CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, HDP İzmir il binasına yapılan saldırıyı hatırlattığı Gaziantep'teki çalıştayda, belediye başkanlarını, "Hepiniz İzmir benzeri provokasyonlara hazırlıklı olun" diye uyardığını söyledi. Kılıçdaroğlu, "Belediye başkanı arkadaşlarıma şunu da söyledim; ’Provokasyonlara hepiniz hazırlıklı olun, İzmir benzeri provokasyonlar her yerde olabilir. Sizden en büyük isteğim kentin seçimle gelen belediye başkanı olarak halkı sükûnete davet etmenizdir. Provokasyonlara pabuç bırakmayın.'" ifadelerini kullandı.
HDP'ye saldırarak Deniz Poyraz'ı öldüren Onur Gencer'in 2016'dan bu yana psikiyatride tedavi gördüğüne dikkati çeken CHP lideri Kılıçdaroğlu, "Peki buna sağlam raporunu kim verdi? Psikolojik sorunları olan birinin eline silahı nasıl tutuşturuyorsunuz? Herhalde savcılar bunu da inceleyecektir" diye konuştu.
Öte yandan CHP lideri, kendisinden önce grup toplantısı gerçekleştiren MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin de, "Kimin yanındadır? Bölücülüğümü destekliyor yoksa Türkiye'nin yanında mı yer alıyor?" sorusuna sert bir dille tepki gösterdi. Tank palet fabrikasını, Süleyman Şah Türbesi'ni hatırlatırken, Türk vatandaşlığı için istenen 250 bin doları ve birden fazla maaş alan bürokratları gündeme getiren Kılıçdaroğlu, "Ben ve arkadaşlarım ve bütün dostlarımız Türkiye'nin birliğinden ve bütünlüğünden yanayız. Biz şanlı ordumuzun tank palet fabrikasını Katar ordusuna peşkeş çekilirken itiraz eden kişileriz. Sen ise Katar ordusuna peşkeş çekilirken alkışlayan kişiydin. Biz kendi vatan topraklarını ve o topraklarda yatan Süleyman Şah Türbesi’ni ve TC devletinin bayrağını indirip kaçıp toprağa düşmana teslim edenlerden yana değiliz. Biz oraya bir hafta içinde şanlı bayrağımızı dikmekten yanayız. Bunun sözünü verdik. Sen ne yaptın? Kaçanları bayrağı indirenleri alkışladın. Her ay 10 bin dolarlık rüşveti alan siyasetçiyi hiç merak etmesin mi Sayın Bahçeli? Sayın Bahçeli hangi devlet 250 bin odlara kendi vatandaşlığını pazarlar? Bu mudur milliyetçilik?" diye konuştu.
Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"Kavgayı değil barışı önceleyen bir anlayışla yaşmak; öfkenin, intikam duygusunun olmadığı bir Türkiye'de yaşamak istiyoruz. Bugün yine Türkiye'nin bir kişinin iradesine teslim edilmesinin faturasını 83 milyon olarak ödüyoruz. Demokrasiyi, insan haklarını, adaleti, hakkı, hukuku savunuyoruz e dolayısıyla milletin iradesine her zaman saygılı olduk bundan sonra da saygılı olmaya devam edeceğiz. Diyeceğiz ki 83 milyonun iradesi bir kişinin iradesine temsil edilemez. "
"Karayılan’ın mezarında bir abide yok. İl başkanımıza talimat verdim, orayı saygıyla anacağımız bir şekle dönüştürün diye. Vali ile görüşecek onlar yaparsa amenna yapmazsa Cumhuriyet Halk Parti’ni bunu üstlenecek. Biz tarihimize saygılıyız, bu topraklar için can veren herkese saygılıyım. Biz Türkiye’nin birliğini ve bütünlüğünün savunan kökleri kuvayi milliye dayanan bir partiden geliyoruz."
