“Bütün hayatım boyunca ve üstlendiğim tüm görevlerde çatışmadan uzak durdum. Uzlaşma ve diyaloğu en iyi yöntem olarak benimsedim… Kişisel bilgisayarlarımda yapılan teknik incelemede, bu e-postaların benim tarafımdan yazılmadığı, benim bilgisayarım tarafından gönderilmediği ortaya çıkmıştır. Bu çirkin bir sahtekarlıktır” diyen Yalçındağ’ın açıklaması şöyle;
Aydın Doğan'ın damadı Mehmet Ali Yalçındağ kimdir?
“1989 yılından bu yana, Doğan Grubu'na bağlı kuruluşlarda farklı görevlerde bulundum. En üst düzeyde sorumluluk aldım. 2016'dan bu yana da görevim Doğan medya kuruluşlarının koordinasyonuydu. Bu görevlerimi her zaman Kurumsal yapımızın belirlediği dürüst ve ilkeli yayın politikalarına olan inancımla yerine getirdim. Tüm çalışmalarımda uzlaşarak, birlik ve beraberlik içinde üretmenin (her zaman) yapıcı ve verimli olduğuna inanarak çalıştım.
Medyanın sorgulayıcı ve kamuoyundaki tartışmaların önünü açıcı rolünün ne kadar önemli olduğunu 20 yıllık yöneticilik tecrübelerimde gördüm. Çalışmalarımda, Doğan Yayın İlkeleri'ne hassasiyetle uyulmasına, yayınlarımızın evrensel değerlere uygun, adil ve tarafsız olmasına özen gösterdim. Aynı zamanda, her yayın kuruluşumuzun kendi kültürüne uygun yayın yapmasının önemini bilerek, bu yapıya müdahale etmedim.
Son dönemde ülkemiz iki büyük tehditle karşı karşıya kaldı: Terör ve 15 Temmuz FETÖ darbe girişimi.
Cumhuriyet'ten Yalçındağ'a şok manşet: İktidarın Damadı..
Bu tehditlere karşı Doğan Medyası, demokrasiye olan bağlılığı, ülke birlik ve bütünlüğüne yönelik hassasiyeti ile en tepe yönetiminden tüm çalışanlarına kadar önemli bir sınav verdi ve rol oynadı. Bu ilkeli duruşun bir parçası olmaktan, mutluluk duyuyorum.
Bütün hayatım boyunca ve üstlendiğim tüm görevlerde çatışmadan uzak durdum. Uzlaşma ve diyaloğu en iyi yöntem olarak benimsedim. Her kesimle samimi görüş alışverişine önem verdim. Hükümetler ile medyanın kavgasının ülkeye bir yarar getirmediğine inandım. Eleştirilerin yapıcı olmasını ve diyalog kanallarının açık tutulmasından yana oldum. Bu tutum ve yapımdan rahatsızlık duyan bazı çevrelerin beni hedef göstererek, Şahsımı Doğan Grubunu yıpratma çabası içine girdiklerini görüyorum.
Her fırsatta dile getirdiğim bu görüşlerimi hatırlatmamın nedeni, son günlerde dijital ortam ve sosyal medyada bana ait olduğu iddia edilen e-posta mesajları yayınlandı. Kişisel bilgisayarlarımda yapılan teknik incelemede, bu e-postaların benim tarafımdan yazılmadığı, benim bilgisayarım tarafından gönderilmediği ortaya çıkmıştır. Bu çirkin bir sahtekarlıktır. Bu sahtekarlığın nasıl yapıldığına ilişkin kapsamlı teknik incelemelerimizi sürdürüyoruz . Bu yayınlara karşı her türlü hukuki hakkımı kullanacağım.
Bu sene başından beri, özveri ve itinayla sürdürdüğüm bu zor görevi, şahsıma yönelik bu saldırıların Doğan grubunun itibarına hiçbir şekilde zarar vermemesi maksadı ile bugün itibariyle bırakma kararı aldım. Görevimi bırakmam, ne kendi doğrularımı savunmaktan beni alıkoyacak ne de mensubu olmaktan onur duyduğum Doğan Grubu medyasını ilkelere bağlı yayın politikasından caydırabilecektir.
Bu süreçte, her daim olduğu gibi yanımda olan ve beni destekleyen Onursal Başkanımız Sn. Aydın Doğan’a, ve Doğan Yayın Grubu’nda birlikte çalıştığım, bana destek olan bütün çalışma arkadaşlarıma teşekkür ederim.
Kamuoyuna saygılarımla duyururum”