"Türk ordusunu 'Balkan Savaşı'ndakinden beter eden" bu tabloda Hulûsi Akar'ın bu halde olması önemli rol oynamıştı. Orgeneral Hulûsi Akar’ın yaveri Yarbay Levent Türkkan’ın savcılık soruşturmasındaki ifadeleri Genelkurmay Başkanı’nın neredeyse tüm ‘adamları’nın Gülen Cemaati’nin üyesi olduğunu gösteriyor.
Hulûsi Akar, 2015 Ağustos ayından beri Genelkurmay Başkanlığı koltuğunda oturuyor.
Öyle anlaşılıyor ki işin en başından beri etrafı kuşatılmış durumdaydı.
Peki kimler tarafından?
Liste bir hayli uzun.
Emir subayları komutanlara en yakın insanlar konumunda. Hulûsi Akar’ın emir subayı Yarbay Levent Türkkan altında imzası olan yazılı ifadesinde Cemaat’e bağlı olduğunu, emirleri ‘abilerinden’ aldığını, Fethullah Gülen’i ‘ilâhi bir figür’ olarak gördüğünü itiraf ediyordu. Darbe gecesi kendi komutanını derdest edip öteki darbecilere teslim eden oydu.
Hulûsi Akar’ın emir subayı Yarbay Levent Türkkan darbe gecesi kendi komutanını derdest edip öteki darbecilere teslim edendi.
Hulûsi Paşa’nın bütün programlarını koordine eden eden Özel Kalem Müdürü Ramazan Gözel ve Hüseyin Hakan Öcal de Cemaatçiydi.
Hulûsi Paşa’nın Başdanışmanı Kurmay Albay Orhan Yıkılkan da onun etrafını saran Cemaat kadrolarından biriydi. Bu albay, darbe gecesinin en aktif isimlerindendi. Darbenin olacağını bir gün öncesinden bilen, etrafındaki öteki Cemaatçilere darbe gecesi görevlerini dağıtan birkaç isimden biriydi. Öyle ki emir subayının ifadelerine göre, ‘darbe gecesi onun odasına girip çıkanın haddi hesabı yoktu'.
Hulûsi Akar’ın canını emanet ettiği korumaları bile bu grubun üyeleriydi.
Korumalar Başçavuş Ömer Gürsel Çetin ve Abdullah Erdoğan Cemaat’in askerleriydi.
Özetle Akar’ın hem emir subayı, hem özel kalem müdürü, hem danışmanı hem korumaları Cemaat’in adamlarıydı ve onun bundan haberi olmamıştı.
Oturduğu evin trafiğini yürüten ‘konut astsubayı’ (Veysel Tokmak) bile bu örgüte bağlıydı. Hulûsi Akarı'ın bunların hiçbirinin farkına varmadığı/varamadığı anlaşılıyor.
Kaynak: Al Jazeera