"Gaziantep'te en çok duyduğum cümle; gelin ve bizi kurtarın"
"Gaziantep’i aynı zamanda bir kurtuluş, bir sanayi, bir gastronomi, bir tarım kenti olarak da görüyoruz. Ana ziyaret ettiğim Gaziantep’in önemli insanları önümüzü göremiyoruz dediler. Yatırım yapacağız önümüzü göremiyoruz, endişe taşıyoruz Türkiye’nin geleceği açısından. Bu endişelerimizi giderin diye bize söylüyorlar. Belediye başkanlarımız ilçeleri gezdiler. Ben de il merkezinde kısa bir gezi yaptım. En çok duyduğum sözcük, ‘gelin ve bizi kurtarın.’ Şunu söyledik; sizin iradenizle geleceğiz ve Türkiye’yi aydınlığa çıkaracağız. Hiç merak etmeyin."
HDP'ye kapatma davası
"Siyasi partileri kapatmak onları farklı şekillerde topluma tanıtmak veya terör örgütleriyle onları bağlantılandırmak asla doğru değil. Varsa böyle bir şey elbette ki devletin savcıları, polisi, güvenlik görevlileri devreye girerler. Bu ülkede saygın hakimler varsa gerekli kararı verirler. Ama bu iş bir siyasi talimatla yapılırsa o doğru değil. Haksızlık kime yapılırsa yapılsın haksızlığa karşı çıkmak insan olarak bizim temel görevimizdir. Biz haksızlığa karşı durmak istiyoruz. Demokrasilerde en büyük hakem halktır. Oy veriyorsa mesele yok vermiyorsa zaten tarihin çöp sepetine atılırsınız. Bu konuda hepimizin duyarlı olması lazım, demokrasi konusunda. Sadece kendimiz için değil bizim gibi düşünmeyenler için de demokrasi istemeliyiz."
"İzmir benzeri provokasyonlara hepiniz hazırlıklı olun"
"Belediye başkanı arkadaşlarıma şunu da söyledim, ’Provokasyonlara hepiniz hazırlıklı olun, İzmir benzeri provokasyonlar her yerde olabilir. Sizden en büyük isteğim kentin seçimle gelen belediye başkanı olarak halkı sükûnete davet etmenizdir. Provokasyonlara pabuç bırakmayın."
"HDP'ye saldıran Onur Gencer'e sağlam raporunu kim verdi?"
(HDP İzmir İl Binasına saldıran Onur Gencer) Bu kişi 2016'dan bu yana psikiyatride tedavi görüyor. peki buna sağlam raporunu kim verdi? Psikolojik sorunları olan birinin eline silahı nasıl tutuşturuyorsunuz? Herhalde savcılar bunu da inceleyecektir.
"Makine Kimya Endüstri Kurumu’nu satmaya kalkacaklar"
"Bunların olma nedeni Hazine’nin üzerine çökmeleridir. Devletin hazinesine çöktüler bunlar, devletin paralarını yağmaladılar bunlar, hak etmeyen insanlara milyar dolarları aktardı bunlar. 128 milyar dolar nerede diye sorarken 128 milyar dolara kimler çöktü aslında bunu soruyoruz. Ama sormak suç diyorlar. Çünkü milletten yana değil mafyadan yana tavır takınıyorlar; mafyanın hakkını hukukunu arıyorlar. Bakın vatandaşa yüklenen maliyeti sadece borçlanma üzerinden rakamlar vererek sizlere sunacağım. Döviz üzerinden borçlanmanın vatandaşa getirdiği yük ne kadar? 2019, artan borç stoku 261 milyar lire. Bunun 197 milyar lirası yeniden borçlanma dolar karşılığı. Kur artışından milletin sırtına gelen yük 67 milyar lira, yani yüzde 26’sı. Durup dururken. 67 milyar lirayı vatandaşın sırtına yıkıyorsun. 2020’de bu rakam 205 milyar liraya çıkıyor, yüzde 42. 2021’inilk üç ayında 24 milyar lira, yeni borçlanma yapıyorlar ama kur artışının getirdiği maliyet 113 milyar lira. Sormak istiyorum bu ülkede Türk Lirası yok mu? Kendi vatandaşına neden dolar üzerinden borçlanıyorsun? Çünkü vatandaş sana güvenmiyor. TC devletinin bankalarında neden yüzde 54 dolarla mevduat hesabı var? Çünkü vatandaş güvenmiyor. Her şeyi satarak bugüne kadar idare ettiler. Her şeyi sattılar. Şimdi satacak çok az şey kaldı. Makine Kimya Endüstri Kurumu’nu satmaya kalkacaklar. Tank Palet fabrikasını hatırlıyorsunuz değil mi? Tank palet MSB’ya bağlıydı, içinde çalışanlar da kamu elemanıydı ama bir düzenleme yaptılar burayı birilerine peşkeş çekecekler. Sağlık Bakanlığını çekemiyorsunuz, Maliye Bakanlığı’nı çekemiyorsunuz çünkü anonim şirket değil. O zaman biz bunu anonim şirkete dönüştürürsek satarız. Tank paleti yaptılar ve Katar ordusuna peşkeş çektiler. Şimdi Makine Kimya Endüstri Kurumu’nu da anonim şirkete dönüştürelim, yeri zamanı gelince e hazinede para kalmadı o zaman bunu da birilerine pazarlayalım. Bu arayış içindeler.
