Ortak toplantıda Kılıçdaroğlu, "Devlet yalan söyler mi? Verileri doğru açıklaması lazım, verileri siyasetçilerin değil Bilim Kurulu'nun sözcüsü açıklamalıydı. Bunların hiçbirisi yapılmadı Halka doğru bilgi verilmesi gerekiyor. " dedi.
Kılıçdaroğlu, "Bütün sağlık çalışanlarına sade bir vatandaşı olarak sizlere minnet borçluyuz. Covid-19'la mücadele edenler terörist oluyor, hayatımda duyduğum en saçma söz." diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, "Sağlıkta şiddet yeni bir olay değil. Şanlıurfa’da bir hekim arkadaş hayatını kaybetmişti. Hepimiz yaşamımızın bir bölümünde doktora gideriz, tedaviyi onlar yapar. Sağlık çalışanlarına şiddet asla kabul edeceğimiz bir şey değil." ifadesini kullandı.
İşte Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"Pandemi sürecinde toplumun her kesimi ciddi bir endişe içinde. Bu endişeyi giderecek olan aktörler siyasetçiler, polisler değil sağlık çalışanlarıdır, olay bir sağlık sorunudur. Bütün sağlık çalışanlarına şükran borçluyuz. Her bir sağlık çalışanları evine gitmiyor, sağlık çalışanlarının risk oranı yüzde 85. Ne olduysa birden sağlık çalışanları suçlu oldu? Çünkü sağlık çalışanları doğruları söylüyorlar. Bütün sağlık çalışanları 'yoğun bakımlarda, hastanelerde yer kalmadı' önlem alın dediler. Bunu kim diyecek? 97 sağlık çalışanı hayatını kaybetti, 41'i hekim. Bunlar iktidarı uyarmayacak da kimler uyaracak? Olay bir sağlık sorunu olduğuna göre bu uyarıyı yapması gerekenler sağlık çalışanları. TTB suç işlemiyor, yöneticileri uyarıyor. Halkın sağlığını tehlikeye atan yöneticileri uyarıyorlar."
"Salgının önlenmesi gerekiyordu, yaptılar başta, sokağa çıkma yasağı, okulların kapatılması gibi. Ama bu kararların doğuracağı bir şey vardı, işsizlik ve arkasından yoksulluk. Hükümetin buna da çözüm üretmesi gerekiyordu. Sayın Cumhurbaşkanı bilim kurulunun öncüsü değil, nasıl oluyor da talimatları yerine getiriyor. Doğru bilgiler verilmiyor. Vatandaşın yüzde 59'u bilgilerin doğru olmadığını düşünüyor. Halka doğru bilgilerin verilmesi gerekiyor. Sağlık çalışanları özverili çalışıyor, günün 24 saati çalışıyor. Hangi politikacı 24 saat çalışıyor? Öyle bir noktaya geldik ki, hastayı kurtarmak için çaba harcayan, evine gidemeyen, dinlenme gününü belediyelerin sağladığı otel gibi yerlerde geçiriyor. Sonra bir hekimlere geldik dedik ki bu hekimler suçlu, TTB'nin kapatılması lazım. Niçin? Gerçekleri söyledikleri için. Baştan itibaren olayın ciddiyetinin, var olan devleti yöneten kesim bu olayın ciddiyetini kavrayamadı."
"Uçak biletlerinin KDV'yi 18'den yüzde 1'e indirmekle pandeminin ne ilgisi var. 3 gün sonra da uçakla gitmek yasak. Hangi önlemlerin alınması gerektiğini uzmanlara sorar insan. Bütün sağlık çalışanlarına, bu ülkenin sade bir vatandaşı olarak teşekkür ediyorum. Sizlere minnet borçluyuz. Covid-19'la mücadele edenler terörist oluyor, hayatımda duyduğum en saçma şey. Gerçekler dillendirilmeli ki siyaset kurumları ona göre önlem alsınlar. Siyaset kurumuna içinde yaşadıkları bütün tabloyu net bir şekilde sunuyorlar. Madem ki tek adam yönetimi var, TTB'yi, Eczacılar Birliği'ni falan çağırıp sorması gerekiyordu. Oradan oturup ahkam kesmek kolay, asıl suçlu dinlemeyenlerdir. Siyaset kurumunun oturup dinlemesi lazım, suçlaması değil. Sağlıkta şiddet yeni bir olay değil. Tüm vatandaşlarımıza sesleniyorum, sağlık çalışanlarına şiddet asla kabul edeceğimiz bir şey değildir."
(Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'ya) Bir devlet yalan söyler mi? Devletler yalan söylemezler. Devletin verileri doğru açıklaması gerekirdi. Verileri bir siyasetçi değil, kurumun açıklaması gerekirdi. Sağlık Bakanı başlarda güven verdi ama sonra Sayın 'Cumhurbaşkanımızın talimatıyla' diye başlayınca güveni yitirdi. Konuşacaksa bilim kurulundan yetkililer konuşacak. Doğru veriler verilmiyor. Vatandaşın yüzde 59’u bilgilerin doğru olmadığını söyleyecektir. Vatandaş tabloyu görüyor."