturanlar üzerlerine düşeni yapmadı. Kibirle bir devlet yönetilmez!"
"Biz fedakarlığı toplumun her kesimi yapsın dedik. Sarayın beslemeleri o fedakarlığın dışında kaldılar. Havaalanlarını yapanlar köprüleri yapanlar, dolarla, yolları yapanlar, aylıklarını dolarla garanti altına alanlar. bunlar hangi fedakarlığı yaptı? Bu soruyu iktidara sormuyorum, bu soruyu esnafa, emekliye sormuyorum bu soruyu geçen seçimlerde AK Parti ve Milliyetçi Hareket Partisi'ne oy verenlere soruyorum. Bu beyler milyarları aldılar, hangi fedakarlığı yaptılar? Sen fedakarlık yapıyorsun, oy verdiğin insanlar fedakarlık yapmıyorlar, kibir abidesi olarak saraylarında oturuyorlar. Buna izin vermememiz gerekiyor arkadaşlar. O uçakla yetmiyor 3 tane daha Mercedes alıyorsun. Neyinize yetmiyor!"
"Bu kamu özel iş birliği milleti iliklerine kadar sömürüyor. İktidar olduğumuzda yapacağımız ilk iş bunların tamamın kamulaştırmaktır. Bugün doğan çocuğun evladına bile yük getiriyorlar. Yazık günah değil mi bu memlekete? Bu memleket bu kadar sahipsiz mi? Vatandaşlarımız o köprülerden, o havaalanlarından onların istediği parayı ödemeden geçecek. Devletin soyulmasına izin vermeyeceğiz!
Dedim ki devleti yönetenlerin örnek olması lazım. Peki nasıl örnek olacak? Genelge çıkarıyorsun, illerde barolar kongre yapmasınlar, tamam yapmadılar, ama sen yapıyorsun! Bir de salon lebalep doldu diye övünüyorsun. Efendim barolar kendi genel kurullarını yapmayacak! E sen kendi genel kurulunu yapıyorsun! Üstelik insanlar sırt sırta. Dün 341 vatandaşımız hayatını Covid-19 dolayısıyla kaybetti. Sorumlusu kim? Bu soruyu geçen seçimlerde AK Parti'ye Milliyetçi Hareket Partisi'ne oy verenlere soruyorum. O kongreleri yapanların vebali, günahı yok mu? O insanlar sokağa çıktılar, binlerce insan Covid oldu. Yoğun bakımlarda yer yok. Torpiliniz varsa yer bulabiliyorsunuz. Peki ülkeyi bu hale getirenlerin sorumluluğu yok mu? Hâlâ onun partisine oy vermeye devam mı edeceğiz! İsraf merkezi oldu, devam ediyorlar, Türkiye'nin itibarını sıfırladılar. Böyle bir tablo olduğu zaman Türkiye'ye turist gelir mi arkadaşlar!
"Esnafı bitirdiler turizmciyi de bitiyorlar. Bu tablo Türkiye'ye turistin gelmesini engelliyor. Oysa turizm bizim için çok ama çok önemli. Bacasız sanayi diyoruz. Cariye açığı kapatan turizm, pek çok alana baktığınız zaman turizm 54 farklı alana katkı veriyor. KÇÖ'nün tekrar gelmesi lazım. "
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Merkez Bankası rezervinden eritildiğini belirttiği 128 milyar dolarla ilgili iktidara yüklendi. Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu'nun işaret ettiği 2017 yılında Hazine Müsteşarlığı ile Merkez Bankası arasında yapılan protokolün kanunsuz olduğunu ifade eden CHP lideri, "Bu ülkede görülmemiş bir şekilde 128 milyar dolar arka kapıdan birilerine peşkeş çekildi, Merkez Bankası devre dışı bırakılarak. Kime sattıkları kaça sattıkları belli değil. Hangi kur üzerinden sattıkları belli değil. Arka kapıdan kodamanlara sattılar" dedi. Kılıçdaorğlu, "İktidar olacağız, o kodamanların burnundan o 128 milyar doları getireceğim" diye konuştu.
