Abone Ol

Kitabım magazinin Ergenekonu olacak! Şok iddialar!

Kenan Erçetingöz, İzzet Çapa'ya öyle şeyler anlattı ki, ortalık fena karışacak. Sezen Aksu kadın kuaförüyken neden kovuldu? İşte o röportaj...

Kitabım magazinin Ergenekonu olacak! Şok iddialar!

İZZET ÇAPA YAZDI

SEZEN'İN MÜRİTLERİ GİBİYDİK

Kimi affetmiyorsun?


Kinci değilim. Şunu öğrendim hayatta, dik duracaksın. Aradan 15 yıl geçti hala Kenan Erçetingöz var, yarattığı şeylerle var;  Gecce.com ile var…


Sezen demişken bir ara çok iyi değil miydi aranız?


O zamanında bir sürü insana evini açtı. Benim de evinde gidip kalmışlığım vardır Sezen Aksu’nun. Çok severdi sanatçı yetiştirmeyi. Sonra ne oldu? Uzay Heparı’nın ölümü, Levent Yüksel’in hastalığı geldi gündeme.


Nasıldı Sezen-bahçe sarayında yaşam?


Zor bir kadındı, çok zordu. Evinde kaldığım dönemde bilirim, onun kendi dünyası vardı, orada yaşardı. Biz onun müritleri gibiydik. Başta hoşumuza gidiyordu


Kanka olmuştunuz yani…


Yok, daha çok Adnan Hoca’nın müritleri gibiydik biz orada. Hoştu ilk başta ,yani Sezen'in evinde kalıyoruz neticede.


Sonra?


Yiyoruz, içiyoruz, Sezen yanımızda, sohbetler, müzikler, gırgır, şamata, alemler falan filan derken zamanla, ailesinin yetiştirme tarzından dolayı istenmeyen şeyler görüp, çıkanlar oluyordu.


Çıkanlar cezalandırılıyor muydu?


Yok sadece görüşme ve tüm ilişkiler kesiliyordu.


Peki gelelim şu reyting şikesine…  Pek çok ünlü şirketin adı geçiyor. Sen inanıyor musun gerçekten bir şike olduğuna.


İnanıyorum. Organize bir iş bu. Polis de inanmasa bu operasyonu yapmazdı zaten. Çok büyük bir reklam pastası var ortada. Mesela ‘Muhteşem Yüzyıl’ın, ‘Kurtlar Vadisi’nin bir bölümünün maliyetini düşünsene. Bir de aldığı reklam paralarını. Böyle bir dizi reyting yüzünden saf dışı bırakılırsa, akıl almaz maddi kayıplar yaşanır.


Şirketler bir anda batabilirler diyorsun


Aynen. Zaten artık polis de sıkı  bir araştırma yapıp delil toplamadan böyle işlere girmiyor.


SANATÇILAR DA ŞİKE YAPIYOR


Tekrar medya’ya dönersek…  Dünya ile birlikte gazetecilik anlayışı da değişiyor mu?


Gazetecilik anlayışı kesinlikle değişiyor ama bir tek şeyden eminim, magazin hiçbir zaman değer kaybetmeyecek. Sadece şarkıcılar artistler olarak görme olayı, sporun, iş dünyasının, hatta politikanın bile magazini var.


Hayata dair her şey yani.


Magazinsiz yaşanmaz yeter ki düzgün ve kaliteli yapılsın ve yayın yönetmenleri buna imkan versin.


Peki 2012’de Noel Baba’nın torbasında magazin basını için neler var?


Magazin haberlerini analiz dönemi başlayacak. Nasıl deprem oluyor, savaş oluyor, uzmanları  çıkıyor konuşuyorsa, magazin uzmanlığı diye bir alan olacak. Çünkü herkes bir şey yazıyor, halk neye inanacağına şaşırıyor.


Magazin yorumcuları diye yeni bir sektör doğacak yani…


Doğmalı… Mesela Ali Taran-Ayşe  Özyılmazel evliliği konusunda herkes bir şey yazdı. Bir taraftan kanserli eş öldü. Hangisi suçlu, hangisi masum? İşte halk iki arada bir derede kalıyor.


Ne yani sen istemiyorsun diye evlenmeyecekler miydi?


