AKP içinde anayasa değişikliği referandumu kampanyasının diliyle ilgili tartışmalar yaşandığı iddia edildi. Kulislerden edinilen bilgilere göre, AKP içinde de "hayırcılar terörist" söyleminden rahatsız olanların olduğu aktarıldı.
Cumhuriyet'ten Emine Kaplan'ın kulis haberi şöyle:
AKP’de referandum sürecinde nasıl bir kampanya yürütüleceği ile ilgili çalışmalar sürerken, referandumdan çıkacak sonuca göre de erken seçim ve kabine değişikliğe ile ilgili kritik hesaplar yapılıyor.
Başbakan Binali Yıldırım’ın "hayır oyu verenlerin terörist olduğu" imasında bulunduğu tartışma yaratan sözlerine karşın kutuplaşma yaratmayacak bir kampanya istediği, ancak Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın daha negatif ve agresif bir kampanyadan yana olduğu belirtiliyor. Referandumda ‘evet’ çıkması durumunda bir erken seçimin gündeme gelmeyeceği, ancak kabinede revizyon olacağı beklentisi dile getiriliyor. Referandumdan sonra uyum yasalarının Meclis’ten çıkarılacak ‘yetki yasası’ ile KHK’ler yoluyla hızla çıkarılacağı, bu süreçte MHP ile ortak çalışılacağı kaydediliyor.
AKP kulislerinde, referandum sürecinde yürütülecek kampanya, referandumdan ‘evet’ ya da ‘hayır’ çıkmasına göre olası gelişmelere ilişkin şu değerlendirmeler yapılıyor:
Nasıl bir kampanya?: Başbakan Binali Yıldırım’ın “Hayır oyu veren teröristtir’ anlamına gelen sözleri tartışma yarattı. Ardından Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da benzer açıklamalar yaptı. Yıldırım’ın bu sözlerine karşın daha yumuşak, kutuplaşma yaratmayacak bir kampanyadan yana olduğu, Erdoğan ve ekibinin ise negatif ve agresif bir kampanya istediği, partide de bu yönde bir eğilim oluştuğu kaydediliyor. Partide ise “hayırcılar terörist” söyleminden rahatsız olan vekiller kadar destekleyen vekiller de bulunuyor. Referandum sürecinde yapılacak anketlerden alınacak sonuçlara göre söylemin daha sertleştirilebileceği ya da yumuşatılabileceği belirtiliyor. Bazı parti yöneticileri, “Eğer sadece anayasa değişikliği ne getiriyor üzerine bir kampanya kurulursa parti tabanı bunu sorgular, ama eğer hayır çıkarsa neler olabileceğine yönelik bir kampanya olursa sorun çıkmaz” görüşünü dile getiriyor.
KHK ile akademisyenlerin çıkarılması: KHK ile Ankara Üniversitesi başta olmak üzere çok sayıda akademisyenin meslekten atılması parti içinde de tartışılıyor. Özellikle anayasa profesörü İbrahim Kaboğlu gibi isimlerin bu kapsama alınmasını eleştiren bazı milletvekilleri, “Bu gibi adımlar referandum öncesinde sıkıntıya yol açar. KHK’lerin amacı FETÖ ile mücadele değil gibi bir algı oluşur” görüşünü ifade ediyor.
Referandumdan ‘evet’ çıkarsa: Nisan ayında yapılacak referandumda ‘evet’ çıkması durumunda uyum yasalarının hızla çıkarılması üzerinde duruluyor. Bunun için altyapı çalışmalarının da başladığına dikkat çekilirken anayasa değişikliğinin MHP ile ortak yapılması nedeniyle uyum yasalarının da hazırlanırken MHP’nin görüşünün alınacağına işaret ediliyor. Meclis’te sürecin uzaması olasılığı nedeniyle MHP’nin de desteğiyle bir yetki yasası çıkarılabileceği, uyum yasalarının KHK ile hızla çıkarılabileceği kaydediliyor. Referandumdan evet çıkması durumunda erken seçim olasılığı düşük görülürken, anayasa değişikliğinde de belirtilen 3 Kasım 2019 tarihinde seçimin zamanında yapılması ağırlıklı beklenti olarak dile getiriliyor. Parti kulislerinde, “Cumhurbaşkanı, neden 2.5 yılından vazgeçsin? Zaten istediği zaman Bakanlar Kurulu’nu toplayabiliyor, hükümet politikalarını kendisi belirleyebiliyor” değerlendirmesi yapılıyor. Ancak partide referandum sonrası bir kabine değişikliği olabileceğine dikkat çekiliyor.
Referandumdan ‘hayır’ çıkarsa: Referandumdan hayır çıkması durumunda erken seçim kararı alınıp alınmaması konusunda ise MHP’nin belirleyici olacağı konuşuluyor. “Millet anayasa değişikliğine hayır derken, ne gerekçeyle erken seçim kararı alınacak? ‘Milli irade’ denilip erken seçim kararı alınması ters tepki yaratabilir. Ancak MHP, ‘Biz yeni sistemi milletin kararına bıraktık. Ama millet AKP’nin bu isteğine hayır dedi, o zaman seçime gidilmeli ve iktidar konusu da millete sorulmalıdır’ deyip erken seçim isteyebilir” değerlendirmesi yapılıyor.