Meclis Başkanı Mustafa Şentop'un Montrö açıklamasının ardından bildiri yayımlayan 103 emekli amiralin gözaltına alınmasını hatırlatan Kılıçdaroğlu, "128 milyar dolara ne oldu?" gündemini "örtmek için yapılan bir mizansel" olduğunu söyledi. Meclis Genel Kurulu'na getirilen fezlekeyle dokunulmazlığının kaldırılması talebinin de aynı amaçla gündeme getirildiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, "Erdoğan, kiminle gelirsen gel nasıl gelirsen gel vız gelir tırıs gider. Hesabını soracağım. Fakir fukaradan alınan, o gençlerden çalınan bütün hakları aynen iade edeceğim. Yiğide savaş bayramdır unutmasın bu salonda binlerce yiğit kadın ve erkek vardır" sözlerini kaydetti.
Öte yandan Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan'ın kendi şirketinden kendi bakanlığına 9 milyon TL'lik dezenfektan sattığı iddialarını da irdeleyen CHP lideri Kılıçdaroğlu, "Allah aşkına ne hale geldiğimizi görüyor musunuz! Bakan ol, şirketin var, sürekli şirketinden mal al. Sonra bunu ahlak diye millete sat. Sonra bunu milletin önünde tek kelime etmeyeceksin! AK Parti'ye oy veren değerli kardeşlerim, bakın Türkiye nasıl yönetiliyor, kimlere hangi imkanlar sağlanıyor. Bir yolsuzluklar ülkesi oldu Türkiye. Sözüm söz sizin burnunuzdan fitil fitil getireceğiz. İlk yapacağımız iş parlamentoya siyasi ahlak yasası getireceğiz" dedi.
Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"İsmail Uygur genç bir arkadaşımız Torbalıya çok şey verme iddiasında olan bir arkadaşımız ama hayatını kaybetti. Kendisine Allah'tan rahmet diledik. Hepimize başsağlığı diliyorum. Yeri mekanı cennet olsun."
"Belediye başkanlarımız bu süreçte ellerinden gelen çabaları gösteriyorlar. Söyledim bizim belediyelerin olduğu yerde ilde, ilçede, büyükşehirde hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek. Telefonlarınız 24 saat açık olacak kim yardım talebinde bulunuyorsa gece gündüz saati fark etmez o eve gidilecek. Biz bu topraklarda yaşayan herkese eşit hizmet götüreceğiz. Yardımı nasıl yapacaklar? Bir elin verdiğini diğeri görmeyecek. Düzenli olarak her hafta bütün belediye başkanlarımızdan verileri alıyoruz. "
"Bir salgın dönemindeyiz her bir vatandaşımızın canı çok değerlidir. Her vatandaşımızın salgından sağ salim kurtulması için herkesin üzerine düşen görevler var ve bunların yapılması gerekiyor: Salgın başladığından bu yana olayı politik malzeme yapmamaya özen gösterdik. Nelerin yapılması gerektiğini ifade ettik. Bu sorun hepimizin ortak sorunuydu. Bilim kurulu vardı bilim kurulu bize ayrıca güven veriyordu. Biz sözlerimize hep öneriyle başladık."
"Bu ülkede herkesin bu hasarı bu salgını en az hasarla atlatması bizim ortak hedefimizdi. Yine dedik, tasarruf yapın, toplumun her kesimi bu fedakarlığı yerine getirsin. Herkes fedakarlık yaptı, manavı, taksicisi, servisçisi herkes üzerine düşeni yaptı, sarayda oturanlar üzerlerine düşeni yapmadı. Kibirle bir devlet yönetilmez!"
