Magazin dünyasından birçok ünlü ismin gittiği kuaför salonunu karıştıran dava... Lüks salonun sahibi Kemal B. kendisi gibi evli olan müşterisi A.B. ile ilişki yaşamaya başladı. Kemal B., eşinden mal kaçırmak için, çocukları ile birlikte yaşadıkları 600 bin dolarlık evi, birlikte olduğu T.’nin üzerine geçirdi. Ancak bir süre sonra, yasak aşk yaşayan ikili arasında da sorun çıktı. Bu kez, T., evi başka bir kişiye devretti. Durum ortaya çıkınca taraflar adliyelere akın etti. Çiftlerden biri boşandı diğer çiftin ise boşanma davası devam ediyor. 600 bin dolarlık evin sahibinin kim olacağı ise mahkemenin kararına bağlı. Kemal B.'nin eşi ise diğer kadına tazminat davası açtı.
Zamanla yasak ilişki yaktı
Sosyete kuaförü hem eşini hem evini kaybetti...
işlerini büyüten Kemal B. şubeleşme yoluna da gitti. Yeşilköy, Etiler, Göktürk gibi gözde bölgelerde salon açtı.
Kemal B. ile üç çocuk annesi eşi H.B. işlerini birlikte sürdürüyordu. Kemal B., Yeşilköy’deki salonu işletirken, eşi Göktürk’teki salonda müşterilerine hizmet veriyordu. Şimdilerde çok sayıda davaya konu olan Göktürk’teki lüks bir sitede bulunan 600 bin dolarlık ev de anılan dönemde alındı.
MÜŞTERİ OLARAK GELDİ
Bir süre sonra Kemal B. ile müşterisi A.B.T. arasında yakınlaşma başladı. Her ikisi de evli ve çocuklu olan B. ve T., Bursa Uludağ’a, Fransa’ya, İtalya’ya birlikte gitmeye başladı. B.’nin üvey oğlu B.Ö, duruşmaların birinde verdiği ifadede özetle “Babamla her hafta sonu Uludağ’a gidiyorduk. Her seferinde A.B. abla ile feribotta karşılaşıyorduk… O ara, bu durum tesadüf olarak ifade ediliyordu. Babam, onu gördüğüme dair anneme bir şey söylememi istiyordu. Şimdi durumu anlıyorum” dedi.
ŞÜPHELENDİ BOŞANMA DAVASI AÇTI
H.B. ise bir süre sonra eşinin durumundan şüphelenmeye başladı. Bu durumu eşi ile paylaştı ve ikili arasında tartışma yaşandı. H.B., 2009 yılında boşanmaya karar verdi; Eyüp Aile Mahkemesi’nde boşanma davası açtı, oturdukları evin tapusuna da ‘aile konutu’ şerhi koydurdu. Ancak Kemal B., eşini, davayı geri çekmesi için ikna etti.
TAPUDAKİ ŞERHİ KALDIRDI
Eş H.B., davasını geri çektikten kısa bir süre sonra Kemal B., evin tapusuna koydurduğu şerhi kaldırmasını istedi. Sebep olarak ise evin üzerine kredi çekmeyi gösterdi. H.B. bir kez daha eşinin dediğini yaptı ve şerhi kaldırdı. Ancak B. çifti arsındaki huzursuzluk giderek arttı. H.B. bir kez daha boşanma davası açtı. Dava 2012’de açılırken H.B. evin tapusuna bir kez daha ‘aile konutu’ şerhi koydurmak için tapu müdürlüğüne gitti.
EVİ ESKİ SEVGİLİSİNİN ÜZERİNE YAPTI
Ancak, kayıtlara bakınca ilk şoku yaşadı. Ev başka bir kişinin üzerine kayıtlıydı. Yapılan kısa bir inceleme sonrası tapunun A.B.T. adına 12 Aralık 2009’da devredildiği anlaşıldı. Devir tarihinde değeri 450 bin dolar olan evin bedeli tapuda 114 bin TL olarak belirtilmişti.
ÖTEKİ KADINA DA TAZMİNAT DAVASI
H.B. eşine karşı boşanma davasını sürdürürken, hem tapu iptal davası açtı bir yandan da, eşi ile boşanmasına neden olduğu için A.B.T.’ye tazminat davası açtı.
ARALARI BOZULDU, TAPU 3. İSME
Bu davalar sürerken ilginç bir durumun daha yaşandığı anlaşıldı. Bu kez, Kemal B. ile A.B.T.’nin arası açıldı. A.B.T., sevgilisinin eşi H.B.’nin açtığı tapu iptal
davası ile ilgili bir sıkıntı yaşamamak için evi bu kez, kuzeni Ş.’nin eşine sattı. Satış değeri 222 bin TL gösterilen eve ilişkin tapu devri 1 Haziran 2012’de yapıldı.
