Kamuoyu araştırmalarının da masaya yatırıldığı değerlendirmelerde ittifak düzenlemesi ve MHP ile yapılan ittifakın partiye getirisi tartışılıyor.
Kulislere göre Erdoğan'ın, "300'ün altında kalırsa o zaman bir koalisyon arayışına gidilebilir" sözlerinin 3 hedefi var.
Cumhuriyet'ten Emine Kaplan'ın haberine göre parti kulislerinde şu görüş ve değerlendirmeler öne çıkıyor:
"Erdoğan’ın koalisyon mesajı kime?"
Erdoğan’ın Cumhur ittifakının Meclis’te çoğunluğu sağlayamaması durumunda koalisyon arayışına gidilebileceği yönündeki açıklamasının 3 hedefi olduğu kaydediliyor. Birinci olarak MHP’ye “başka ortak bulurum” mesajı, ikinci olarak daha önce AKP’ye oy verip bu seçimde başka partilere kayış eğilimi gösteren seçmeni “koalisyon” olasılığıyla korkutma, üçüncü olarak da “AKP Meclis’te çoğunluk sağlayamazsa seçime gidilir” tartışmasının önüne geçme ve “uzlaşma” mesajıyla AKP’liler dışındaki seçmeni partiye çekme hesabı yaptığı belirtiliyor.
"İttifak muhalefete yaradı"
İttifak düzenlemesi “millet ittifakı”nı yapan muhalefet partilerine daha çok yaradı. MHP ile yapılan ittifakın ise partiye bir getirisi olmadı. İttifak yapılmasıydı AKP , MHP ve İyi Parti'nin baraj altında kalmasıyla çok daha fazla milletvekili çıkarabilirdi.
Ancak anayasa değişikliğinde birlikte hareket edildiği için MHP’nin ittifak çağrısı karşısında da farklı bir tavır izlenemezdi. Partinin anketlerinde MHP’nin oy oranı yüzde 7-8 bandında çıkıyor. MHP’nin grup kuracak milletvekili sayısına ulaşması bile zor görülüyor.
AKP’nin oy oranı ise yüzde 42- 47 bandında seyrederken, en kötü senaryoya göre en düşük milletvekili sayısının da 305 olacağı hesaplanıyor.
"Bahçeli AKP içine oynuyor"
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin son dönemde AKP’ye yönelik eleştirileri, “AKP’den oy devşirme hesabı” olarak nitelendiriliyor.
Bahçeli’nin, partisi açısından seçimde çıkacak olumsuz tablo olasılığına karşı şimdiden kendini kurtarmaya çalıştığı, seçim sonrasında “Erdoğan’ı biz seçtirdik” demenin zeminini yaratmaya çalıştığı kaydediliyor.
Bahçeli’nin MHP’li adaylar Atilla Kaya ve Cemal Enginyurt’un AKP ve AKP’li milletvekillerine yönelik sert sözlerine sessiz kalması da manidar bulunuyor.