Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından başlıklar şöyle:
“Sanıyorlar ki adalet bina ile gerçekleşiyor. Bugüne kadar FETÖ'nün siyasi ayağını neden ortaya çıkarmadınız? Bütün ayakları ortaya çıktı, nerede bunun siyasi ayağı. Neden Bahçeli sormuyor?
Ben mültecilere kızmıyorum, mültecileri buraya getirene kızacaksınız. Türkiye'nin her tarafına dağıttılar. Felaket bir tabloya ortaya çıkardı.
Biden'la bir görüşme yaptılar. Dışişleri Bakanlığı yok orada. Sen devlet değilsin. Dışişleri Bakanlığı orada olacak orada, kayda alınacak görüşme. Ne görüştün sen?
Hepsi cepheden gelmiş gençler gibi, kadın - çocuk yok. Türkiye ve sınırlar yol geçen hanı değildir.
İktidara geldiğimizde mültecileri ülkelerine göndereceğiz. Bunların kayıtları var, kayıt dışı olanlar da var.
İktidara gelirsek Suriye’de savaşın bitmesi için herkesle görüşeceğiz."
Biz bütün dünyayı izliyoruz. Devletten gizli neyi görüştün? Bizim ayrıca dış politika danışma kurulumuz var. Biz Türkiye’nin dokularına sinmiş konuları çözmek istiyoruz.
Erdoğan Bayraktar açıklaması
Erdoğan Bayraktar ilk açıklaması bu değil, daha önce de benzer bir açıklama yaptı. Erdoğan Bayraktar NTV’de, “Tarafıma baskı yapılmasını kabul etmiyorum, soruşturma dosyasında var olan imar planlarının büyük bölümü sayın Başbakan’ın talimatıyla yapıldı, Başbakan’ın istifa etmesi gerekir” diyor, aradan zaman geçti, kendisi istifa etti, görevden aldı. 3 bakanın görev değişikliği yapıldı. Yüce Divan'a göndermediler.
Söyledikleri 2013 yılındakinden söylediklerinde farklı değil aslında. Erdoğan'ın hâlâ sessizliğini koruması...
Bir kirlilik var ortada. Yüce Divan’a gönderirsen işin ucu sana kadar gelecek tehdidi yapıldı. Diğerlerinin sözü.
Cemil Çiçek’in ‘Bunların Yüce Divan’a gitmesi gerekirdi’ ifadesini kullanması son derece doğru ve yerinde. Erdoğan Bayraktar’ın kızdığı nokta şu, beni diğer 3 bakanla yan yana koyuyorsunuz. Bir şey varsa ben görevi kötüye kullandım diyor, onlarınki rüşvet alma diyor.
Bir ülkenin bir numaralı insanı mal varlığı dolayısıyla tehdit ediliyorsa o kişi o ülke için bir beka sorunudur.
Yolsuzluklar bir devleti içten içe çürütür. En tepedeki rüşvet alırsa aşağı kadar yansır. Venezuela’da 5 ton kokain yakalandı. Türkiye bağlantılı olduğu açıklandı, Türkiye’de bu konuda soruşturma olmadı. Mersin ve Derince Limanı’nda yine kokain yakalandı, savcılar soruşturma başlatılmadı. Devlette çürüme bakın hangi boyutlara ulaşıyor."
Bu uyuşturucu belli yerlerden geliyor zaten, o limanların kimlerin işlettiği belli. Meclis’in hiçbir işlevi yok.
Birleşik Arap Emirlikleri görüşmeleri
Sedat Peker yüzünden. Erdoğan’ın söylemediği laf kalmadı, onların da bize söylemediği laf kalmadı. Sedat Peker malum açıklamalar yapıyordu. İşin içinde olduğu için isim, yer, zaman veriyor. Aksi olsaydı kanıtlayan deliller olurdu.
Devlet şirket gibi yönetilmez. Siz bütün bunları yerle yeksan ediyorsunuz. Arap dünyasıyla yapılan kavgaya karşıyım. Herkesle kavgalı, bu Erdoğan'ın ayıbı.
Sedat Peker’i susturdular, görüntülü artık konuşamıyor. İşin o cephesini bilmiyorum. İktidar kanadının büyük bir rahatsızlığı var, bütün kirli çamaşırları biliyor. Türkiye’de gündem oluyor. Devletin içinde çürümüşlüğün hangi boyutlara vardığını görüyorsunuz. Hâkime bakıyorsunuz, aranan kaçakçıyı serbest bırakıyor."