Yargıtay’ın ilginç kararına konu olan olay şöyle gelişti: C.K. adlı kocaAnkara’da 1998 yılında evlendiği karısı G.K.’dan şüphelendiği için il dışında olduğunu söylediği bir akşam yanına polisleri de alarak evine geldi. Eşini evde iç çamaşırı olmaksızın pijamayla Savaş D. isimli adamı da tuvalette bulan C.K, Ankara 8. Aile Mahkemesinde boşanma davası açtı. Savaş D, “Kadınla seviştiklerini ancak ilişkiye girmediklerini, daha önce de cinsel birliktelik yaşamadıklarını” savundu. Mahkeme, “evlilik birliğinin temelinden sarsılması” nedeniyle tarafların Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesi uyarınca boşanmalarına karar verdi. Davalı kadının, boşandığı kocasına 10 bin lira maddi, 10 bin lira manevi tazminat ödemesi kararlaştırıldı.
Karar bozuldu
Temyiz istemi üzerine dosyayı görüşen Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, yerel mahkemenin kararını bozdu. Bozma kararında “Kadının yalnızken geceleyin bir başka erkeği ortak konuta alması zinanın varlığına delalet eder. Bu bakımdan zina kanıtlanmıştır. Tarafların zina sebebiyle boşanmalarına karar verilmesi gerekirken boşanma kararının Türk Medeni Kanununun 166. maddesine dayandırılması doğru bulunmamıştır” ifadesine yer verildi.
Zinaya girmez
Bozma kararının ardından dosyayı yeniden görüşen yerel mahkeme, böyle bir durumda zinadan söz edilebilmesi için şartların oluşmadığına hükmetti. Yerel mahkemenin kararında, zina sebebiyle boşanma kararı verilebilmesi için evlilik bulunması, eşten başkasıyla cinsel ilişki gerçekleşmesi ve kusur koşulunun varlığı gerektiği belirtildi. Ceza hukuku kapsamında, tamamlanmış bir zinanın varlığı ve kanıtlanmasının amaçlandığı belirtilen kararda, “İçerisinde cinsel bir organ olmayan salt sevgi, muhabbet ifade eden aşıkane hareketler (okşama, kucaklaşma, öpüşme) sadakatsizlik oluştursa bile zina kavramına girmez” değerlendirmesinde bulunuldu.
Tırnak örneği!
Kadının tırnaklarını çektirdiği için raporlu olduğu, davacı kocanın eşini takip ederek başka bir erkeğin eve gelmesinin ardından polisle içeriye girdiği anlatılan kararda, bu kadar kısa sürede cinsel ilişkiyi gerçekleştirip tekrar giyinmenin, ayak tırnakları çekilmiş bir insanın o acı ile kendini unutup bu tür işleri gerçekleştirebileceğinin akıl ve mantıkla bağdaşmadığı savunuldu. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu ise yerel mahkemenin kararının yeni hüküm içerdiğine hükmederek dosyayı yeniden incelenmek üzere Yargıtay 2. Hukuk Dairesine gönderdi.