"Bu Erdoğan tayfası cumhuriyetten intikam almak istiyor"
Anadolu’nun ortasında kurulan ilk entegre silah sanayidir burası. Çok sayıda fabrika var. Silah ve mühimmat üretiyor burası. Cumhuriyetin ilk yıllarından beri kurulan ve bugüne kadar gelişmesini sağlayan bir kurumdur Makine Kimya Endüstri Kurumu. Hangi gerekçeyle anonim şirkete dönüştürüyorsun? Kırıkkale’de bu fabrikalar kurulurken burası 12 hanelik bir köydü. Sonra burası kasaba sonra il oldu. Ne diyorum bu tayfa bu Erdoğan tayfası Cumhuriyet’ten intikam almak istiyor. Silah fabrikalarını da birilerine pazarlamak istiyorlar. Kendi ailesi yapsın istiyorlar. Ya paraya doymadınız mı siz!"
Kırıkkalelilere seslendi:
MKE'nin anonim şirket olmasını istemiyorsan gidebileceğin tek bir adres var, o da Cumhuriyet Halk Partisi
"Buradan Kırıkkalelilere seslenmek istiyorum; gittiniz oy verdiniz. 10 bin kişi çalışıyordu, çoğunu işten attılar, emekli ettiler yerine yeni işçi almadılar yine oy verdiniz. Şimdi o fabrikayı alacaklar satacaklar, şimdi diyorsunuz ki anonim şirkete dönmesin. Kırıkkaleli kardeşime sesleniyorum eğer dönmesin istiyorsan bir tek adresi var o da Cumhuriyet Halk Partisi. Makine Kimya Endüstri Kurumu’nun Ankara’daki genel müdürlüğünü de Kırıkkale’ye taşıyacağız."
