İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimi sonrasında AKP içindeki gruplaşmanın yeniden siyaset gündeminin merkeze oturması, Cumhur İttifakı’nda AKP’yle birlikte hareket eden MHP’de de masaya yatırılıyor.
AKP içindeki hareketlenmenin ana ekseninin “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni tartışmaya açmak ve parlamenter sisteme dönüş” olduğu değerlendirilirken; MHP, süreçle birlikte “AKP’nin 2000’li yılların başında DSP’de yaşanan dağılma sürecine benzer bir sürece doğru hızla adım atmasından” endişe ediyor.
‘İlk hedef Meclis’tir’
İstanbul seçiminin ardından eski bakan Ali Babacan, eski Başbakan Ahmet Davutoğlu ve eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül cephesindeki hareketlenmenin, var olan denklemde nereye oturacağı konuşuluyor.
Cumhuriyet'ten Selda Güneysu'nun aktardığına göre; MHP kulislerinde, “parlamenter sisteme dönüş gayretlerinin Türkiye’yi 15 Temmuz öncesindeki kaosa çekebilebileceği” ileri sürülüyor. MHP’de, AKP içindeki gruplaşmanın ilk hedefinin “Meclis’te grup kurmak olacağı” da değerlendiriliyor. AKP’nin “2000’li yılların başında DSP’de yaşanan dağılma sürecine benzer bir sürece hızla adım atmasından” endişe ediliyor. AKP içinde de hâlâ Davutoğlu ve Gül ekibinin “sayısı azımsanamayacak ölçüde mevcut olduğuna” dikkat çekiliyor.
2000’li yılların başında “Türkiye’de, ekonomik kriz gerekçe gösterilerek, DSP içindeki bir grubun İsmail Cem’e Yeni Türkiye Partisi’ni kurdurduğu ve bu partiye DSP içinden hızla geçişlerin başladığı, zamanla DSP’den istifa eden milletvekili sayısının 63’lere ulaştığı” anımsatılıyor. Bunun sonucunda da Yeni Türkiye Partisi’nin Meclis’te grup kurduğu ve “DSP’yi dağılmaya ve çöküşe sürüklediğine, bu tarihten sonra da partinin bir daha toparlanamadığına” işaret ediliyor.
‘AKP barikat kurmalı’
AKP’nin de böylesi bir süreçten geçmemesi için bir an önce ülke gündemine ilişkin pozisyon alması gerektiğine vurgu yapılıyor. AKP’nin, başta terörle mücadele ve Türkiye’nin savunma sistemleri olmak üzere yargı, ekonomi gibi sorunlarına hızla eğilmesi, gerektiğinde “yeni projeler ve çözüm önerileri üreten bir parti konumuna yükselmesi gerektiği” belirtiliyor. MHP AKP’ye, “Debi yükselirse, selin önüne geçilmez. Yükselen su, önüne kattığını götürür. AKP, barikatı güçlendirmeli. Bu barikat da yeni ekonomik yatırımlar, reformlar, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin güçlendirilmesiyle devlet temelinin sağlama alınması, toplumda iktidara güvenin yeniden tesis edilmesi” olduğu belirtiliyor. MHP’de ayrıca böylesi bir durumda “partinin Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AKP tarafında yer alacağına” da dikkat çekiliyor.