"Oy verdiğin insanlar fedakarlık yapmıyor"
"Biz fedakarlığı toplumun her kesimi yapsın dedik. Sarayın beslemeleri o fedakarlığın dışında kaldılar. Havaalanlarını yapanlar köprüleri yapanlar, dolarla, yolları yapanlar, aylıklarını dolarla garanti altına alanlar. bunlar hangi fedakarlığı yaptı? Bu soruyu iktidara sormuyorum, bu soruyu esnafa, emekliye sormuyorum bu soruyu geçen seçimlerde AK Parti ve Milliyetçi Hareket Partisi'ne oy verenlere soruyorum. Bu beyler milyarları aldılar, hangi fedakarlığı yaptılar? Sen fedakarlık yapıyorsun, oy verdiğin insanlar fedakarlık yapmıyorlar, kibir abidesi olarak saraylarında oturuyorlar. Buna izin vermememiz gerekiyor arkadaşlar. O uçakla yetmiyor 3 tane daha Mercedes alıyorsun. Neyinize yetmiyor!"
"Yazık değil mi memlekete?"
"Bu kamu özel iş birliği milleti iliklerine kadar sömürüyor. İktidar olduğumuzda yapacağımız ilk iş bunların tamamın kamulaştırmaktır. Bugün doğan çocuğun evladına bile yük getiriyorlar. Yazık günah değil mi bu memlekete? Bu memleket bu kadar sahipsiz mi? Vatandaşlarımız o köprülerden, o havaalanlarından onların istediği parayı ödemeden geçecek. Devletin soyulmasına izin vermeyeceğiz!
"341 vatandaşımız hayatını kaybetti, sorumlusu kim?"
Dedim ki devleti yönetenlerin örnek olması lazım. Peki nasıl örnek olacak? Genelge çıkarıyorsun, illerde barolar kongre yapmasınlar, tamam yapmadılar, ama sen yapıyorsun! Bir de salon lebalep doldu diye övünüyorsun. Efendim barolar kendi genel kurullarını yapmayacak! E sen kendi genel kurulunu yapıyorsun! Üstelik insanlar sırt sırta. Dün 341 vatandaşımız hayatını Covid-19 dolayısıyla kaybetti. Sorumlusu kim? Bu soruyu geçen seçimlerde AK Parti'ye Milliyetçi Hareket Partisi'ne oy verenlere soruyorum. O kongreleri yapanların vebali, günahı yok mu? O insanlar sokağa çıktılar, binlerce insan Covid oldu. Yoğun bakımlarda yer yok. Torpiliniz varsa yer bulabiliyorsunuz. Peki ülkeyi bu hale getirenlerin sorumluluğu yok mu? Hâlâ onun partisine oy vermeye devam mı edeceğiz! İsraf merkezi oldu, devam ediyorlar, Türkiye'nin itibarını sıfırladılar. Böyle bir tablo olduğu zaman Türkiye'ye turist gelir mi arkadaşlar!
"Esnafı bitirdiler"
"Esnafı bitirdiler turizmciyi de bitiyorlar. Bu tablo Türkiye'ye turistin gelmesini engelliyor. Oysa turizm bizim için çok ama çok önemli. Bacasız sanayi diyoruz. Cariye açığı kapatan turizm, pek çok alana baktığınız zaman turizm 54 farklı alana katkı veriyor. KÇÖ'nün tekrar gelmesi lazım. "
"Stopaj nereye gidiyor?"