Demirören'in Ziraat Bankası'ndan çektiği krediyi ödememesine tepki
"(Demirören'in Ziraat Bankası'ndan çektiği kredi) Esnaf kardeşime soruyorum sen borcunu ödemedin diye icra memuru kapına geliyor. Çiftçiye soruyorum sen kredi borcunu ödemedin diye icra memuru traktörüne haciz koyuyor. Kredi alıp üniversiteyi bitiren gence haciz gidiyor. Ama 750 milyar dolar tokatlayan adama hiçbir şey olmuyor, el üstünde tutuluyor. Bu mudur adalet? Garibanı buldun ensesinde boza pişireceksin, devleti soyan adamı el üstünde taşıyacaksın. Bunun adı da adalet olacak! Öyle bir şey ki zarar eden şirketi var on uda OYAK'a satıyorlar. Niçin? Orduya da siyaset girdi ya. OYAK'da talimatla zarar eden şirketleri alıyor ya. Böyle bir rezaleti cumhuriyet tarihinde hiç yaşamadı .Bu konuda parlamentoya bir araştırma önergesi verin, bütün bu rezaletler Meclis tutanaklarına girsin. "
"Erdoğan egemen güçlere teslim olmuştur"
"Havuz medyası ağırlıklı olarak Erdoğan’ın gezilerine de davet edilirler. Bunlara önceden sorular verilir. Beyefendinin arzu ettiği sorular sorulacak, onun verdiği cevaplar yazılacak. En son yurt dışına gitti bekledim gelsin diye. Uçağında 13 gazeteci var uçağında. 13 gazeteciden bir tek kişi bu toplumun merak ettiği soruyu soramıyor, sormuyor. Hadi tamamı havuz medyasının değil ama diğerleri de sormuyor. İki gazeteci de var farklı yerlerden, onlar da soramıyor, bir daha bizi uçağına almaz diye. Ne diyordu 1915 olaylarını gidince soracağım diye. Masasının üzerinde bir kitap var, kardeşim sen bu soruyu sormaya kararlıysan masanın üzerine bu kitabı değil Türk Kaya Ataöv’ün 76’sı yabancı dile çevrilmiş 80 kitabı var, 1915 olaylarıyla ilgili. Öyle bir kitap koyacaktın oraya. Soruyu soramadı sorma gücü ve enerjisi artık yoktur. Erdoğan egemen güçlere teslim olmuştur, o nedenle Erdoğan artık Türkiye Cumhuriyeti Devleti için artık bir milli güvenlik problemidir."
"Çık adam gibi cevap ver. Adam gibi cevap vermezsen adam değilsin. Biliyorum feministler kızacaklar ama ne yapayım! Ay ne yapayım, bulunduğu pozisyon itibariyle yolsuzluklarla mücadele etmesi, Türkiye'nin çıkarlarını savunması lazım. Yolsuzlukların üstünü örtüyor, onlardan besleniyorsa Türkiye'nin çıkarlarını savunmuyorsa oradan ayrılması lazım. Kendi partisinde uzun yıllar çalışmış, adalet bakanlığı yapmış Cemil Çiçek soruyor. Öyle bir şey olamaz diyor. Peki bugüne kadar Erdoğan çıkıp bir cümle kurdu mu? Niye kurmuyorsun kardeşim."
Süleyman Özışık'ın "binlerce dosya" açıklamasına:
Süleyman Soylu bedava mı yaptı!
"(Süleyman Özışık'ın açıklamalarına) Bu mafya ile siyasi ilişkileri götüren bir kişi, tv yorumcusu, bir açıklama yapıyor. Ya okurken acaba doğru mu dedim. 'İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya masum olduğuna inandığım binlerce kişinin dosyasını götürdüm. Dedim ki eğer bu insanlar masum çıkamazsa hesabını benden sorun. Araştırmalar yapıldı. Hepsinin bir iftiraya kurban gittiği ortaya çıktı, hepsi görevlerine iade edildi.' Savcı mısın, hakim misin sen? Nereden biliyorsun sen bunların mağdur olduğunu? Bu binlerce dosya hangi dosyalar? FETÖ borsası dediğimiz işte bu dur arkadaşlar. Paranı alırsın, adamını bulursun, dosyayı götürürsün seni hapisten çıkarır sen de serbest kalırsın. FETÖ borsası budur işte. Hakim, savcı, avukat var mı bu işin içinde? Yok. Bir kişi var, o da bütün bu yer altı dünyasına ve siyasetçilerle yer altı dünyası arasındaki ilişkileri kuran birisi. Parasız hiçbir iş yapmaz. Binlerce dosyayı aldım Soylu'ya götürdüm, hepsini kurtardı Süleyman Soylu.' Bedava mı yaptı? Biz sizin ne kadar aç olduğunuzu, ne kadar aç gözlü olduğunuzu bilmiyor muyuz? Yargının bu kadar kirlendiğini, bu kadar devre dışı bırakıldığını hiç görmemiştim."
