Muharrem İnce, esnaf ziyaretinin ardından il başkanlığı binasının önünde konuşma yaptı. İnce, “Muğla deyince akla ne gelir? Deniz, kum, güneş bir de aromatik bitkiler gelir, madenler gelir. Bir de Çökertme gelir. Muğla deyince Çökertme akla gelir ama son günlerde haberler Çökertme ile ilgili değil çökme ile ilgili. Otele çökme, marinaya çökme, mafyaya çökme, mafyanın çökmesi gibi. Birinci sözüm Muğla'yı mafyadan kurtaracağız. Muğla çökme ile değil, Çökertme ile anılacak” dedi.
"Okluk Koyu Erdoğan'a yetmedi"
Memleket Partisi Genel Başkanı İnce konuşmasının devamında şunları söyledi:
“Şimdi biz vergi ödüyoruz devlete. Ne diye veriyoruz bunları? Köprü yapsın, yol yapsın, hastane yapsın, güvenliğimizi korusun diye veriyoruz. Köprü yapsın diye vergi veriyoruz, niye köprüler paralı? Tünel yapsın diye para veriyoruz, niye Göcek Tüneli paralı? Herkes soruyor bunu. Bayramda İstanbul’a gitseniz üç tane köprüden geçersiniz. Birincisini Demirel yaptı Boğaziçi Köprüsü, 15 Temmuz Şehitleri Köprüsü, bayramda buradan geçerseniz bedava. İkincisini Özal yaptı, oradan geçerseniz de bedava. Üçüncüsü Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Erdoğan yaptı. Oradan geçerseniz parayla. Bir de partisinin adı Adalet ve Kalkınma Partisi. Senin adaletin, kalkınman bu mu? Okluk koyu Muğla sınırı içerisinde. Özal'a ne büyük haksızlık yapmışız. Mütevazı küçücük bir yazlık yapmıştı oraya. Kıyameti kopardık hepimiz. Özal'a yetti, Ahmet Necdet Sezer'e, Demirel'e yetti. Ama buna yetmedi. Dağı taşı deldi, yollar betonlar, koca bir saray yaptı oraya.
"İktidarın ve muhalefetin yaptığı doğru değil"
Şimdi bir Kanal İstanbul tartışmasıdır gidiyor. Kimine göre 15 milyar dolar. Kimine göre 75 milyar dolar. Gemi trafiği artıyor mu, hayır azalıyor. 56 binden 38 bine düşmüş. Artan bir trafik yükü yok ama kanal yapıldı oraya. Peki, yapacağı kanal, İstanbul Boğazı'ndan daha mı geniş? Daha mı büyük? Hayır. Para kazanacakmışsın, zaten orada hazır Allah'ın açtığı bir kanal var o da İstanbul Boğazı. Buradan kazan. Maalesef o da yok. Şimdi iktidarla muhalefet arasında bir kavgadır gidiyor. Muhalefet diyor ki 'İktidara geldiğimizde parasını ödemeyiz şirketleri peşinen uyarıyoruz’. Erdoğan’da diyor ki, 'O parayı sizden söke söke alırlar. Bakın ikisi de doğru değil. Devlet adamı böyle konuşmaz. ‘Söke söke sizden alırlar’ demek şu demek; diyor ki Erdoğan ‘mahkeme kararında kesin şirketler haklı çıkar’ demek istiyor. Ama Türk mahkemeleri ile karıştırıyordur. O şirketler uluslararası mahkemeler, tahkime gidecek. Senin Türkiye’deki mahkemelere talimat vermene benzemez o. Belki şirketler kazanır. Belki Türkiye kazanır. ‘Söke söke senden alırlar’ demesi doğru değil. Muhalefetin de ‘Biz iktidara gelince bu parayı ödemeyeceğiz' demesi doğru değil. Senden önce yönetenlerin borcunu sen iş başına geldiğinde ödersin. Ama bakın doğrusunu size söyleyeyim. Memleket Partisi iktidara geldiğinde o ihaleleri tek tek inceleyeceğiz. Orada rüşvet, meslek ahlakına uymayan uygulamalar, çevre katliamı, yolsuzluk, hırsızlık varsa canınıza okuruz.”