"Toplumun gözünden kaçan bir şey yaptılar. Bankalardaki mevduat faizine uygulanan spotajı düşürdüler. Kısa çalışma ödeneğinden kaç kişi yararlanıyordu? 1 milyon 139 bin kişi. İşsizlik tehlikesiyle karşı karşıya getirdiler. Bakın 6 aya kadar olan hesaplar için yüzde 15'ten yüzde 5'e düşürdüler. Bir yıla kadar olan vadeli hesapları 2'den 3'e düşürdüler. Peki aldıkları spotaj nereye gidiyor? Vergi olarak bütçeye gidiyordu. Peki işçi için ödenen KÇÖ nereden karşılanıyordu? İşçinin kumbarasından. Bu neyi gösteriyor? Hükûmet rantiye sınıfına çalışıyor. Ve bu gerçeğin herkesin bilmesini isterim. Soygun düzenini teşvik eden bu iktidar emekli için, işçi için çalışmıyor rantiye için çalışıyor. Yine de ben Erdoğan'a öneride bulunmak isterim. Kardeşim turizmcileri çağır çözüm önerilerini dinle ve gereğini yap. "
"Turizm sektörü Türkiye için çok önemli. Gelen her turizm tarım, sanayi sektörüne destek veriyor, işçiye destek veriyor ve Türkiye buradan büyük emek harcamadan dolarlar kazanıyor. Ama turizme düşman olanlar böyle bir tabloyu önümüze koyuyorlar. "
"Burnunuzdan fitil fitil getireceğiz"
"Burada Can Özçelik imzasıyla bir haber yayımlandı. Ticaret Bakanı ve kocası ikisi şirket kurmuş dezenfektan üretiyorlar. Kime satıyorlar? Kendi bakanlığına. Allah aşkına ne hale geldiğimizi görüyor musunuz!. Bakan ol şirketin var sürekli şirketinden mal al. Sonra bunu ahlak diye millete sat. Sonra bunu milletin önünde söylenecek tek kelime etmeyeceksin! AK Parti'ye oy veren değerli kardeşlerim, bakın Türkiye nasıl yönetiliyor, kimlere hangi imkanlar sağlanıyor. Sen bu haber çıktıktan sonra çıkıp tek kelime bile etmeyeceksin! Bir yolsuzluklar ülkesi oldu Türkiye. E bu bakan niye sesini çıkarmıyor? E ben yukarıdakini örnek alıyorum diyor, e gençler de pudra şekeriyle idare ediyorlar, hepimiz malı götürüyoruz diyor. Vatandaş da seyrediyor diyor. Sözüm söz sizin burnunuzdan fitil fitil getireceğiz. İlk yapacağımız iş parlamentoya siyasi ahlak yasası getireceğiz. "
"Protokol, kanunsuz bir protokol"
"128 milyar doların nereye gittiğini şuanda kadar nereye gittiğini bilmiyoruz. Birinci sorunun cevabını aldık. Bu satış hangi yöntemle yapıldı? Merkez Bankası çıktı açıklama yaptı, 21 Şubat 2017 tarihi itibariyle Hazine Müsteşarlığı ile Merkez Bankası arasında bir protokol yapıldı ve o protokole göre satıldı dedi. Bu protokolü dayandırdıkları kanun var onu da açıkladı ama onun 2. maddesi 2018 yılında 703 sayılı KHK ile iptal edildi. İptal edildi ama satışlar devam ediyor. Öyle tahmin ediyoruz, bilmiyoruz. Yani protokol şua nda kanunsuz bir protokol."
"Yer miyiz biz?"
"Cemil Ertem bu da cumhurbaşkanının baş danışmanı, '128 milyar dolar hesabını nasıl yaptıklarını bilmiyorum ve bu hesaba ulaşamıyorum' Sen zaten ulaşamazsın senin dünyadan haberin yok. Adam malı götürmüş hesabı bilemiyorum diyor. Sen hesap bilmiyorsan ne arıyorsun cumhurbaşkanlığında? Erdoğan kendisine yağdanlık arıyor. Her söylediğini onaylayacak kişiler arıyorlar. Açıklama yaptıkça batıyorlar."
