Zuhal Olcay, kızı Ceren'le birlikte ilk kez kamera karşısına geçti. 27 yaşındaki kızı Ceren, ilk bölümü 27 Mart'ta TRT 1'de ekrana gelecek "Beni Unutma" adlı dizide Zuhal Olcay'ın genç kızlığını canlandırdı. Bilgi Üniversitesi Edebiyat Bölümü mezunu olan ve halen profesyonel dans hocalığı yapan Ceren Olcay, daha önce reklam filmlerinde rol aldığını ama annesiyle ilk kez kamera karşısına geçtiğini açıkladı. Hikayesi Perihan Mağden'e ait dizide başrolü Uğur Polat'la paylaşan Zuhal Olcay, en iyi eleştirmeninin kızı olduğunu söyledi.
Zuhal Olcay: Kızım ne diyorsa o!
* Dizide Doktor Peride'yi canlandırıyorsunuz biraz karakterinizi anlatır mısınız?
Perihan Mağden'in yazdığı bir eser bu... Zengin bir ailenin doktor olmuş kızını oynuyorum. Kocasını çok genç yaşta kaybetmiş ve oğlunun tek başına yetiştirmiş nefroloji uzmanı Doç. Dr. Peride'yi canlandırıyorum. Statü düşkünü annesiyle sürekli tartışıyor. Annesi Peride'nin orta halli yaşamının hiç beğenmiyor çünkü peride insanları kocamanlar ve ufacıklar diye sınıflandırmıyor. Ama annesi Peride'ye çok gıcık ve anne kız müthiş bir çekişme içinde. Peride kocasını trafik kazasında kaybettiği için hiç araç kullanmıyor ve işe gidip gelirken taksi kullanıyor. Dolayısıyla evinin oradaki taksi durağında taksi şoförlüğü yapan Recep ile tanışıyor. Peride, neşeli, coşkulu ve kendi halinde, yüreği dilinde bir kadın... Bundan sonra olaylar gelişiyor.
* Uzman bir doktoru canlandırıyorsunuz bir hazırlık yaptınız mı?
Doktorlar bir şekilde hayatımızda varlar. Nefroloji ile ilgili bir takim şeyleri öğrenmeye çalıştım. Çünkü acilde böbrek yetmezliği olan bir hastaya yapılması gereken şeyler vardı. Hiç bilmediğim şeylerdi. Çekerken de o prosedürleri öğrendim. Tabi yanımızda uzman bir doktor bize yardımcı oluyor. Terimleri doğru telaffuz etmek ve bunları bir doktorun kullandığı rahatlıkta kullanmak gerek. Latince kelimeler ne kadar zor da olsa bizler oyuncuyuz ve bunları doğru kullanmamız gerek.
* Sizi hep duygusal dram dizi ve filmlerde gördük sit com düşünüyor musunuz?
Yıllar önce "Medeni Haller" adlı bir komedi dizisinde oynamıştım. Tiyatro çok komedi oynadım, çok da seviyorum. Ama televizyonda istediğim bir şey bu. Mutlaka bir gün gerçekleşir. Çok arzu ediyorum. Bir sitcom'da oynamayalı 10 yıl oldu. İyi bir proje denk gelirse oynarım.
* Dizide fobileri olan birini canlandırıyorsunuz, sizin fobiniz var mı?
Çok vahim bir klostrofobim vardı. Ama şimdi az çok yendim. Bir tedavi almadım ve bir şekilde yenmeye çalıştım. Ama hala bir asansörde uzun süreli kapalı kalabileceğimim sanmıyorum. Bazen yurtdışındaki metro ve trenlere bindiğim bu sorun ortaya çıkıyor. Çünkü iki durak arasında fazla kalırsa yine çok kötü olabiliyorum ama bunları aklıma getirmemeye çalışıyorum.
* Türkiye'de toplu taşım araçlarını kullanıyor musunuz?
Aslında çok özlüyorum ama bu ihtiyacı ve özlemim yurtdışında gideriyorum. Yurtiçinde çok olmasa da arada sıra dolmuşlara biniyorum. Geçenlerdi kızımla yürüyüşe çıkmıştık. Yorulunca buradan sonra taksi binelim dediğim sırada önümüzde minibüs durdu ve bindik. Çok hoşuma gitti… Kafamda gözlük ve şapkayla kimse beni fark etmedi. Ama yurtdışında rahat, rahat dolaşırken oradaki vatandaşlarımız beni çok tanıyor. Otobüste bir kere korkudan geberiyordum. Pazara gitmeyi de çok seviyorum. Orada bana çok meyve ikram ediyorlar. İnsanlarımız çok şeker, bir de meyveleri soyup veriyorlar.
"Umarım Sezen beğenir"
* Sezen Aksu'nun "Beni Unutma" adlı eserini dizi için verdi ve siz de bunu seslendirdiniz…
Bu dizimizin yapımcısı Ata Türkoğlu'nun fikriydi. Bugüne kadar söyleme imkanı bulamadığım bu güzel parçayı, önümüzdeki günlerde başlayacak ve izleyenlerin ilgi odağı olacak. "Beni Unutma" için stüdyoya girip söylemek beni müthiş heyecanlandırdı. Söz Sezen Aksu… Beste Onno Tunç… Düzenleme Yeni Türkü Derya Köroğlu, Selim Atakan… Başka lafa gerek var mı? Bence yok, sözün bittiği yer işte burası… Sezen Aksu da henüz dinlemedi. Umarım dizi başladığın dinler ve beğenir…
* Dizide "Beni Unutma" şarkısını seslendirdiniz peki yeni bir albüm çalışmanız var mı?