Ben sadece fikrimi açıkça yazdım. “Ali Taran’a hakkımı helal etmiyorum” dedim. Aşık olabilirsin, evlenebilirsin,boşanabilirsin, ne istiyorsan yapabilirsin ama bu düğünü abartıp insanların gözüne sokamazsın.


Onların canının acıyacağını  düşünmüyor musun?


Ayşe’yi de Ali Taran’ı da tanıyorum. Bu mesleğe 33 yıl vermişim  Bütün gece aleminin tüyolarını, şifrelerini, pisliklerini, puştluklarını da biliyorum, e bırak da analiz etmek hakkım olsun. Ayrıca magazin dünyasında şike diyorsun, peki, sanatçılıktaki şikeye ne diyeceksin?


Destur de Kenan… O da ne oluyor?


Al sana bir örnek; Serdar Erener reklamcı. Ablası Sertab sürekli reklamlarda oynuyor. Haydi onu bir yana bırak niye sevgilisi Nil Karaibrahimgil Penti reklamında? Bacakları çok mu güzel? Yemezler. Bunları kimse görmüyor. Görülen hep magazin dünyasındaki şikeler…


DOĞRULARA DOKUNDUĞUM ZAMAN ACITIR


Neyse ben konuyu ‘balla’ keseyim… Bu alemde geçirdiğin yıllar seni katılaştırdı mı? Pardon kötüleştirdi mi?


Yooo…Bana ‘Kötü İnsan’  diyorlar tanımayanlar, tanıyınca da “Aa, sen ne kadar şeker adamışsın”  a dönüşüyor olay.


Yazılarının ağızlarda acı  bir tat bırakmasından olmasın bu ön yargı?


Tek sebebi gerçekleri yazmam. Doğrulara dokunduğun zaman acıtır İzzetçiğim.  Kimse doğrularının ayna olmasını istemez. Hep ben ayna oldum bugüne kadar. Dolayısıyla hep kötü adam oldum.


Peki sen hiç korkmuyor musun başıma bir iş gelir diye?


Niye korkayım? Bir tek Allah’a borcum var. Mafya raconunu da öğrendik.


Hiç tehdit aldın mı?


Aldık tabii, çok aldık. Almaz mıyız? Ama mafya raconunda kadına, kıza, aileye bakmadıktan sonra hiçbir şey olmaz.


ACUN'UN BAŞARISINI HAZMEDEMİYORLAR


Herkesin twitter’da, senin de gerçek hayatta takipçilerin var. Acun Ilıcalı, Ajda Pekkan, başka kim desek?


Takipçi değil de onlara dost diyelim! Gerçek dost.  Erkan Petekkaya da var mesela…


Acun’u halk seviyor da medyada pek sevilmiyor olabilir mi?


Sevilmez tabii! Çünkü başarılı, benim gibi. Çok başarılılar fazla sevilmez!  Niye Acun Televole’de bir muhabirken şimdi buralara geldi soruları doğuyor. Adam yat alıyor, arabalar alıyor, bazıları da hazmedemiyor.


Biraz  fazla göz önünde yapmıyor mu her şeyi?


Niye çaktırmadan yapsın ki? Gizli gizli yapması için hiç bir sebebi yok ki Acun'un,zaten vergi rekortmeni olmuş. Ben de başarmışım, ister en pahalı  şarabı içerim, ister Almas havyarı yerim. Kime ne...


Tamam Kenan, sakin ol… "Doldur-boşalt gazeteciliği" dediğin bir şey var,sen ondan bahset bize


Ortaya bir şey atılıyor, ertesi gün balon patlıyor haberin yalan olduğu ortaya çıkıyor.Halbuki yalan olmadan da çok güzel haberler var piyasada


Versene bize güzel bir haber o zaman…


Sergen-İsabella mesela; Ya, belli ki birlikte olacaklar. Beraberler ama bir aracı sayesinde birlikteler. Ama medya bunu göremiyor maalesef.   


Aracı derken?


Aracı, arkadaş… Ortam yaratacak biri. Sergen'in durup dururken ‘Gel bakalım İsabella’  diyecek hali yok! Bir zamanlar Erdal Acar’ın uyguladığı taktikler.


Yılın sonuna geldik… Sence 2011’in önemli magazin olayları nelerdi?


