Kalabalık sınıflar, karma eğitim karşıtı uygulamalar, işsiz öğretmenler, örgün eğitim sisteminin dışına çıkan çocuk sayısının artması, dini cemaat ve vakıfların sistem içinde giderek güçlenmesi, fiziki altyapı eksiklikleri, okullar arasındaki kalite uçurumu, okullaşma oranının düşmesi, devamsızlık ve okul terki sayılarının çokluğu, öğrencilerin istemedikleri okul türlerinde öğrenim görmeye zorlanması, öğretmenlerin “sözleşmeli”, “ücretli”, “kadrolu” diye ayrılması, sorunlardan bazıları.
Bakan Selçuk’un yarın açıklayacağı vizyon belgesinin, öğretmen yetiştirme modeliyle ilgili düzenlemeleri ve orta öğretimde program çeşitliliğinin azaltılmasını kapsayacağına ilişkin duyumlar var.
Cumhuriyet'te yer alan habere göre, CHP eğitim politikalarından sorumlu genel başkan yardımcısı Yıldırım Kaya, “Eğitim sisteminde, Cumhuriyet öncesi anlayış egemen olmaya başlamıştır. Milli Eğitim Bakanlığı çeşitli vakıf ve derneklerle yaptığı protokoller aracılığı ile yetki ve iradesini kısmen bu kurumlara devretmiştir. Öncelikle bu açıklama ‘Saray’da değil, Milli Eğitim Bakanı tarafından, Milli Eğitim Bakanlığı’nda yapılmalıdır. Eğitim sistemi, tedbir alınmaz ise geri dönüşü olmayan karanlık bir yola girmek üzeredir’’ dedi.
Kaya, yeni bir öğretmen yetiştirme sistemi kurulmasını, tüm öğretmenlerin kadrolu atanmasını, 4+4+4 eğitim modelinden vazgeçilmesini, tam gün eğitime geçilmesini, okulöncesi eğitimin zorunlu hale getirilmesini, ilkokula başlama yaşının 72 aya çıkarılmasını ilk ve ortaokullarda ders saatleri ve sürelerinin yeniden ele alınmasını önerdi.
40 kişilik sınıf olmasın
Eğitim uzmanı Hatice Yılmaz, eğitimcilerin vizyon belgesinden beklentilerini şöyle sıraladı:
“Eğitimde kalite artışının önkoşu öğretmen kalitesinin yüksek olmasıdır. Öğretmenin öğretebilme becerisi geliştirilmeden eğitim kalitesini artırmak mümkün değildir. Ortaöğretimde program çeşitliliğinin azaltılabileceği ile ilgili duyumlar var. Belirli bir dönem ihtiyaca bağlı olarak açılmış meslek liselerinin, ihtiyaç duyulan alanlara kaydırılmasını bekliyoruz. Liselerin yaklaşık yüzde 35’i akademik lise, yüzde 35’i meslek lisesi, yüzde 30’u da imam hatip lisesi olduğundan öğrenci istemediği okula gitmek zorunda kalıyor. Bazı okullar boşken, bazı okullarda sınıf mevcutlarının 50’ye yaklaşması da önlenerek kaynak israfı yapılması engellenir. Müfredatın güncellenerek günün şartlarına uygun hale getirilmesi de bir diğer beklentimiz.’’
Yatırım seferberliği şart
Eğitim-İş Sendikası’ndan yapılan açıklamada, eğitim sisteminin ilk üç sıradaki sorunu, ‘’eğitime erişememe, bilimdışı eğitim programları ve verilen eğitimin nitelikli olmaması’’ olarak sıralanarak, “Eğitim Hakkı’nı kullanamayan ve ülkenin her köşesinde hak ihlâli yaşayan çocuklarımız için acil olarak yapılması gereken eğitim alt yapısının geliştirilmesidir’’ dendi. Sendikanın önerileri şöyle:
-Erken çocukluk dönemi eğitiminin bireylerin ilerleyen dönemlerdeki eğitim faaliyetlerine olumlu katkısı göz önüne alınarak okulöncesi eğitim zorunlu hale getirilmeli okullaşma oranları yükseltilmeli.
