Milli Eğitim Bakanlığı'nın sitesinde Liselere Giriş Sınavı örnek soruları arasında yer alan umreyla ilgili din kültürü ve ahlak bilgisi sorusu, eğitimcilerin tepkisine neden oldu. “Ali umre yapmayı çok istiyordu” diye başlayan soru, “çocukların umreye gitmesini olağan, sıradan bir şey gibi göstermesi”, yönlendirmesi ve örtük mesaj vermesi açılarından eleştirildi.
Cumhuriyet'te yer alan habere göre Eğitim İş Genel Başkanı Orhan Yıldırım, eğitimciler tarafından tepki çeken örnek 'umre' sorusunu şöyle eleştirdi:
“Dini açıdan bir mesaj var. Kendi düşünceleri doğrultusunda soru kalıbı, yönlendirme ve subliminal mesaj var. Bazı il ve ilçelerde promosyon olarak çocuklara ve velilere umre ziyareti verdiklerini biliyoruz. Bu meşrulaştırmaktır. Umreyi ziyaret etmeyi olağan, sıradan bir şey gibi, çocukların da gitmesi gerektiği gibi zihne yerleştirmek, alıştırmak, üstü kapalı mesaj vermektir bu. Sorular içinde olmaması gereken, yönlendirici bir soru."
Hazırlıksız geçiş
Eğitim İş Sendikası sınavla öğrenci alacak liselere giriş için getirilen yeni sınavı, “Özel Okullara Yönlendirme Sınava” olarak nitelendirdi. Sendika merkez yönetim kurulunca yapılan açıklamada, “Örnek sorular, bu kadar köklü bir değişikliğin ne kadar hazırlıksız ve çarpık yapıldığını bir kez daha gözler önüne serdi. Sözel sorularda çok paragraflı metinler yer alırken, sayısal sorularda ise grafik, resim ve tablolara yer verildi. Sorulara baktığımızda; öğrencilerden okuduklarını anlamaları, bilgilerini kullanmaları ve yorumlamaları, eleştirel düşünebilmeleri, analiz ve sentez yapabilmeleri beklenmektedir. Bugüne kadar daha çok bilgi ve kavrama basamağından sorulara alıştırılan öğrenciler, bu sorularla bir anda analiz ve sentez basamağına geçirilmeye çalışılmaktadır” denildi.
Bu soruların, altı ay gibi kısa bir sürede kavrama basamağındaki soru/anlatım tarzından analiz ve sentez gerektiren anlatım tarzına geçmenin mümkün olmadığını gösterdiği belirtilen açıklama şöyle:
“Bunun için en az dört yıllık eğitim gerekmektedir.
Bu durum yıllardır TEOG’a hazırlanan öğrencilerimizi mağdur edecektir. İlkokul 1. sınıftan itibaren test odaklı sistemlere alıştırılan çocuklardan, aniden ALES tipi sorularda başarılı olmalarını beklemek; bilimsel gerçeklikle örtüşmeyecektir. Zorluk düzeyi çok yüksek sorular nedeniyle, birçok öğrenci sınava girmekten vazgeçebileceği gibi özel derse olan ihtiyaç da artacaktır. Sınava hazırlıkta ders kitaplarının yeterli olacağını kaynak kitapların kullanılmaması gerektiğini söyleyen MEB’e soruyoruz, öğrenciler bu tür soruları ders kitabında bulamadıklarına göre nerede bulacaklar? MEB’in yayımladığı kazanım testlerinde neden bu tür sorular yok? Böylece ‘Sınav kaldırılacak, çocuklarımız yarış atı olmaktan kurtarılacak, çocuklarımız dershanelere mahkûm edilmeyecek’ gibi söylemlerin ne kadar temelsiz olduğu, aksine daha çok sınav ve daha çok eşitsizlikle karşı karşıya kalacağımız bir kez daha MEB tarafından kanıtlanmıştır.’’
Ölçme değil seçme
Örnek soruları değerlendiren eğitim uzmanı Hatice Yılmaz, “LGS soruları genel anlamda değerlendirildiğinde sınavın ölçmeye yönelik değil, seçmeye yönelik sorulardan oluşacağı görülüyor. Sorular öğrencilerin bilgiyi kullanmasını, bilgiden bilgi üretmesini ve disiplinler arası ilişkilendirme yapmasını gerektiriyor. Kısaca bu sorular ezberleyen öğrencilerin çözeceği sorular değil” dedi.