Yerel bir gazete olan Erzurum Expres'in sahibi Gazeteci Sinan Özçaylak, bu skandalla ilgili bazı detayları köşesine taşıdı. Özçaylak, yazısında istismarın nasıl ortaya çıktığını, yetkililerin olayı bilmelerine rağmen 'şehrin itibarı' için nasıl örtbas etmeye ve gizlemeye çalıştıklarını anlattı.
Özçaylak'ın yazısı şu şekilde:
'Erzurum’da dini eğitim faaliyeti yürüten Diyanete Bağlı bir kurumda erkek çocuklarının cinsel istismara maruz kaldıkları ortaya çıktı. Bu olan şehri derinden sarstı.
İhbar dün akşam saatlerinde yapıldı. Telefondaki ses H.B.E Kuran kursunda 10 -11 yaşlarında 7 çocuğun cinsel istismara uğradığı, failinin kaçtığını, olayın üstünün kapatılmasından endişe duyduklarını söylüyordu. Araştıracağım deyip telefonu kapattım. Elim ayağım buz kesti, böyle bir şey olabilir miydi? Önce inanamadım. Hemen yetkili, ilgili kim varsa aradım. Sesleri halleri tavırları olayın doğru olduğunu ele veriyordu. Sonra benim telefonum, bir çok kişi tarafından arandı. “Aman bu olay duyulmasın, şehrin imajını düşün, bu tip kurumların imajını düşün kötü olur.” diyerek hatır koymak isteyenler oldu. Demek ki hepsinin haberi vardı.
Kesin bilgiyi almak için sabahı zor ettim. Önce müftü beye ulaşmaya çalıştım, kendisi 1001 hatim programına Cumhurbaşkanını davet etmek için Ankara’da yoğun mesai harcıyormuş ulaşamadım. Sonra Müftü yardımcılarına ulaşmak istedim, kapı duvar. Hemen Erzurum Valisi Okay Memiş’in yanında aldım soluğu. Ne acıdır ki Vali bey olayı doğruladı. Zanlının kaçmak isterken Yozgat’ta yakalandığını ve güvenlik nedeniyle de Erzurum’a getirilmediğini belirterek, Hemen adı geçen kurumda görevli bir çok kişi hakkında idari soruşturma başlatarak, görevden uzaklaştırıldıkları, Cumhuriyet Savcılığının da gerekli adli işlemleri başlattığını söyledi. Sayın Valimiz de Erzurum hassasiyetiyle “ olayın haber olmaması arzusunu ilettikten sonra yine de siz bilirsiniz.” dedi.
Kimse kusura bakmasın, empati yapmalıyız. O çocuğun ailesinin yerinde olsanız, “aman kimse duymasın” deyip şehrin imajı düşüneceğiz son şey olur. Sayın müftü Beye de bir çift lafım var. Ankara’da, nasıl şovumu yaparım diye koşturmaktansa, Erzurum’da kalıp çocuklarımıza sahip çıkın. Öğrendik ki bu alçak sapık gönüllü belletmenmiş. Erzurum’da bunun gibi kaç gönüllü murakıp var araştırılsın. Bunu kim o kuruma almış, soruşturulsun. O Kuran kursundaki diğer bütün çocuklar uzman psikolog eşliğinde dinlensin. Belki de diğer çocuklarda aynı muameleye maruz kalmış olabilir. Suçlu kimse en ağır şekilde cezalandırılsın.
Süreci sonuna kadar takip edeceğimizden kimsenin kuşkusu olmasın...'
"Boyutları çok daha büyük olabilir"
Gazeteci Mustafa Hoş da olaya ilişkin bazı detayları Twitter hesabından aktardı. Olayın patlak verdiği Hacı Bahattin Evgi yatılı erkek Kuran kursunda 90 kadar çocuğun kaldığını belirten Gazeteci Hoş, istismar olayının boyutlarının çok daha büyük olabileceğini söyledi.
Hoş, Yozgat'ta görev için giden zanlının burada da istismara karıştığı için yakalandığını belirtti. Oysa zanlının Yozgat'ta kaçarken yakalandığı söyleniyordu.
KRT TV yayına da katılan Mustafa Hoş, bu kurs gibi tarikat oluşumlarının denetlenmemesini eleştirerek "Hiçbir yerde hiç kimsenin çocuğu güvende değil" dedi.📹
'KİMSENİN ÇOCUĞU GÜVENDE DEĞİL'
— KRT TV (@krtkulturtv) December 10, 2021
BİR ANNENİN FERYADI: İNTİHAR EDECEĞİM@mustafahos KRT TV'de tarikat-cemaat yurtlarında istismara uğrayan çocukların kurban gibi seçildiğini söyledi.
Hoş, olayların ortaya çıkmasından sonra ailelerin yaşadıklarını anlattı, gözyaşlarını zor tuttu. pic.twitter.com/4VZNIoSHib