Faruk Bildirici Ankara Altındağ'da meydana gelen çatışma ile ilgili olarak medyanın tutumunu değerlendirdi:
Altındağ’da bir Türk gencinin öldürülmesinden o bölgede yaşayan bütün sığınmacılar sorumlu tutulabilir mi? Kesinlikle hayır. Suçların şahsiliği ilkesi, hiç kuşkusuz sığınmacı Suriyeliler için de geçerlidir.
Ama ne yazık ki, 10 Ağustos akşamı, iki Suriyeli gencin parktaki kavga sırasında bıçakladıkları Emirhan Yalçın’ın yaşamını yitirmesi ve Ali Yasin Güler’in yaralanmasından mahalledeki bütün Suriyelileri sorumlu tutanlar oldu. Gruplar halinde işyerlerine, evlerine saldırıp taşladılar, yağmaladılar; araçlarını tahrip ettiler.
Medya kuruluşları birbirinden farklı değerlendirdi saldırıları. Sabah “Provokasyon”, Türkiye “Tehlikeli kışkırtma”, Yeni Asya da “Tehlikeli tahrik” gibi genel bir reçeteyle olayı açıklamaya çalıştı. Yeni Şafak (Bu kandan siz sorumlusunuz), Yeni Akit (Sizin katil Esed’den ne farkınız var?) ve Akşam (Eserinizle kahrolun) muhalefeti sorumlu tuttu. Karar (Bu yangın böyle sönmez), Cumhuriyet (Öfke Suriyelilere patladı), Birgün (Ateşe benzini iktidar döktü), Evrensel (Suriyeli Mustafa Soruyor: Biz ne yaptık?) iktidarın politikalarını sorgulayan başlıklar attı.
Tehlikenin büyüdüğüne dikkat çekmek isteyen Hürriyet ve Sözcü ise sağduyu çağrısı yaptı. İkisi de bu yönüyle diğer gazetelerden ayrıldı. Fakat Hürriyet’in “Sağduyu zamanı” manşetinin hemen altındaki spotta bu çağrının nedeni şöyle açıklanıyordu:
“Altındağ’da bir gencin Suriyeliler tarafından öldürülmesiyle başlayan infial, 27 saatte sona erdi. Provokasyona açık bu olaylar tekrarlanmasın diye her kesimin sağduyulu davranması çok önemli.”
Olumlu fakat daha ilk baştan sakatlanmış bir çağrı bu. Çünkü “Altındağ’da bir gencin Suriyeliler tarafından öldürülmesiyle başlayan infial” deniyor! O genci, bütün Suriyeliler öldürmüş gibi bir genelleme yapılıyor. Suriyeli Yahya Abdo ile Ahmed Muhammed Abdo’nun yaptığından Suriyelilerin tümü sorumlu gösteriliyor.
Böyle ifade edince de Hürriyet, o gece Suriyelilerin evlerine, işyerlerine saldıranlarla benzer safa düşmüş oldu. Çünkü onlar da iki Suriyeli gencin cinayetinden orada yaşayan bütün Suriyelileri sorumlu görüyorlardı.
Sığınmacı ve mülteci haberleri kılavuzu
Bildirici bir de Göçmen haberleriyle ilgili bir kılavuz hazırladı
''Altındağ’daki saldırılar başta olmak üzere mülteciler/sığınmacılar/göçmenler hakkında medyada son dönemde yayımlanan haberleri taradım ve yaygın yanlışları belirledim. Sonra da meslektaşlarımın bu yanlışlardan kaçınmasını sağlamak üzere gazeteci İpek Yezdani ve Prof.Dr. Süleyman İrvan’ın çalışmalarından da yararlanarak “Sığınmacı ve mülteci haberleri kılavuzu” oluşturdum. Haberlerde yapılmaması gerekenleri sıraladığım ve öneri niteliğindeki sekiz maddelik kılavuz şöyle:
1- Kışkırtmayın: Haberlerde kışkırtıcı (sansasyonel) başlıklar kullanmayın. İnsanları birbirine düşürecek, tahrik edecek dil kullanmaktan kaçının.
2- Nefret söyleminden kaçının: Haberlerde, paylaşımlarınızda ve konuşmalarınızda nefret söylemi kullanmayın; nefret söylemi içeren alıntı yapmayın.
3- Damgalamayın: Mülteci veya sığınmacıların karıştığı adli olaylarda ve her türlü olumsuzluğa dair haberlerde etnik kimliklerini belirtmeyin. Haberin unsuru olarak belirtmenin kaçınılmaz olduğu durumlarda da bu kimlik bilgilerini başa çıkararak vurgulamayın.
4- Marjinalize etmeyin: Ötekileştirici dil kullanmayın, özellikle Suriyeli sığınmacı ve mültecilerin savaştan kaçıp yerini yurdunu terk etmek zorunda kaldıklarını, insani kriz koşullarında yaşadıklarını ve burada kendilerine yeni bir hayat kurmaya çalıştıklarını unutmayın.
5- Varsayımda bulunmayın: Genellemelerden kaçının, örneğin Suriyeli sığınmacıların hepsinin de Esad rejiminden kaçtığı varsayımında bulunmayın, içlerinde El Nusra ve IŞİD gibi cihatçı örgütlerden kaçmış olanlar da olabilir.
6- Kurbanlaştırmayın: Sığınmacı ve mültecileri sürekli acınacak, hepsi birbirine benzeyen insanlar gibi göstermeyin, aralarında yeni bir hayat kurma amaçlarına ulaşan ve başarı hikayesi yazanların da olduğunu unutmayın.
7- Mahremiyete saygı gösterin: Sığınmacı ve mültecilerle konuşmadan, fotoğraflarını çekmeden önce mutlaka izin alın. Görüntülerinin medyada çıkacağını net olarak anlatın. Konuşurken kibar ve hassas olun, bu insanların çoğunun travma yaşadığını unutmayın.
8- Klişelerden uzak durun: Klişeler hem yaratıcılığı hem okurun/izleyicinin ilgisini öldürür, hem de gazeteciyi yanılgıya düşürür.
Faruk BİLDİRİCİ / 14 Ağustos 2021