İbrahim Tatlıses’in vurulması. Defne Joy’un ölümü.


Magazin dışında…


Van depremi. Şike olayları. Aziz Yıldırım’ın hapse girmesi. Bunlar en önemli olaylar…


HÜLYA AVŞAR YAVAŞ YAVAŞ  KAYBOLACAK


2012’nin yıldızları?


Bu yıl atlanan bir jön var, Engin Akyürek,bence o çok gündeme gelecek. Kıvanç yerini sağlamlaştıracak. Eski sanatçılar artık bence 2012’de yavaş yavaş kaybolacaklar, mesela Hülya Avşar,  Seda Sayan...


Yapma Kenan, zirvedeyken nasıl kaybolur insan?


Kaybolacak derken eski ilgiyi çekmeyecekler. Çünkü artık yapacak bir şeyleri kalmadı. Şarkı  şarkı şarkı, nereye kadar şarkı olacak? Yenilemiyorlar kendilerini. Bülent Ersoy, Zerrin Özer, Nükhet Duru… Onlar artık zaten yeni dallara da atlamaya başladılar, hepsinin başka yatırımları var.


Yani taze kan lazım diyorsun…


Eskiden bu ünlüleri  biz kendimiz yaratırdık İzzet.


Kim mesela?


Başta Hande Ataizi var. Bir gün  Şamdan kapağı için Sibel Can’la anlaşmıştık. Göcek’te teknede çekecektik. Meğer Hürriyetçiler Sibel’i tehdit etmişler, onlar çekim yapıyor. Ben çıldırdım tabi..  Başka bir kapak kızı arıyoruz. “Hande Ataizi diye bir kız var, görmek ister misin” dediler.


Veeee!


Kızı gördüm ve samanlıkta at üstünde çıplak fotoğraflarını çektirdim. Dört hafta üst üste Hande Ataizi kapağı yaptık ve Hande öyle gündeme geldi. Sonra da aldı yürüdü…


Heyecanlı oluyor Kenan, devam et, başka kim var?


Nihat Odabaşı mesela. Onun da fotoğrafçı olma hikayesi çok enteresandır. Biz  Şamdan çekimlerini Nihat’la anlaşarak yapıyorduk ama o fotoğrafçı değildi.


Nasıl yani, ne yapıyordu?


Nihat prodüksiyonu ve ‘styling’i yapan arkadaştı. Kendi fotoğrafçısı vardı. Tam kapak çekilecek, bu geldi alı al moru mor. Fotoğrafçısı kaçmış. Ama stüdyosu da var makineleri de.


E, çeksin işte fotoğrafları…


Adam deklanşöre dokunmamış hayatında. Gittik gösterdik; “Bak burasına basıyorsun” diye. Fotoğrafçı Nihat Odabaşı işte böyle doğdu. Çok da başarılı oldu, tebrik ediyorum ama bunu hiçbir yerde açıklamaz.


Ne güzel hikaye aslında. Neden açıklamaz ki?


Geçmişiyle kim yüzleşmek ister ki? “Ben fotoğrafçı değildim, Kenan Bey bana çek dedi”  der mi?


Neyse sorarım bir ara… Bir kişi nasıl magazin figürü olur? Cımbızla mı seçilir mesela?


Magazin figürü olacaklar kendini belli eder zaten. Buna en güzel örnekler ‘İkoncan’lar; Eda Taşpınar ve İvana Sert. Türkbükü’nde güneşin altında saatlerce yattıkları  günleri hatırla! Herkes dalga geçiyor;“Bu kadar da yatılır mı? Kömür gibi oldular” diyordu. Buna benim eşim dahil… Şimdi bak, ikisinin de TV programı var, magazin figürü oldular ama avuçla para kazanıyorlar.


ALİ TARAN'I ACUN YARATTI

Eda 2012’de de ikoncan tahtında kalır mı?

Kalır, Eda kültürlü ve akıllı.


Ünlülerin parayla davetlere gitme olayına ne diyorsun?


Bunu ben bir yıl önce yazmıştım, Pascal Nouma ile başladı bu iş, 10 bin dolar alıyordu o zaman, şimdi de aynı parayı alıyor. Dünyada var böyle şeyler. Küçük işletmeler, kendi haberleri çıksın diye para karşılığında bu tipleri davet ediyor.. 


