Abdurrahman Dilipak, Yeni Akit'de "CHP bu" başlığıyla yayımlanan yazısında "CHP’yi bilen bilir. En iyi bildikleri şey kriz çıkarmak. Ve göreceksiniz, sandıktan nasıl bir sonuç çıkarsa çıksın, krizi seçim sonrasına taşımaya çalışacaklar.. Çünkü eğer kendi dışlarında bir kriz örgütlemezlerse, kendi içlerinde kriz yaşayacaklar" ifadesini kullandı.
Dilipak, yazının devamında Saadet Partisi'ne yönelik olarak da şunları söyledi:
"Kriz, onlar için çözülmesi gereken bir sorun değil, çözümün kendisi..
Konjonktür de müsaid. Türkiye’de kriz çıkarmak için çabalayan uluslararası mihraklar için fırsat doğmuş durumda. CHP de hem bu işin kompetanı, hem de gönüllüsü..
Sacayağı belli: CHP, HDP, İyi Parti. Saadet, 'bana da yer açın' diyor ama, onlar esas oyuncu değiller. Zaten bir kıymeti harbiyeleri de yok. Bu koalisyonda PKK da kullanılabilir, PYD de DAEŞ de, DHKP-C de. Eğer teröre ihtiyaç duyulursa varlar ve hazır bekliyorlar.
Durun daha, bitmedi. AK Parti çevresindeki “yeni oluşumcular” için de bu durum bir fırsata dönüşüyor tabii."
MİLLİ GAZETE: ÇİRKİN İFTİRA
Dilipak'ın söz konusu ifadelerine ilk tepki Milli Gazete'den tepki geldi. Gazetenin internet sitesinde "Ahlaksız ve müfteri ey Dilipak, iftiralarında boğul" başlığıyla yayımlanan metinde şunlar kaydedildi:
"Yeni Akit yazarı Abdurrahman Dilipak'tan Saadet Partisi'ne çirkin iftirada bulundu.
Türkiye'de kriz çıkartmak isteyen çevreler olduğunu ifade eden Dilipak, Saadet Partisi'nin de bu krizin çıkması için rol talep ettiğini belirterek Saadet Partisi'ne yönelik ahlaksız iftirada bulundu.
Kendisini hassasiyet sahibi bir Müslüman olarak tanımlayan Dilipak, Saadet Partisi'ne 'Kriz, onlar için çözülmesi gereken bir sorun değil, çözümün kendisi. Konjonktür de müsaid. Türkiye’de kriz çıkarmak için çabalayan uluslararası mihraklar için fırsat doğmuş durumda. CHP de hem bu işin kompetanı, hem de gönüllüsü. Sacayağı belli: CHP, HDP, İyi Parti. Saadet, 'bana da yer açın' diyor ama, onlar esas oyuncu değiller. Zaten bir kıymeti harbiyeleri de yok' şeklindeki iftirayı attı.
Dilipak'ın bu iftirası Müslüman kimliği ile uyuşmadığı görülürken Türkiye'de kutuplaşma ve gerginliğin sonlandırılması için milli ve manevi bir çaba sergileyen Saadet Partisi'ne yönelik bu tür müfterilikler dış güçlere hizmet eden bir dil olarak değerlendirildi.
Milli ve manevi değerlere sahip Saadet Partisi gibi bir teşkilatı, Türkiye'de kriz çıkaracakların tarafı gibi göstermek dış güçler adına bilerek veya bilmeyerek çalışmak olarak görülüyor."