Dava dosyasına göre, görücü usulü evlenen İ.S. ile H.S.’nin düğün gecesinin ardından genç kızın ailesinin evine giderek kızlarının bakire olmadığını bildirdi. H.S., İ.S.’nin bakire olmadığı iddiasıyla boşanma davası açtı.
‘KADIN İÇİN ONUR KIRICI’
İ.S. de avukatı Mahmut Aslan aracılığıyla, Ankara 4. Aile Mahkemesi’ne 200 bin TL’lik maddi-manevi tazminat talebiyle karşı boşanma davası açtı.
Dava dilekçesinde, evlilik birliğinin kurulması için kadının bakire olmasının mevzuatta hiçbir şekilde zorunlu kılınmadığı hatırlatılarak, “Bu durumun kadının onurunu kırıcı bir durum olduğu aşikâr” dendi. Mahkeme, genç kızın bakire olup olmadığı konusunda rapor alınmasına karar verdi. Alınan raporda İ.S.’nin bakire olduğu anlaşılması üzerine, damat H.S.’nin tam kusurlu olması gerekçesiyle açtığı dava reddedildi. Genç kadının açtığı boşanma davası kabul edilerek tarafların boşanmasına karar verildi. İ.S.’ye 350 TL yoksulluk nafakası ve yeni bir hayat kurmakta çekeceği zorluklar nedeniyle de 15 bin TL tazminat ödenmesine de hükmetti.
Mahkeme ayrıca “başka birisiyle cinsel ilişkiyle girmekle itham edildiği, evden kovulduğu, bakire olup olmadığı yönünde rapor alınmaya zorlandığı, bu nedenle yaşadığı manevi acı ve ıstırap” gerekçesiyle İ.S.’ye 20 bin TL de manevi tazminat ödenmesine hükmetti.