Bu yüzden mi Pascal kök saldı  burada?


Bizim insanımızın yabancı  hastalığı var, özellikle de kadınlarımızın; . Futbolculuğu bıraktı herif ama gidemiyor bu ülkeden… Gündemde çünkü. Acun Ilıcalı yarattı bunu, Acun’un öyle bir gücü  var, Ali Taran’ı da Acun yarattı, şimdi Sergen’i de yeniden yarattı; Yaratıyor da yaratıyor, kime elini atsa magazin basınına malzeme oluyor.


Acun’un Ali Taran’a yaptığını  doğru buluyor musun peki? Programa almadı ya etik değerler filan diye…


E, o Acun’un tasarrufu… Almayabilir. Orada bir karar vermesi gerekiyordu, o Hülya'yı seçti.


İkisinin arasında mı kaldı? Diyor ki “Aile düzenine aykırı olduğu ve etik olmadığı için ben Ali Taran’ı dışladım!”


Karısı yüzünden  diyorsan, ben de Acun’un yerinde olsam aynı şeyi yapardım. Etik olarak doğru bulmuyorum bunu.


Kusura bakma seninle aynı fikirde değilim.Kaya Çilingiroğlu da Saadettin Saran’ın radyosunda çalışıyor…


İnanamıyorum bir de diyor ki, “Burada çalışmaktan hiç gocunmuyorum!” Halbuki bu durumdan gocunacak bir adam gibi duruyor görünüşüyle. Yani eski eşimle birlikte olmuş bir adamın yanında beni öldürsen çalışmam. 


TEOMAN GERİ DÖNER


Bence Kaya inanmadığı bir işe kalkışmaz, sen de iyi tanırsın onu!


Doğru iyi tanırım, o da Oğlak burcu. Üstelik Karadenizli, bunu nasıl kabul etmiş ben de şaşırdım. Aynı Acun gibi onun tercihi,ben fikrimi söylüyorum. Ne oldu? Ali Taran gitti de reytingler mi düştü? Düşmedi, o zaman Acun Sergen'i seçerek doğru yapmış.


Haydi biraz daldan dala atlayalım.  Teoman’ın müziği bırakmasına ne diyorsun?


Teoman geri döner. Ama şu an için çok doğru yaptı müziği bırakmakla çünkü mektubunda o kadar güzel şeyler yazmış ki; “Bu dünyanın insanı değilim, benim magazinden uzaklaşmam lazım” diyor.  Benim magazinden uzaklaşıp Bloomberg TV’de ciddi iş adamlarıyla konuşmam da aynı sebepten.


Millet sıkılmadı ama sen sıkıldın galiba magazinden?


Hep ‘Magazinci Kenan’, ‘Korkulan Kenan’ diye biliniyorum. Halbuki ben polis muhabirliği ile başlamışım, dört yıl endüstri tasarımı okumuşum,dünyada gitmediğim yer kalmamış, sadece magazinci değilim ki ben gazeteciyim


Niye kendini daha iyi tanıtmıyorsun peki?


Ne olacak ki tanıtsam? Kendi çabamla, Gecce.com’la, düzenlediğim ödül törenleriyle ayakta durmaya çalışıyorum. Bunu başaran kaç kişi var İzzet? Tek kişi. Arkamda televizyon yok, gazete yok! Güç yok!


Güçlü olmak bu kadar önemli mi?


E, bu alemin içinde dik durmak lazım, hemen ezerler. Karafatma gibi ezerler adamı biraz zayıf olursan.


Gecce ödüllerinde ‘Tanıdıklarına ödül verdiğin’ eleştirilerine ne diyorsun?


İzzet bu ne biçim bir soru? Kim doldurdu seni? Beni en iyi tanıyanlardan birisin, benim öyle birşey yapmayacağımı bilirsin. 12 kişiden oluşan gurme kurulumuz var, Mehmet Yaşin’den, Ahmet Örs’e, Ali Esat Göksel’den Ali Rıza Kardüz’e, Ali Sirmen’den Dilara Koçak’a kadar isimler bunlar.Yılda iki kere toplanıyoruz ve kararlar veriliyor.Ben İstanbul'un bir dünya şehri olduğuna inanıyorum ve 10 yıldır mekan oscarları dağıtıyorum. Başarılı mekanları ödüllendiriyorum, teşvik ediyorum. Benim heykelimi dikmeleri lazım. Haliyle ödüll alamayanlar konuşuyordur, herkesi memnun edemezsin


Ne yani torpil yok mu?


