Ekranda onlarca dizi projesi var ama siz bunların hiçbirinde yoksunuz? Şu sıralar ne neyle meşgulsünüz?
Dizi projemiz yeni bitti. Ben de bu ara dönemde vaktimi vegan ve glutensiz yemekler pişirdiğim restoranıma ve yeni lezzetler denemeye ayırıyorum. Ve YouTube kanalı çekimlerine başladım. Kardeşim Merve ile beraber çok eğlenceli içeriklerden oluşan videolar çekiyoruz. Şubat ayında da yayına girecek.
Nereden çıktı vegan ve glutensiz restoran fikiri?
Ben yaklaşık 15 senedir glutensiz beslenmeye çalışıyorum. Çünkü glutene, süt ve süt ürünlerine karşı intolerasım çıktı testlerde. Bu çok zor bir mutfak olduğu için zaman içerisinde her şeyi evde yapmaya başladım çünkü dışarıda böyle beslenmek çok zor. Bu nedenle her şeyi kendim yapmaya başladım. Böyle olunca da bir bilgi birikimi oluşmaya başladı ve bu birikimimi de restoranda paylaşmak istedim.
Restoran işletmek zor muymuş?
Valla restoran işletmek zor bir şeymiş. Durumlara göre saatler değişiyor. Bazen farklı işlerim oluyor. Bedenen olamasam bile ruhum hep burada oluyorum. Çünkü insanlarla uğraşıyorsun.
Sağlıklı beslenme merakınız nasıl başladı?
Aileden gelen bir temeli var. Ben 15 yaşına kadar normal yoğurt yiyemedim. Hazır yoğurt yediğimde çok şaşırmıştım yoğurt böyle bir şey mi diye. Glutensiz ve süt ve süt ürünleri olmayan bir beslenme tarzını araştırdım, eğitimler aldım.
Beslenme alışkanlıklarınızda ilk neyi terkettiniz?
İlk çıkan glutendi. Ondan sonra un. Daha sonra süt ve süt ürünleri çıktı hayatımdan. Sonrasında et çıktı ve yerine balık geldi. Yumurta çıktı. Bu şekilde farklı beslenme tarzlarını denemeye başladım. Raw, paleo, vegan, vejetaryen gibi tüm tarzları denedim.
Siz moda olan tüm beslenme akımlarını harmanlamışsınız...
Aynen öyle. Bütün bu öğrendiğim bilgileri ve edindiğim disiplinleri kendimce yorumladım. Ve ona göre bir beslenme şekli oluşturdum. Her beslenmenin kendi içinde iyi olan taraflarını aldım. Beslenme yüzde yüz doğru diye bir şey yok.
Anlaşılan siz ‘Müge tarzı’ besleniyorsunuz.
Aslında tam olarak öyle, Müge tarzı besleniyorum. Bana sosyal medyada veganlar “o kız yüzde yüz vegan değil, o yüzden mekanı da vegan değildir” gibi yorumlar yapıyorlar. Ben bunlara çok gülüyorum. Çünkü benim vegan olup olmamam kimseyi ilgilendirmez. Bu restoranın konsepti hiçbir şekilde hayvansal ürün kullanmamak. Ne kadar çok kendinizi bir gruba ait olarak hissetmek isterseniz o kadar saldırganlaşıyorsunuz. Veganlık, raw beslenme bir alt kültür aslında. Orada benden olmayan ölsün gibi bir yaklaşım var mesela. Ben Türkiye’de veganların çok sinirli ve agresif olduklarını gördüm.
Sizce bu agresyonun nedeni ne?
Sanırım vegan beslenmenin felsefesini anlayamayıp bir gruba ait olmak, farklı olmak ve cool olmak için bu beslenmeyi takip ediyor olabilirler. Çünkü vegan olan bir insanın bir kere hayvanları korumak üzere bir yaklaşımı olması gerekir. Daha üst bir boyutta bir sevgiye sahip olmaları gerekmekte. Dünyaya, doğaya ve hayvanları korumak adında bir felsefesi var veganlığın. Sen hayvanlığı korumak istiyorsun ama insanlara karşı ön yargılı oluyorsun. Senin gibi beslenmeyenleri küçük görerek aşağılıyorsun.
Besin değeri olmayana para harcamak doğru değil
Bilgilerinizi müşterilerinizle paylaşıyor musunuz?
Evet, burada çok uzun sohbetler yapıyoruz bu konularla ilgili. Workshoplar da yapıyorum. Ben onlara kendi hayatımdan yola çıkarak tavsiyeler veriyorum. Ben sağlıklı beslenme konusunu iş olarak değil hayat tarzı olarak görüyorum.
Hiçbir bir akıma bağımlı değilim
Güne nasıl başlıyor ve akşama kadar nasıl besleniyorsunuz?
Güne ilk olarak sistemimi hazırlayarak başlıyorum. Uyanınca ilk olarak sıcak ılık bir suyla içiyorum. Bazen içine limon veya Himalaya tuzu katıyorum mineral olduğu için. Vegan peynirlerden yiyorum. Bazen hayvansal ürün almayı tercih ettiğim dönemlerde lor peyniri gibi şeyler yiyorum. Bazen sabahları kemik suyu ve sebzelerle yaptığım çorbayı içiyorum. Bir şekilde elimden geldiğince dengelemeye çalışıyorum. Beslenme konusunda hiçbir gruba ve akıma bağımlı değilim.
Mehmet Öz kadar bu işe hakimsiniz anlaşılan.
Kendisinin hayranıyım, tabii onun kadar olmasa da ben de sağlıklı beslenme işine baş koydum..
Çok iddialı laf, sağlıklı beslenme konusuna baş koydum demek...
Önemli olan şey senin aslında bedenini ne ile beslediğin. Yani ne kadar besin değeri aldığınla ilgili olan konu. İçinde herhangi bir besin değeri olmayan bir şey için para harcamak doğru gelmiyor. Aynı şeyi bir araba için yapmıyor kimse. Kimse Ferrari parası verip daha düşük beygirli bir arabaya binmiyor. Ama yemek söz konusu olduğu zaman aşırı derecede zararlı ama çok daha pahalı olan şeyleri bir takım lezzet ve haz sebebiyle ciddi paralar ödeniyor. Ben daha çok yediklerimin besin değerine ve bana faydasına bakıyorum.
Nus-ret’te gidip sebze yedim
Arada Nus-ret’e gidip güzel bir et yemek istiyor musunuz?
Nusr-ete gitmek canım çekmiyor hiç. Bir Nusr-et insanı değildim. Benim hiçbir şeyden ve hiçbir kimseden korkum olmadığı için Nusr-et’e gidiyorum. Ben kendimi ayrıştıran bir insan değilim. Arkadaşlarım mesela 2-3 ay önce yemeğe gidelim dedi. Yurt dışından bir arkadaşımız geldi Nusr-et’i çok merak ediyor biz oraya gidicez dediler. Bende dedim gidelim.
Siz ne yediniz orada?
Ispanaklı mantar yedim. Yanına verdikleri bir şey. Patates kızartması yedim. Et yemedim. Dediğim gibi yiyebilirdim de. Geçen sefer yine arkadaşlar bir yere gitmiştik arkadaşların ısrarı üzerine bir parça yemiştim. Ama şu an canım çekmiyor et yemek.
Canınız isterse bir kilo kuzu yer misiniz?
Canım isterse tabi ki yerim. Güvendiğim antibiyotiksiz ve GDO’suz etleri çekinmeden yerim.
(Vatan - Burak Kara)