Karadeniz'in hırçın sesi Volkan Konak: Hayata karşı oyumuzu zarfa koymadan kullanırız. Ters bulduğumu söylerim. Külüstür bir mantıkla muhalefet bana göre değil
l 'Kuzeyin Oğlu' ile televizyonculukta iddianızı ortaya koydunuz...
İlk 10'da yer almayı bekliyordum, birinci olduk. Açıkçası bu kadar ilgi beklemiyordum. İnsanımız zeki, cesur ve akıllı. Seçmesini, anlamasını bilen, doğru olanın yanında ve kıyas yapabilen bir kitlemiz var. Konserlerdeki samimiyet ve sıcaklığı ekrana taşıdık. Televizyonda müzik programlarının çok izlenmesi alışılmış bir şey değil. Yüksek reyting almamız, birçokları için süpriz oldu. Ama yapımcım Ahmet Çelenk, bana birinci olacağımızı söylemişti, benim teknik direktörüm odur.
l Müzik dışındaki konularda fikrinizi söylemekten kaçınmıyorsunuz...
Sanatçının her konuda fikri olmalı. Biz hayata karşı oyumuzu zarfa koymadan kullananlardanız. Sanatçılık, siyasetten daha saygındır. Bunu ben değil, Mustafa Kemal Atatürk söylüyor, 'Hayatta her şey olabilirsiniz ama sanatçı olamazsınız'. Elbette siyasi görüşümüz, fikrimiz olacak. Ters bulduğumu söylerim. Külüstür bir mantıkla muhalefet yapmak için değil, bana göre yanlış olanları söylerim.
l 'Cumhuriyet ve özgürlüğün kıymetini bilmeyenler sığırdır' demiştiniz. Bu sözlerinizin doğru anlaşıldığını düşünüyor musunuz?
Özgürlüğüme çok düşkünüm. Kula kul olan, ülkesinin işgal edilmesini umursamayan, cumhuriyetin ve bağımsızlığın kıymetini anlayamaz. Böyleleri sığır gelmiş, sığır gidecek. Bir kökeni, ırkı, inancı asla kastetmedim. Sözümü başka yere çekmesinler. Özgürlüğün kıymetini bilmeyen beni dinlemesin.
l Başbakan Erdoğan'ın sanatçılarla yaptığı kahvaltıya davet edildiniz mi?
Yurtdışında konserdeydim. Kahvaltıdan haberim yoktu. Böyle ortamları samimi bulmuyorum. Orada magazin konuşulacağını biliyordum. 50 kişinin olduğu bir ortamda, potada erimek istemem. Eğer Başbakanımız teveccüh ederse, kendisiyle özel görüşebiliriz. Bu konuda çok netim.
l 'Açılım'la ilgili ne düşünüyorsunuz?
Sanatçı ırkçı, özgürlük ve barış karşıtı bir tavırda olabilir mi? Kimseyle kavgamız yok. İşin özünde kavga edenlerin barışması lazım. 'Açılım' lafı fazla magazinleşti. Karadenizlilerin, Alevilerin, Kürtlerin, herkesin farklı sorunları var. Kürt arkadaşlarımızın sorunları çözülmeli. Onları çok seviyorum. Anadolu insanı, Anadolu türküleri kadar masum ve güzel insanlardır. Son dönemde hep etnik kimlikler, inançlar tartışılıyor. Gökyüzüne bakmayı, toprağa, suya dokunmayı, aşkı konuşmayı, kadına şiddet uygulanmamasını, yere çöp atılmamasını konuşmayı unutmamalıyız.
Bana Deli İbrahim'in torunu diyorlar
l Çok sevilmenizi neye bağlıyorsunuz?
Samimi ve sıcağım. Sahnede ağzımdan kaçtı, küfür ettim. Sinirlendiğimi anlıyorlar fakat küfürü 'küfür' olarak algılamıyorlar, 'folklorik' bir söz gibi görüyorlar. Bana Deli İbrahim'nın torunu diyorlar!
l Kazancınızı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bir evim bir de güzel ofisim var. Yunus Emre'nin bir sözü var, 'Paylaştığın senindir, biriktirdiğin değil.' Bu felsefeyle yaşıyorum. Üçüncü bir evim asla olmayacak. Dünya turuna çıkmayı düşünüyorum. Bir yelkenliyle okyanusa açılırım, kimse de nerede öldüğümü bilmez! Böyle bir maceraperestim. Konakoğlu Mezarlığı'nda babamın yanında yerim var, orada yatacağım.
Sahnede ustaları harmanlıyorum
l Sahnede yerinizde duramıyorsunuz...
Sahne performansı olarak, Zeki Müren'i çok takip ettim. Bazen, 'Zeki Müren ve ötekiler' diye ayırdığım olur. Zeki Müren iyi bir solist, Neşet Ertaş iyi bir ozan, Cem Karaca iyi bir yorumcudur. Bu isimlerden feyz alarak kendi şovumu oluşturdum. İzleyicilere müzik, edebiyat ve mizahı içine alan bir kabare yapıyoruz. Gaziantep'ten, Denizli'ye, Konya'dan, Paris'e kadar tüm dinleyicilerim bu programı bekliyordu. 'Biz Kuzey'in Oğlu ile şunu ispat ettik: 'Müzik programı da çok izlenebiliyormuş, kardeşim!'
l Sanat dışında başka hangi iş, sizin ruhunuzu yansıtır?
Uzun yol kaptanları geliyor aklıma. Hiç kavgaya karışmazlar. Dünyalıdır ve ağır takılırlar. Yurtiçinde konserlere giderken uçağa binmiyorum. Zamanımın çoğu karavanda geçiyor. Afrika'dan ABD'ye kadar çok yeri gezdim. Avrupa'yı baştan sona dolaştım. Hümanist yanımı çok gezmeye borçluyum.
En büyük hayalim: Karadeniz sineması
KARADENİZ'de geçen 'Bal' filminin Berlin Film Festivali'nde 'Altın Ayı' kazanması beni çok mutlu etti. Braveheart'ı (Cesur Yürek) izliyoruz, İskoçya'da muhteşem bir doğa karşımızda. Ondan daha güzeli bizde var.
YENİ YENİ KEŞFEDİLİYOR
Karadeniz bölgesi, müzik, kültür, turizm açısından yavaş yavaş keşfediliyor. Sinema da bu alanlardan biri. Karadeniz filmi yapmaktan vazgeçmem. Filmde oynamasam da, müziklerini yapabilirim, senaryosunu yazabilirim. En büyük hayalim Karadeniz sineması projesi...
Dinleyicilerimin yüzde 75'i kadın
BİR erkeğin yanındaki kadına asla bakmam. O nedenle erkekler bana çok inanır. Eşlerini özgürce programıma gönderebileceklerini bilirler. Kadınlara çok kıymet veriyorum. Onlar benim yoldaşlarım, sırdaşlarım. Dinleyicilerimin yüzde 75'i kadındır. Ekranda bir kez 'Kadınım' dediğimde Türkiye kilitleniyor. Kadın vefadır, kadın anadır. Kadınla olduğun sürece seni kimse yıkmaz. Annem çok ezildi, kırıldı. Babamdan şiddet gördü. 5 ablam olduğu için kadınların arasında büyüdüm. Kadınlar sadece duygularının kadife eldivenlerle okşanması istiyor. Bunu yapmazsan vahşileşebiliyorlar, duygularını okşarsan kadınlarla geçinmek hiç zor değil. Şifre şu: Seversen, sevilirsin.