Asla torpil yok. Noktayı koyalım burada


Kitap yazıyormuşsun bir de... Ünlüler arasında bir panik başlamıştır herhalde?


Bilinmeyen gerçekleri yazmak üzere yola çıktım. Sanatçılar geçmişlerini hatırlamak istemezler. Çünkü geçmişlerinde bazı tavizler vermek zorunda kalıyorlar ünlü olabilmek için. Bizden de çekinirler, bir gün bunları açıklarız diye…


O gün çok yakın galiba…


(gülüyor)


Peki Kenan Erçetingöz hangi haberle patladı. Watergate’im dediğin bir olay var mı?


İlk büyük haberim, Tanju ile Hülya’yı, Semiha Yankı’nın evinde yakalamamdı. Kapıcı bize haber vermişti “Hülya Hanım burada” diye.


O zamanlar Twitter yok tabii!


O zamanki Twitterımız kapıcılardı. Bunlara, yani bizim ispiyonculara para verirdik. O zamanın en meşhur magazincisi benim, kapıcılar hep beni arardı. Neyse biz kapıyı çaldık Semiha açtı, Hülya’nın saçları ıslak, belli ki duştan çıkmış. Tanju arka kapıdan kaçıyor…


Büyük haber olmuştu hatırlıyorum.


Tabii canım, o zaman patlatmıştık bombayı. Yaptığımız her şey çok gerçekçiydi. Bugüne kadar yalan haberden kaybettiğim tek bir mahkeme yok. Sezen Aksu bile dava açtı bana zamanında…


Neden? Minik Serçe'ye ne yaptın?


Sezen Pop Star Bayhan’ı evine kahvaltıya davet etmişti, ben de bununla ilgili güzel bir yazı yazmıştım ‘Sezen sever böyle Anadolu çocuklarını koltuğunun altına almayı’ diye...


Eh , biraz kinaye var bu işte..


Yok canım. Müzik konusunda yetiştirmeyi sever anlamında... Sezen de bana dava açtı


AJDA ÇOK TAVİZ VERDİ


Mahkeme sonucu?


Sezen mahkemeyi arayıp, “Ben biraz gecikeceğim, bekleyebilir misiniz” demiş. Hakim hanım; “Sezen Hanım telefon açtı geliyor” dedi, avukatım Ömer Durak da bunun kayda geçirilmesini istedi…


Ne var ki bunda. Koskoca Sezen Aksu…


Olur mu… Hakim mahkemeyi onsuz başlattı, dava düştü tabii. Asıl komiği de biz savcıya ifademizi verirken, katibe, bir ara dönüp “Elinize sağlık çok güzel yazmışsınız Kenan Bey, yazdıklarınızın hepsi de doğru” demez mi!


Gel istersen adliye koridorlarından çıkalım, magazinin sarp kayalıklarına tırmanmaya devam edelim. Ünlü olma yolunda taviz verenlerin başında kim gelir sence?


Ajda mesela,  bu piyasanın en iyisidir ama en fazla taviz verenidir. Ajda olabilmek için o kadar çok şey yaşamış ki eskiden!


Ben de bilirim, kendisi demişti; “Ajda Pekkan olabilmek için o kadar çok taviz verdim ki içimdeki Ajda’yı unuttum!” diye


Çünkü o zamanlar bu konuda Türkiye’yi yöneten insanlar vardı. Magazinde de Ali Cengiz oyunları oynanırdı. Ajda’yı, Nükhet’i yöneten insanlar…


Kim mesela?.


Erol Simavi ve onun gibiler kullandılar onları…


Merak ediyorum niye hala sanatçılar Erol Simavi’den korkar?


Korkmak değil de saygı duyuyorlar diyelim. O bu camiadan ayrıldı gitti, kendi dünyasını  kurdu, koptu buralardan, tekrar onu gündeme getirmek yanlış olur yoksa ne tavizler verildi, ne tavizler!


KİTABIM MAGAZİNİN 'ERGENEKON'U OLACAK


Simavi’nin kanatları altına girmenin ne gibi avantajları vardı?


