Ülker, kişisel web sitesinde, "Babamın Tavsiyesiyle Dinimi Hep Nasıl Yaşadım?" başlıklı bir yazı kaleme aldı. "Din konusunda babamın önemli bir tavsiyesi vardı: 'Oğlum biz kitapta yazılanı okuyalım, yapalım'. Ben babamdan öyle gördüm. Biz de aynısını yapalım derim" diyen Ülker, inancı ile uyumlu yaşadığını belirterek, yazısının devamında şu ifadeleri kullandı:
"Ama yaşadığımız çelişkiler oluyor tabi; mesela bizim dinimizde faiz haram; işimizi yaparken de kısmen faizli finansman kullanmak zorunda kalıyoruz. İşimizin aslı helal ama bazı iş yapış şeklinde faiz bulaşıyor.
Bundan kaçınmanın yolu: İş yapmamaktı! Zira bizim ihtiyacımızı global kurallar çerçevesinde karşılayabilecek faizsiz kurumlar hâlâ yok. Zaten tüm global sistem böyle olunca bu durumdan kaçınmanın da pek imkanı yok. Rabbim bizi affeylesin. Amin."
"Muhafazakar olmak tutuculuktur, bu ise müslümanlık değildir"
Ülker, yazısının devamında şunları kaydetti.
"Yapı itibarıyla hiçbir şeyin olduğu gibi muhafazasına inanmıyorum. Terakki'ye, yani sürekli gelişmeye inanıyorum. Zaten dinim İslam da bunu söylüyor. İslam dini ilericidir. Muhafazakar olmak tutuculuktur. Bu ise müslümanlık değildir. Bu nedenle kendimi 'tutucu' olarak tanımlamıyorum.
Maddi ve manevi hayat ayrımım söz konusu değil, çünkü tek hayatım var. Yani evimde bir dini hayatım, dışarıda bir iş hayatım yok.
İnancım ile uyumlu yaşıyorum. 2013 yılında bir basın toplantısında şöyle demiştim: 'Türkiye'de muhafazakar işadamı olmak diye bir deyiş var. Buna katılmıyorum. Ülker; hiçbir zaman iş yapış ve tutuş biçimiyle tutucu olmadı. Çağın şartları neyse onu denedik. İşimizde her zaman o şartlara ayak uydurmaya çalıştık.'"
Ülker'in yazısının tamamına şuradan ulaşabilirsiniz.