Diler, dünkü “15 Temmuz’un karakutusu” başlıklı yazısında; herkesin Hürriyet'in attığı manşeti tartıştığını ancak kendisinin 'bambaşka ve çok önemli bir olaydan' bahsedeceğini belirterek "Çok özel ilişkiler, çok özel jestler, çok özel ittifaklar, çok özel kumpaslar var... Hepsi kahramanımızın(!) etrafında dönüyor!" dedi.
“CIA’NIN GÜVENDİĞİ AJANLARDAN BİRİ”
Dün yazdığı yazıda “15 Temmuz'a gidilirken bilmediklerimiz vardı… Bunların başında CIA'ya çalışan çok tanınmış bir isim bulunuyordu... Bu isim İstanbul'da bilinen bir yüzdü. Makamı ve gücü vardı” diyen Diler yazısında bahsettiği ismin CIA tarafından yönetilen ve CIA’nın güvendiği ajanlardan biri olduğunu ileri sürdü. Diler’in bir diğer iddiası ise “Bu isim patronunun yanına da CIA tarafından konulmuştu. Patronu da kriminal biriydi. Ama işadamı görüntüsü veriyordu! Oysa hakkındaki dosyalar dağlar kadardı!” şeklindeydi.
“AİLE ÜYELERİ DE BÖYLEYDİ”
Ergün Diler ismini vermediği şahsın yakın olduğu isimler arasında ABD eski Büyükelçisi Robert Pearson ve Ross Wilson’u saydı. Yazısında “Bu isim Zekeriya Öz ile Celal Kara'yı yurtdışına çıkardı. Burada kalmalarını istemedi” ifadelerini kullanan Diler şöyle devam etti:
“İhsan Kalkavan, Akın İpek ve Mubariz Mansimov gibi isimlerle çok sıkı fıkıydı. Aralarından su sızmazdı! İlişkileri bu götürürdü. İstanbul'un merkezinde oyun kurar, kimse izlemez, kimse ‘Ne yapıyorsun’ diye sormazdı... Bu ismin aile üyeleri de böyleydi! Bu da ayrı konu!.”
“15 TEMMUZ İLE İLGİLİ DÜŞÜNCELERİMİZİ YÖNETMEK İÇİN...”
Adil Öksüz’le bu ismin defalarca görüştüğünü ileri süren Diler, ikilinin birlikte çok kez Amerika’ya gittiğini de yazdı. Adil Öksüz’le bu şahsın aynı ekibin üyeleri olduğunu söyleyen Ergün Diler beraber Amerika’ya defalarca uçan bu ekibin koltuk numaralarına kadar her şeylerinin belli olduğunu belirtti ve “Ama bir el bizim bu bilgilere ulaşmamızı engelliyordu. 15 Temmuz ile ilgili düşüncelerimizi yönetmek için! Gerçek bambaşkaydı. 15 Temmuz'un kara kutusu Adil Öksüz'ü koruyan da muhtemelen kaçıran da aynı isimdi. CIA eski direktörü George Tenet bu ismin arkadaşıydı. Ve birlikte garip yerlerde garip operasyonlar yapıyorlardı! İzleri takip ettiğinizde inanamayacağınız noktalara ulaşıyordunuz. Hepsini buraya sığdırma şansım elbette yok. Ama Ortodoks Kilisesi işin merkezindeydi! Orada bunlara kim yardım ediyordu, kimden ne istiyorlardı bilemem!” diye yazdı.
EKİPTEKİ AKP’Lİ VEKİL
“Bu ekibin içinde bir de Ak Partili vekil var. Öne çıkmayan sade bir vekil bu! Aslında hep önemliydi. Bu isim de 15 Temmuz'dan önce çok özel bir uçuş yapıyor ve ne hikmetse Almanya'ya gidiyor” diye yazan Diler “"Ne yapıyordu orada?" Evet doğru soru bu! Meraklandırmak istemem sizleri. Gidiyor çünkü orada kendini CIA ekibi bekliyor. Oturup konuşuyorlar. Darbeyi tartışıyorlar! Bu ekip el ele 15 Temmuz’a getiriyor ülkeyi…” dedi.
“YEĞENİ ÜZERİNDEN YARGIDA OPERASYON YAPIYOR”
Diler dün yazısında bahsettiği isimle ilgili iddialarını bugünkü ‘Gizli patron’ başlıklı yazısında da sürdürdü. Köşesinde “Dönün birkaç yıl öncesine… O kişi İstanbul'dan kalkıyor, Ankara'ya gidiyor ve ABD Büyükelçisi Pearson'dan aldığı emirle arka planda medya operasyonunu yönetiyor. Bunu gören, bilen ve duyan da yok!” diye yazan Diler “Ama bunlar, yeğeni ile birlikte her yerde varlar… Kurulan gazetelere, operasyon yapan gazetelere, el ve yayın politikası değiştiren gazetelere bakın! Son yılları kast ediyorum... Bunları göreceksiniz! Bu isim CIA'nın en özel adamlarındandır. İstanbul'da yaşar ve etkili bir ağı kontrol eder” ifadelerini kullandı.
Bu kişinin yeğeni İ. Ş. üzerinden kimse bilmese de yargıdaki büyük operasyonları yaptığını ileri süren Diler “Kendisi de A. C. üzerinden Fetullah Gülen'e bağlandı. Bu isim FETÖ'cü değildir. CIA'dan aldığı görevi yapmaktadır. AK Parti içinde Tayyip Bey'e karşı olan grubu da bu vekil ile birlikte domino etmektedirler…” diye yazdı.
“ASKERDEN YARGIYA, BAKANLIKLARDAN MEDYAYA KADAR…”
Diler yazısının şöyle sürdürdü:
“Üzüldüğüm nokta, bunların pek çoğunun medya tarafından görülmemesi. Hala bazıları, 50 yıl önceki hassasiyetleri kaşıyarak operasyon derdinde! Amaçları büyük oyunu gizlemek. Ama hepsi ortada… Askerden yargıya, bakanlıklardan medyaya kadar her şeyin içindeler. Kendi ülkesine karşı tavır alanların bu kadar rahat gezip dolaşması, başka yerde çok mümkün değil… En azından ellerindeki güç sorgulanır! Burada böyle bir şey şimdilik yok…”
(Kaynak: Odatv.com)