Muğla'nın Fethiye ilçesinde 2015'te meydana gelen çocuk cinsel istismar vakası, korkunç iddiaları beraberinde getirdi. 12 yaşındaki kız çocuğunu uykusunda sayıklarken bulan aile, olayın peşini bırakmadı ve dava açılmasına ön ayak oldu. Ancak dava kapsamında iki sanıktan biri ceza alırken diğeri beraat etti.
Gazeteci Burcu Karakaş'ın haberine göre; Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Çocuk ve Haklarını Koruma, Uygulama ve Araştırma Merkezi Yönetim Kurulu Üyesi ve Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Sergender Sezer, mahkemeye sunulmak üzere hazırlayacağı rapor için Fethiye'de, mağdur küçüğün ailesinin sağladığı iletişim ile en büyüğü 15 yaşında 14 kız çocuğuyla yüz yüze görüşmeler yaptı. Bu görüşmelerde, kız çocuklarının yaz aylarında yatlara "servis edilmesinden", evlere kapatılmasına kadar vahim iddialar ortaya atıldı.
Odatv skandal olaya ilişkin gelişmeleri araştırdı.
Odatv’nin edindiği bilgilere göre; 2015 Yılında 14 kız çocuğu ile görüşerek çocuk istismarını rapor haline getiren Sergender Sezer, Muğla Emniyet Müdürlüğü'ne çağırıldı.
Fethiye Çocuk İstismarını Önleme Derneği'den bazı yöneticiler ise, Fethiye Emniyet Müdürlüğü'ne gelerek ifade verdi. Dikkat çeken diğer bir konu ise dernek yönetiminden bazı isimlerin o dönem derneğin içinde olmalarına rağmen kendilerinin bilgilendirilmediğini ve haberlerinin olmadığını öne sürmesiydi. Emniyet yetkililerinden alınan bilgiye göre, olayın üstüne sonuna kadar gidileceği belirtildi.
PEKİ HAZIRLANAN RAPORDA NE VAR
Yrd. Doç. Dr. Sergender Sezer, raporunun ayrıntılarını Odatv'ye anlattı. Yaşları 12 ile 16 arasında değişen 14 kız çocuğu ve aileleri ile yaptığı görüşmeyi rapor haline getirdiğini belirten Sezer, "Ortada büyük bir sıkıntı var" dedi.
“Bugün anlatılanlar 2015 yılında bir çocuk ile ilgili mahkemeye sunulmak üzere hazırlanan rapordu” diyen Sergender Sezer, şu bilgileri paylaştı: “Olayda iki fail görünüyor. İkisi tutuklanıyor, diğeri serbest kalıyor. Ben uzun zamandır çocuk istismarları konusunda çalışıyorum. O dönem Fethiye'de kurulan Çocuk İstismarını Önleme Derneği aracılığı ile bize ulaşıldı. Ancak dernek yöneticileri galiba pasifize edildi. Çünkü dernek bugün artık pek faal değil. Derneğin faal olduğu dönemde bu türden çok vakalar gelmeye başlamıştı. Aile içi ensest vakaları da buna dahil.”
“ÇOCUK İSTİSMARI PATLAYACAK”
Oda TV'den Murat Sökdü'nün haberine göre Sergender Sezer, “Akademisyen olarak bunları söylememiz ve kanıtlamamız çok zor. Ancak çocukların duyumu, yatlara 12 yaşındaki kız çocuklarının servis edilmesi hususu” dedi. “Bir rahatsızlık bir sıkıntı var” diyen Sergender Sezer, şöyle devam etti: “Bu mümkün olabilir mi, neden olmasın, diye de insan düşünüyor. Bunun üzerine gitmemiz lazım. İşin sadece bu boyutuyla değil. Uyuşturucu hikayeleri de var. Örneğin Fethiye'de bir anne bana ulaştı ve çocuğunun uyuşturucuyu nasıl bulduğunu, seks işçiliği yapıp yapmadığının araştırılmasını istedi. Fakat bu süreçten rahatsız olundu ve ‘hiçbir şekilde görüşmek istemiyoruz’ denildi. Fakat onlar da birçok bilgiler verdi. Yani büyük bir sıkıntı var. Birilerinin tanıdığı ve bildiği tipler. Özellikle de o yaştaki çocukların sosyal medyada aileleri tarafından takip edilmesi gerekir. 13-17 yaş arası genç kızların, çocukların sosyal medya hesapları kontrolsüzce cezbedici olunca, karşımıza maalesef bu sonuçlar çıkıyor. Özellikle Fethiye yaz aylarında kontrolü kaybediyormuş gibi hava estiriliyor. Ben bir sosyologum. Yılda 3-5 defa geliyorum, gözlemliyorum. O kontrolden çıkışı kontrol altına almak gerekiyor. Yazın nüfus 4 katına çıkıyor. Buna göre emniyet var mı? Personel yetebiliyor mu? Yani tüm bunlar çocuk istismarı... Ama bir yerden patlayacak. Patlatmamak için ise önlem almak gerekir.”
İSTİSMARA UĞRAMIŞ ERKEK ÇOCUĞUNUN AİLESİ “PARAMIZ YOK” DEDİ
Sergender Sezer, açıklamasını şöyle sonlandırdı:
“İşin içine mutlaka birileri giriyor. Ya engellemek ya da duyurmak için. Bu vakaları Aile Sosyal Politikalar Bakanlığı, Kaymakamlık ve bazı kurumlara ilettik, ama hiç bir zaman basına yansımadı. Fethiye Çocuk İstismarını Önleme Derneği ‘kullanabildiğimiz olanakları kullanalım’ görüşünde idi. Ama basına duyurma konusuna girmedi. Mağdur aile çok mücadele verdi. Çok büyük paralar harcadı. İstismara uğramış erkek çocuğunun ailesine ‘gelin burada tedavi ettirelim’ dediğimizde, ‘bizim oraya gelecek paramız yok’ diyen aileler de var. Böyle sıkıntılar oluyor. 3 yıldan bu yana 12 kız yaşındaki kız çocuğunun tedavisi devam ediyor. Muğla'nın genelinde maalesef bu olaylar var."