-Ortaöğretimde okullaşma oranını yükseltmek amacıyla özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde kız çocuklarının eğitime katılmalarını sağlayacak projeler uygulanmalı.
-Özellikle talep olmayan imam hatip okulları, Anadolu liselerine dönüştürülmeli.
-Kalabalık sınıf mevcutları, ikili eğitim ve ilkokulların halen yüzde 30’unda uygulanan birleştirilmiş sınıflı eğitim gibi fiziki alt yapı sorunlarının çözülmesi zorunluluktur.
-Zorunlu eğitim yaşındaki çocukların örgün eğitim sistemi içine alınması gerekir. Eğitim materyallerinin ve eğitim ortamlarının ülke genelinde dengeli bir şekilde sağlanması için büyük bir eğitim yatırım seferberliği başlatılarak altyapı sorunu çözülmeli.
Maaşlar eridi
Eğitim Sen Genel Başkanı Feray Aytekin Aydoğan, temel eğitimin 3-4 ve 5-6 yaş olmak üzere 2 yıl okulöncesi, 9 yıl ilköğretim ve 4 yıl ortaöğretim olmak üzere 15 yıla çıkarılması gerektiğine dikkat çekerek, sistemdeki başlıca sorunları şöyle sıraladı:
-Çok sayıda devlet okulunda kalabalık sınıf sorunu varken yeterli talep olmamasına rağmen imam hatip okullarının yapımına devam edilmesi büyük bir çelişkidir. Türkiye’de imam hatip okullarında okuyan toplam öğrenci sayısı Milli Eğitim Bakanlığı’nın üstün gayretleri ve devletin bütün imkânlarını seferber etmesi sonucunda 1 milyon 350 bin 611’e çıkmıştır.
-MEB’in 92 milyar TL’lik 2018 bütçesinden eğitim yatırımları için ayrılan kısmının üçte biri (yüzde 35) “din öğretimi”ne ayrılmış, böylece Din Öğretimi Genel Müdürlüğü’nün MEB bütçesi içindeki payı, 2017’ye göre yüzde 68 artırılmıştır. Dini eğitimde payı 7,7 milyar TL’ye çıkaran bakanlık, bütçesinin yüzde 7’sine denk gelen bu kaynağın neredeyse tamamını (yüzde 96) imam hatip liseleri için ayırmıştır.
Açık lisede artış
-Eğitimde 4+4+4 düzenlemesine geçilmeden önce MEB verilerine göre açık öğretim lisesinde 940 bin öğrenci bulunuyorken, 4+4+4 sonrasında hızlı bir artış seyri yaşanmış ve 2017-2018 öğretim yılı sonu itibarıyla açık ortaokuldaki öğrenci sayısı 191 bin 202, açık öğretim lisesindeki öğrenci sayısı 1 milyon 395 bin 621’e çıkmıştır. Toplamda 1 milyon 586 bin 823 öğrenci açık öğretimde okumaktadır.
-MEB’in 1989 yılında sadece 2 ilde, 305 ilköğretim öğrencisiyle başlattığı taşımalı eğitimin her geçen yıl kapsamı genişlemiştir. Bu uygulama kapsamındaki öğrenci sayısı toplamda 1 milyon 242 bin 833 gibi ciddi bir rakama ulaşmıştır.
-MEB verilerine göre resmi öğretmen açığı 117 bin 403, ataması yapılmayan öğretmen sayısı 438 bindir. Ataması yapılmadığı için farklı işler yapmak zorunda kalan meslektaşlarımız iş cinayetlerinde hayatını yitirmiş, 54 işsiz öğretmen ataması yapılmadığı için yaşamına son vermiştir.
-2008 yılında 1196 TL alan bir öğretmen 23 çeyrek altın alabiliyorken, bugün 3620 TL alan bir öğretmen maaşı ile sadece 9 çeyrek altın alabiliyor. AKP hükümeti öğretmenlere 14 çeyrek altın borçludur. Bir öğretmenin maaşı 1576 TL erimiştir.