Abone Ol

Kız kıza eğlenmeye gittik, başımıza neler geldi?

Milliyet Cadde'nin kadın yazarı Caddedeki Hayalet, Bodrum Club 29'da yaşanan o geceyi anlattı..

Kız kıza eğlenmeye gittik, başımıza neler geldi?

İŞTE O YAZI

Yaz başladı, tatildi, arkadaşlar arası daha çok bronzlaşma yarışıydı, koşturmacaydı, yaz bitiyor, bayramdı, seyrandı derken göz açıp kapayana kadar Eylül'ü bulduk yine. Geriye sadece 3-5 anı kaldı ve ben bunların en afililerini tabii ki anlatmadan geçemem

'Kızlar' tatilimizin ilk gecesi Bodrum'un en gözde mekanlarından 'Club 29'a gittik. Türkbükü Maki Otel'de, deniz kenarında bulunan 29'daki yemekleri anlatamam, tatmanız lazım!     Ördeğinden karidesine, salatasından köftesine her şey muazzam lezzetli; şefe selamlar! Yemek sonrası kulüp bölümündeki harika müziklerle coşmaya başladık.
Ben dansa kendimi kaptırmış kıvırtadurayım; bir de baktım masamıza bir erkek musallat olmuş ve bir arkadaşımla ille de konuşmaya çalışıyor. Yaşı da ben diyeyim 18 siz diyin 20; daha fazlası yok! Nazik bir şekilde kız kıza eğlenmek istediğimizi, üstelik kendisinin henüz bir bebe olduğunu belirttikten sonra minik arkadaştan masadan kalkmasını rica ettim. Aman etmez olaydım!

"Senin kafanı kırarım!"
Hemen masasına geri döndü ve eliyle koluyla işaret ederek beni masanın ağır abisine (pardon bebesine) şikayet etti. Ağır bebeye yaklaşıp "Bir sorun mu var? Neden beni göstererek konuşuyorsunuz bi saattir?" diye sorduğumda aldığım cevap kulaklarımdan alev fışkırmasına sebep oldu; "Senin kafanı kırarım!!!" Evet, evet yanlış duymadınız, genç erkeklerin kadına gösterdiği saygı bu kadar artık! Bu çocuğun ileride karısına nasıl davranacağını düşünmek bile istemiyorum.

Daha "Ne diyorsun sen?" diye başladığım cümlemi tamamlayamadan bebenin iki koruması aramıza girdi. Meğer kendisi büyük bir holding patronunun oğluymuş. Bu afra, tafranın nereden geldiğini de anlamış olduk! Ben de işletme müdürüne kız kıza eğlenme hakkımız olduğunu ancak rahatsız edildiğimizi, mekanın bizi koruması gerektiğini söyledim.

Müşteriye saygının adresi 29
29'u bu noktada bir kez daha kutlamak istiyorum, bir dakika sonra kocaman bir bodyguard yanımda duruyordu ve gecenin sonuna kadar yanımızda bekleyip, arabaya kadar da bize eşlik etti. Hem Clup 29'a, hem de bizi bir an bile yalnız bırakmayan bodyguard  Erol Uğurlu'ya teşekkür edip esas meseleye dönüyorum.
Gençlere paradan önce eğitim gerek!
Eskiden genç erkekler, kızlara nasıl davranacağını iyi bilir; tabiri caizse kızlar tekme tokat kendilerine dalsa bile ağızlarından tek bir kötü söz çıkmaz, elleri kalkmazdı. Etrafta kim zengin, kim değil onu da anlamazdık çünkü zengin çocukları bugünkü gibi şov yapmayı sevmez, korumalarla gezmez, kendi hallerinde takılırdı. Gençliğimin ilk yıllarını yaşadığım o herkesin birbirine saygılı ve ölçülü davrandığı günleri özlemle anarken; şimdiki gençlerin bu korkunç hallerinden de utanç duyuyorum!
İnsanlar kendilerini parayla değil karakterle göstermeli ama nerdee! Keşke anne-babalar çocuklarının cebini para, arkasını korumayla doldurup sokağa salacağı yerde önce biraz saygı ve insanlarla iletişim öğretse! Saygı, anlayış, ahlak, aşk, seviye hepsi yerlerde!

Caddedeki Hayalet / Milliyet