Bir kere dokunulmazlığın olurdu ama asıl modern kölelik buydu.  Erol Bey’in dediklerinin dışına çıkamazdı kimse, her şeye o karar verirdi… Mesela, Sibel Can’ın dansözken assolist olması onun sayesindedir.


Erol Simavi başka kimleri keşfetti?


Çoğunu… Ajda, Nükhet, Burçin Orhon, Gönül Yazar, Sibel Can,ooo daha çok var sayamadığım…


Gerçekten senin bu hatıratın bir kitaba sığmayacak bu gidişle…


Evet beş serilik kitap yapacağım. Ancak yeterli olur diyorum bu aleme!


Magazinin Harry Potter’ı mübarek. Ne zaman çıkacak piyasaya?


Valla, işte 2012 değişim yılı  dedik,  yaz sezonuna ilk seriyi çıkarmayı düşünüyorum.


Harry Potter hafif kalabilir magazinin Ergenekon’u desek yeridir.


Aynen öyle…


Peki en nankör kimdir bu camiada?


Sezen Aksu. Sevmiyorum anlamında söylemiyorum, tek bildiğim Sezen çok güzel insan kullanır ve çok çabuk siler. İşi bitti mi çok çabuk atar.


En vefakar kim peki?


Ajda. Bütün bu sanatçıların, Sezen Aksu dahil, şarkıcı olma sebepleri o… Sezen Aksu İzmir’de kadın kuaförüydü. Ajda’ya hayrandı. Bir gün bir kadının saçını yaktı, kovuldu.


Bunu bilmiyordum…


Sezen sonra İstanbul’a geldi, Çatı Bar'a gitti, Ajda Pekkan’ı izledi ve o olmak istedi. Bu yüzden Ajda’nın yeri bambaşkadır bu piyasada! Dünyanın en mütevazı, en iyi kalbi olan insanıdır… Fakat maskesi vardır, iki ruhludur.


Maske koruma kalkanı herhalde…


Aynen… Evinde, kendi dünyasında çok tatlıdır ama dışarıda maskesini takıp dolaşır. Dişlerini de gösterir gerektiğinde.


KAYAHAN BANA ŞEREFSİZ DEDİ


Ya en çok kavga ettiğin sanatçı?


Ben sadece haber için kavga ederim. Bu konuda ihtiraslıyım. Yalan söylendikçe ben üstüne giderim. Mesela bir gün Kayahan’ın evine gittim röportaja, evinde de ufak bir kız var, 15-16 yaşlarında.


Kimmiş o kız?


Dur dinle… Dedim ki “Sen yalnız yaşıyorsun, bu kız kim?” “Çok sevdiğim bir arkadaşımın kızı, müzik dersi veriyorum ona” dedi. Allah Allah! “Kız burada mı kalıyor” dedim, “evet” dedi. Yine Allah Allah!


Kayahan’ı takibe almışsındır!


Tabii, gazeteye geldim, Kayahan’ın Küçük Bebek’teki teknesinin olduğu yere paparazzileri yolladım, Kız teknede, el eleler… Deklanşöre basıldı, hemen Alem’e kapak!


Kayahan minnetlerini bildirmiştir sana…


Evet bildirdi. Beni aradı “Şerefsiz, puşt, i.ne” nasıl bağırıyor, “Senin çocuğun yok mu, o benim çocuğum yaşında” falan da filan da saydırdı  bir güzel bana… Sonra Kayahan onunla evlendi. Bir gün TV programıma bağlandı bu konuyu konuştuk. “Kızı sen aklıma soktun, fikrime düşürdün ben de evleneyim bari dedim” dedi…Ben bu alemin ciğerini bilirim İzzet (Gülüyor)


Son olarak biraz da Kenan’ın kirli çamaşırlarına gelelim. Çok cimriymişsin doğru mu?


Nerden çıkardın bunu? Kim söylüyor, niye söylüyor, nasıl cimri olurum ben? Cimri olup olmadığımı Reina'daki adamlara sor, valelere sor, bodyguardlara sor; onlar söyler ne kadar bonkör olduğumu. Ama ben garibana veririm, garibanın çocuklarını okuturum…


Tamam Kenan tamam… Sustum…

İZZET ÇAPA/ GAZETE HABERTURK