Evet başladık. Haziran ayında çıkacak. Bülent Ortaçgil ile birlikte çalışıyorum. Gürol Ağırbaş da bu çalışmamızın içinde ve aşk şarkıları yer alacak.
* Kızınız sizin hangi projelerinizi beğeniyor ve sizi en çok hangi yönde eleştiriyor?
Ceren, yaptığım her işi sever ama en çok "Yedi Tepe İstanbul'"u çok sevmişti. Bu dizimizde "Yedi Tepe İstanbul" dan aşağı kalmayacak ve güzel dizi olacağına eminim. Ceren benim iyi bir eleştirmenimdir. Çok doğru ve iyi eleştiriler yapar. Kendisi edebiyat mezunu. Gelişmiş bir entelektüel bir bakış açısı vardı. Benim için önemli bir kriterdir. Genellikle yanılmadığını gördüm. Çok seçici olduğum için genellikle yaptığım işleri beğeniyor.
* İzlediğiniz diziler var mı?
Vaktim olduğunda bir tek "Avrupa Yakası" dizisini izliyorum. Sadık bir izleyicisiyim.
* Aşk hayatınız nasıl?
Aşk hayatına girmiyoruz orası özel alan oluyor. O özel alanın sınırları içersinde yaşamayı tercih ediyorum.
Uğur Polat: Karadeniz gibiyim
* Dizide canlandırdığınız karakteri biraz anlatır mısınız?Giresunlu kemençe ustası "Recep" karakterini canlandırıyorum. Ailesi ile birlikte Giresun'da yaşarken başarına talihsiz bir ev kazası geliyor ve iki kızını kaybediyor. Bu aile için çok büyük travma oluyor. Recep'in eşi bu olaydan hayattan tamamen bağlarını koparıyor. "Recep"in ailesinin baskısı ve olayları unutmak için İstanbul'a akrabalarını yanı geliyor ve taksi şoförlüğü yapmaya başlıyor. Burada çalıştığı durağın mahallesinde yaşayan doktor "Peride" ile tanışıyor. Karısını çok seviyor ama karşısına çıkan Peride'ye duygularını gizleyemiyor. Tedavi için eşi Havva İstanbul'a gelecek olaylar başlayacak. "Recep" karsı ile "Peride" arasında kalacak.
* Diğer dizilerden farkı nedir?
Bizim dizimizde çok aksiyon yok silahlar patlamıyor en önemlisi de mafya yok. Sadece üç tane insanın bir takım çıkmazlar içinden kurtulma savaşını anlatan günlük bir dizi. İnsan ilişkilerini inceleyen çok sıcak çok samimi bir aşk dizisi...
* Dizide bir kemençe ustasının canlandırıyorsunuz peki kemençe çalacak mısınız?
Hayır çalmayacağım ama o tınılar duyulacak. "Recep" İstanbul'da kemençe yapmaya devam ediyor ama kemençe çalmayacak.
* Recep çok duygusal biri siz de duygusal mısınız?
"Recep", çok duygusal biri ve Karadenizli… Bir anda ateşlenebiliyor bir anda çok duygusal olabiliyor. Karadeniz gibi bazen çok durgun bazen çok dalgalı olabiliyor. Recep, çok iyi bir insan. Ben de çok duygusalım. Duygusal olduğum için oyuncuyum. O duygusallığı çok dışa vurduğum zaman var olduğumuz anlıyorum. Karadeniz gibiyim ve Recep gibi çok duygusalım.
* Dizilerle birlikte tiyatrolarda hareketlilik kazandı. Bu ilgi tiyatro oyuncularının dizilerde rol almasında kaynaklanıyor olabilir mi?
Onunda etkisi olabilir. İnsanlar dizide seyrettiği insanları tiyatroda görmek istiyorlar. Gerçi iyi oyunlarda tanınmamış insanlar olsun bizde bir deyim vardır "Tutmuş oyunun dini imanı olmaz"
* Sinemada hangi filmlerde oynamayı tercih dersiniz?
Yönetmen sineması dediğimiz filmlerde oynamayı tercih ederim. Sinema dilini kullanan filmlerde olmayı seviyorum. Gişe kaygısı ile yapılan filmlerde olmayı istemiyorum. Yönetmen sinemasını tercih etmemin sebebi ise sinema sanatının gerekliliklerini yerine getirdiklerine inanıyorum. Öbür türlü filmleri daha çok televizyon formatlı işler olarak görüyorum. Bu yüzden televizyona yapıyorsak dizi çekerek yapıyoruz. Bunu sinemaya taşımak yanlışÃ‚Â… Çünkü sinema bu değil sinema sanatsa gereklerini yerine getirmek lazım. Seyirciyi biraz sıkacak, yoran ve zorlayan buradan kaynaklanan bir eğlenmeye götürecek bir sinemayı seviyorum.
* Yeni bir dizi film başladınız peki tiyatro oyununuz devam edecek mi?
Evet edecek. Yedi sezondur "Ruhi Bey Nasılım?" adlı oyunu kapalı gişe oynuyorum.
* Evcimen insan mısınız?
Evcimen insanım. Evimde oturup kitap okumayı ve müzik dinlemeyi çok seviyorum. Yaşım gereğiyle artık evimde oturmayı ve vakit geçirmek istiyorum. Çünkü zamanında çok her genç gibi sokaklarda gezdim eğlendim.
*Aşk hayatınız nasıl? Evliliği düşünüyor musunuz?
Gayet iyi gidiyor. İleride evlilik olabilir ama şu anda öyle bir şey gözükmüyor