"Hazine Bakanı kendini kurtarmaya çalışıyor"
"(Lütfi Elvan'ın açıklamalarına) 128 milyar doların satıldığını Hazine ve Maliye Bakanı kabul ediyor. Tamamen açık ve şeffaf deniyor. Valla bilmiyoruz. Hadi bana söylemiyorsun ekonomi yazarlarına söyle. Hadi bana söylemiyorsun MHP genel başkanına söyle. Senin yandaşın ona söyle parayı şuraya harcadık diye. Devam ediyor 'bilgi kirliliğinin ortadan kaldırılması açısından bu verilerin yayımlanmasında fayda görüyorum diyor. Tabii takdir merkez banaksının' Beyefendi takdir MB'nın da siz MB'ye bir şey bırakmadınız ki. Parayı MB satmadı ki! 'Satılan dövizler Hazine'nin MB'ndaki dövizleridir bir muhabir banka tarafından hazine adına piyasada satılmıştır' E sen de Hazine ve Maliye Bakanı'sın kardeşim sen açıkla. Bu ne yapıyor? Kendini kurtarmaya çalışıyor. MB neden bundan kaçtı çünkü suça ortak olmak istemedi. 'Alın kardeşim bir protokol yapalım parayı size verelim ne yaparsanız yapın bizi bulaştırmayın' dedi. İşin Türkçesi budur. O nedenle yaptıkları açıklamaların tamamı tutarsız. O nedenle geçen hafta çarşamba günü bu soruya cevap bekler diye Erdoğan grup toplantısı yapamadı."
"Ülke çok sancılı bir dönemden geçiyor. Hepimiz bunu biliyoruz. Ekonomi ne yazık ki çöktü. Patates için insanlar kavga ediyor. Birbirlerini eziyorlar bir çuval patates alabilmek için. 21. yüzyılın Türkiyesi! Patates almak için insanlar birbirlerini eziyor! Yardım gelecek haberi geliyor insanlar gidiyor koşa koşa, saatlerce bekliyorlar. Beyefendi öyle bir yerde oturuyor ki vatandaşlı görmüyor. Sen aya gideceğine vatandaşın karnını doyur kardeşim! Bu ülkede görülmemiş bir şekilde 128 milyar dolar arka kapıdan birilerine peşkeş çekildi, Merkez Bankası devre dışı bırakılarak. Kime sattıkları kaça sattıkları belli değil. Hangi kur üzerinden sattıkları belli değil. Arka kapıdan kodamanlara sattılar. Kim aldı bunları?"
"O kodamanların burnundan o 128 milyar doları getireceğim"
"Efendim halka verdik hanelerdedir diyor ya Canikli .Kardeşim halka soruyorum çiftçiye, sanayiciye, KOBİ'ciye sordum sormadığım adam kalmadı vallahi billahi almadık diyorlar. Arka kapıdan veriyorsan zaten bunlara vermezsin. Eğer vatandaşlardan biri ben aldım diyorsa, çıkıp 'Allah razı olsun, 128 milyar dolardan ben de aldım' desin görelim. İktidar olacağız, o kodamanların burnundan o 128 milyar doları getireceğim. "
"Erdoğan kiminle gelirsen gel"
"Erdoğan o kodamanlara aktardığı paraların miktarını açıklaması lazım. Kime gitti bu paralar? Kim aldı? Hangi, kurdan aldılar kimler vurgunu vurdu? İşin şakası yok ekonomik buhranla karşı karşıyayız. İnsanlar intihar ediyorlar. 1238 milyar dolar MB kasasında olsaydı Bugün Türkiye'nin itibarı, ekonomisi başka yerde olurdu. Şu anda rezerv eksi bakiye veriyor. Bu olayı örtmek için emekli amiraller darbe yapıyor mizanseli yaptılar. 80 yaşındaki emekli amirele kelepçe taktılar. Yetmedi benim ve arkadaşlarım için dokunulmazlığın kaldırılmasını istediler. Erdoğan kiminle gelirsen gel nasıl gelirsen gel vız gelir tırıs gider. Hesabını soracağım. Fakir fukaradan alınan, o gençlerden çalınan bütün hakları aynen iade edeceğim. Yiğide savaş bayramdır unutmasın bu salonda binlerce yiğit kadın ve erkek vardır.