MAHKEMEDE İTİRAF ETTİ
Eş H.B.’nin avukatları mahkemelere sundukları dilekçeler ve belgelerde yapılan satışların hileli olduğunu öne sürdü. Kemal B. de mahkemelerde verdiği ifadelerde daha önce A.B.T. ile ilişki yaşadığını, evi de eşinden mal kaçırmak için T.’ye satılmış gibi gösterdiğini itiraf etti. Mahkeme H.B. ile Kemal B. arasındaki boşanma davasını karara bağladı. Mahkeme çifti boşarken, H.B.’ye 90 bin TL’lik maddi-manevi tazminat ödenmesine hükmetti. Mahkeme 3 çocuğun velayetini de anne B.’ye bıraktı.
‘ÖTEKİ KADIN’A MANEVİ TAZMİNAT CEZASI
H.B., eski eşi ile birlikte olduğu ortaya çıkan A.B.T.’ye karşı ise evliliğini bitirmesine neden olduğu gerekçesi ile, avukatı Av. Buket Yerli Okudan aracılığı ile manevi tazminat davası açmıştı. Üç yıl önce açılan davada mahkeme B.’yi haklı buldu. Mahkeme, A.B.T.’nin, Kemal B. ile, evli olduğunu bildiği halde ilişki yaşadığına işaret ederek H.B.’ye 50 bin TL manevi tazminat ödemesine karar verdi. Mahkemenin kararında, H.B.’nin sosyal ve kişilik değerlerine saldırıda bulunulduğuna vurgu yapıldı. Karar, davalı tarafın avukatı tarafından temyiz edildi. Öte yandan, Kemal B. ile ilişkisi ortaya çıkan A.B.T. ile eşi M.T.’nin de birbirlerine karşı boşanma davası açtıkları anlaşıldı.
EV ÜÇÜNCÜ KİŞİYE GEÇTİ
Bütün bu davalar sürerken, ev bir kez daha el değiştirdi. Bu kez, A.B.T'nin evi sattığı kişi, 25 Aralık 2013 günü evi S.A.A'ya devretti. Bilirkişi raporuna göre değeri 600 bin dolar olan evin A.’ya 250 bin TL’ye satıldığı anlaşıldı. H.B.’nin avukatları bu satışın da muvazaalı olduğu iddiasında. Bu iddiaya dayanak olarak ise, A.B.T. ile evin son sahibi görünen A.’nın avukatının aynı kişi olması gösterildi.
TAHLİYE DAVASINI KAZANDI
Evin son ‘sahibi’ A. ise, H.B.’nin, çocukları ile birlikte 2005’ten beri oturduğu evi tahliye etmesi için dava açtı. Geçtiğimiz 4 Ekim’de çıkan kararda mahkeme ‘tahliye’ kararı verdi. Bu kararın işleme konulması için icraya gidildi. Öte yandan kararın temyiz başvurusu için de hazırlık yapılıyor.
HER ŞEYİMİ KAYBETTİM
Şimdilerde iki çiftin boşanma noktasına geldiği, çok sayıda davanın açılmasına neden olan sürecin başındaki isimlerden Kemal B. Hurriyet.com.tr’nin sorusu üzerine “Mahkemede de anlattım. O evi, eski eşimden mal kaçırmak için A.B.T.’nin üzerine yaptım. Ancak daha sonra her şey alt üst oldu. Çok pişmanım ama olan da oldu. Ben, hem evimi, hem ailemi, hem işimi, hem de sağlığımı kaybettim” dedi.
ALDATILDIM, HAYATIM KARARDI
H.B. ise "Küçük kızım henüz 2-3 yaşındayken aldatıldığımı fark ettim. Ve hayatım karardı. Eşimden boşandım. Üç küçük çocuk ile bir başıma kaldım. Dava devam ederken, elektriğim, doğalgazım kesildi. En son mahkeme 'tahliye' kararı verdi.Ve, benim de emeğim ile alınan ev elimizden gidiyor. Bu kış günü nereye gidip ne yapabilirim. İşimi de kaybettim, ailemin desteği ile ayakta durmaya çalışıyorum. 5-6 yıldan bu yana resmen hayatım karardı. Düşünün haftanın 2-3 günü adliyelerdeyim" şeklinde konuştu.
Hürriyet/ Dinçer GÖKÇE