"Müzik sanatçılarına görev düşüyor, çıkıp konuşmaları lazım"
"Müzik sanatçılarına görev düşüyor. Çıkıp konuşmaları lazım. Eğer onların örgütleri konuşmuyor da korkuya teslim oluyorlarsa onlar zaten sanatçı değil. Sanatçı kişi zaten korkuya teslim olmayan kişidir, yiğit kişidir. "
Kılıçdaroğlu'ndan Bahçeli'ye yanıt
"'Kılıçdaroğlu elini vicdanına koyup söylesin.' Vicdan sözünden yola çıkarak muhatap alıyorum. 'Kimin yanındadır? Bölücülüğümü destekliyor yoksa Türkiye'nin yanında mı yer alıyor?' Çok önemli bir soru. Cevabını vereyim; ben ve arkadaşlarım ve bütün dostlarımız Türkiye'nin birliğinden ve bütünlüğünden yanayız. Biz şanlı ordumuzun tank palet fabrikasını Katar ordusuna peşkeş çekilirken itiraz eden kişileriz. Sen ise Katar ordusuna peşkeş çekilirken alkışlayan kişiydin. Şimdi söyle bakalım şanlı ordumuzdan, vatanın birliğinden bütünlüğünden kim yana? Biz kendi vatan topraklarını ve o topraklarda yatan Süleyman Şah türbesini ve TC devletinin bayrağını indirip kaçıp toprağa düşmana teslim edenlerden yana değiliz. Biz oraya bir hafta içinde şanlı bayrağımızı dikmekten yanayız. Bunun sözünü verdik. Sen ne yaptın? Kaçanları bayrağı indirenleri alkışladın. Ben ve bizim arkadaşlarımız vatanını milletini sevenler devleti yöneten bir kişinin mal varlığı dolayısıyla tehdit edilmesini içimize sindiremeyiz. Devletin en tepesindeki kişi bütün sırlarına vakıf olan bir kişi mal varlığı dolayısıyla tehdit ediliyor ve sesini çıkarmıyorsa o kişi artık TC devleti için bir milli güvenlik sorunudur. Sen o sorunun yanındasın. "
"Her ay 10 bin dolarlık rüşveti alan siyasetçiyi hiç merak etmesin mi Sayın Bahçeli? Bir esnafın derdini dinledin mi Sayın Bahçeli? Bir çiftçiye gidip de nasılsın dedin mi Sayın Bahçeli? Ama biz eli yağlı olan tornacı ustasının elini uzat kardeşim senin elini sıkmak benim için şereftir diyen bir gelenekten geliyoruz. Biz ve bizim gibiler ve dostlarımız bu coğrafyada hiç kimsenin yatağa aç girmemesini savunuyoruz. Sen saray ve beslemelerinin bir yerden beş yerden 11 yerden maaş alanları alkışlıyorsun. Vatanın birliğini ve bütünlüğünü sen mi savunuyorsun, ben mi! Hiç düşündün mü Sayın Bahçeli 83 milyon kişi Londra'daki bir avuç kişiye hizmet eder hale getirildi. Türkiye'nin mali bağımsızlığını hiç düşündün mü? Borçlar genel müdürlüğü kuruldu sen bunu biliyor musun? Bilemezsin. Beslemelere alkış tutarlar, bayrağı indirip kaçanlar, egemen güçlere teslim olanlar Türkiye'nin bağımsızlığından özgürlüğünden bahsedemezler. O sözü biz söyler, o mücadeleyi biz yaparız, o kavgayı biz veririz. Çünkü biz Cumhuriyet Halk Partisiyiz.
Sayın Bahçeli hiç merak etmedin mi ya ne kadar yabancı uyuşturucu kaçakçısı varsa, bunlara TC vatandaşlığı verildi. Devam da ediliyor. Rıza Zarrab'ı var Zindaşti'si var. TC vatandaşlığının saygınlığını koruyan benim o saygınlığı yok etmek isteyenlerin yanında duran sensin.
Sayın Bahçeli hangi devlet 250 bin odlara kendi vatandaşlığını pazarlar? Bu mudur milliyetçilik?
Dönüp bana soracaksın bu vatandan yana mısınız diye; hadi canım hadi canım geçiniz bunları!"