Fox TV’de İsmail Küçükkaya’nın konuğu olan Meral Akşener; İstanbul, Mersin, Adana, Ankara, Balıkesir ve Bursa’nın AKP’nin elinden gideceğini söyleyerek, Mersin’de yaşanan krize de açıklık getirdi.
Akşener konuyla ilgili, ” Sayın Kocamaz’ın yaşadığı bu süreç ibret oldu. Mersin’de maalesef biz içimizden vurulduk. İkincisi hukuk guguk oldu.
Siyaset şöyle bir şeydir; Seçimleri derbi maçları gibi düşünün… Centilmenliğin önde olması alanlardır. Projelerin kazandığı, iyi olanların kazandığı bir ortamdır. Ancak son seçimlerde, özellikle bu yerel seçimlerde insanların kamplaştırıldığı, çok zehirli bir dilin ve seçmenin korkutulmaya çalışıldığı bir süreç bu. Mersin’de bizim maalesef sayın Kocamaz’ın müracaatıyla ilgili il başkanı ve il başkan yardımcısı olarak kendisine yetki verilmiş arkadaş gidip müracaatını yapmadılar. Biz de bu konuda suç duyurusunda bulunduk.
YSK’ya bunların yetkisiz olduğunu, il seçim kurulunun da hukuksuz davrandığına dair müracaatta bulunduk. Müracaatımızı reddettiler. Hatta, YSK Başkanı, bizim temsilcimize alay ederek, çok gayret ettiğini genel başkanına söylersin dedi. Bir derbi maçında eliyle gol atan oyuncuyu kendi taraftarı kınarken , Türkiye’de maalesef siyaset böyle bir konuma geldi.
Tekrar YSK’nın gündemine gelebilir.
Ben Sayın Erdoğan’ın hiç değilse rol icabı bu süreçte hukukun işleyebilmesini sağlayacağını düşünmüştüm, yanılmışım. ” şeklinde konuştu.
– Burhanettin Kocamaz olmazsa ne olacak?
Kocamaz’ın aday olamaması durumunda başaka bir adaylarının daha olabileceğinin sinyalini veren Akşener, Hâlâ il seçim kurulu üzerinde yapılacak bir toplantı yapılacak, 15 kişi itiraz etti. Olmadığı takdirde 2 adaylı bir seçime de gidilebilir. Başka alternatiflerde var. Onlara Sayın Kocamaz’ın tercihine göre bakacağız.” dedi
Olayın planlı yapıldığını söyleyen Akşener'in açıklamalarından satırbaşları şöyle:
“İğrenç işlerin ve paranın da döndüğü bir olay bu. Mersin İl Seçim Kurulu 17:26'da eliyle kargacık burgacık bir yazıyla bir müracaatı kabul etti.”
“Kıran kırana bir seçim var. MHP adayının attığı bir tweet var. Hamit Tuna'nı attığı tweet. Diğer taraftan 17:26'da kapıların kapanması gereken bir de 17:50'de yetki verdiğimiz biri…. Bu insanları biz 17:50'de görevden aldık. İYİ Parti'nin adayı yok. Bunu anladık. Demokrat Parti adayı istifa etti oradan müracaat etti. İddiaya göre Hamit Tuna'nı organize ettiği 15 kişi itiraz etti. Centilmenlik olması gereken bir seçimde bir adayı komplo kurarak seçim dışına atmayı Mersinlilerin ferasetine sunuyorum.”
“YSK BİZİ REDDETTİ”
“İl Seçim Kurulu'nun uygunsuz davrandığını YSK'ya bildirdik bizi reddettiler. Bir derbi maçında eliyle gol atan futbolcuyu taraftarı kınarken Türkiye'de siyaset bu noktaya geldi. YSK'nın tavrı belli. Sadi Güven bizim müracaatımızı temsilcimizle dalga geçerek, “Çok gayret ettiğini genel başkanına söylersin” diyerek reddetti. Sayın Erdoğan'ın tarafsız kalınmasını sağlayabileceğini düşünmüştüm ama kalınmadı.”
“İl Seçim Kurulu üzerinde bugün yapılacak bir toplantı var. 15 kişi itiraz etti. Siyasetin geldiği nokta bu. Başka alternatifler var. Mersin için Sayın Kocamaz ile bir görüşme yaptık. Kocamaz ile Seçim Kurulu da aday olamaz derse mümkün olmuyor. Başka bir alternatif üzerinde sayın Kocamaz'ın riyaseti üzerine konuşuyoruz. Başka bir önlem alırlar diye şimdilik bunu konuşmuyoruz.”
“17:50'de görevden aldık dedik. 16:50'de biz bu arkadaşları görevden aldık. Dolayısıyla tamamen yetkisizdiler. YSK Başkanı'nın İYİ Parti temsilcisine alay ederek söylediği, “Git Genel Başkanına çok gayret ettiğimi söyle” demesi…. Hukuk, guguk oldu.”
“Tuna, “Benim bir tweetimi ortaya koysunlar siyasetten çekileceğim” İfadesi… Suç duyurusunda da bulunduk. Hukukta böyle bir şey yapmadığını ispat edebilir. Asla biz kimseye iftira atmama, hakaret etmeme yeminimiz var. Ben sayın Tuna'dan bu 15 kişinin kimliklerini, ait oldukları yerleri bildirmesini… Üç aday vardı. Mersinli kimi onaylıyorsa, bizim eyvallah demekten başka bir sözümüz olamazdı. Görevden alınan ve yetkisi alınan arkadaş başka bir şey anlatıyor, ortaya çıkacak.”
“BEKA MESELESİ KOLTUKLARI SANMIŞTIM”
“Ben bu beka meselesini bu arkadaşların koltukları sanmıştım. Sayın Erdoğan'ın 4 yıl boyunca, Sayın Bahçeli'nin ise istediği sürece tehlikede değil. İttifakın iki liderinin birbirlerine söyledikleri sözleri gördüm. Beka meselesi, bu iki ismin birbirlerine söylediklerini örtmek için ortaya koyulmuş bir argüman. Sayın Bahçeli ‘17-25 Recep Tayyip Erdoğan' dedi. ‘Seni Haliç'te 41 kere yıkayacağım' dedi. “AKP'nin PKK'dan daha büyük bir tehlike” olduğunu söyledi. Sonuçta bu iki arkadaşlar ittifakı kurdular. Sayın Erdoğan ülkücülerden özür dilemedi. Sayın Bahçeli'de “17-25 Aralık bir darbedir” demedi. Söylediklerimin arkasında duruyorum diyorlar. Bu nedenle sadece ülkücüler değil AKP seçmeninin de konsolide olmadığını görüyoruz. Sayın Erdoğan bunu itiraf etti.”
“Bütün bunlar Sayın Erdoğan'ın başında bulunduğu 17 yıllık iktidara hakaret. 17 yılda bu arkadaşlar ne yaptı ki muhtar seçerken birden bire Türkiye'nin beka sorunu oluştu. Biz bir araştırma önergesi verdik. Sonuç itibarı ile bu konu reddedildi. Sayın Bahçeli'nin bu sözleri, Sayın Erdoğan ve hükümetine büyük bir hakarettir. Türkiye'nin beka sorununa neden olmuş bir iktidar nasıl Türkiye'yi yönetmeye devam edebilir.”