Yazısında o dönem (2003’ten başlayarak) devlet içinde darbe yapma hayali kuran ve Ergenekon adı verilen bir gruplaşmayı kasıtlı olarak 'atladığı' yolundaki eleştirilere Yetkin, "O zaman Jandarma Komutanı olan Orgeneral Şener Eruygur ile 2003 Aralık ayında, makamında darbecilik tartışması yapmış ve bunu da yazmış bir gazeteciyim.
“Şener Paşa seni çok sever, görüşmek istiyor” diyerek 2004-2005 yıllarında bir değil, iki defa beni o çevrelerle toplantıya davet eden ve ikinci defa yaptığı daveti “Beni böyle işlere bulaştırma” tepkisiyle, sertçe reddettiğim kişi şu anda Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın en güvendiği baş danışmanlarındandır" yanıtını verdi.
"Endişe verici gelişmeler: İkinci Ergenekon süreci mi?" başlıklı yazısının "Dönemin başbakanı Tayyip Erdoğan, 1960’ta Adnan Menderes’in, 1980’de Süleyman Demirel’in düştüğü hataya düşmedi ve hemen erken seçim ilan etti." bölümüne ilişkin Yetkin, "Erken seçime gitmeme konusunda yazdıklarımı Demirel’e haksızlık olarak niteleyen okurlar kısmen haklıdır.
Erken seçim için salt çoğunluk kararı gerekiyordu ve diğer partilerle bir uzlaşma zemini bulunamamıştı. Menderes’in ise erken seçime gitme konusunda, 26 Mayıs gecesi, artık darbeciler düğmeye basmış ve biraz sonra kendisini tutuklayacakken, Eskişehir’de erken seçime gidebileceğini söylediği bilgisi var. 30 Nisan’da Çankaya Köşkündeki bir toplantıda bu konuda CHP ve MP muhalefetiyle yeni bir seçim yasası üzerinde uzlaşabileceği beyanı da biliniyor; ancak Cumhurbaşkanı Celal Bayar’ın muhalefetle uzlaşmayı engellediği de kayıtlarda.
Yazının amacı bu olmadığı için bu ve diğer ayrıntılara girmedim, ama Erdoğan’ın 2007 erken seçim kararının neden isabetli olduğunu anlatmak amacıyla örnek vermek istedim." açıklamasını yaptı.
Yetkin, "Cumhurbaşkanı Erdoğan hâlâ 2013 Gezi protestolarını 2016’daki askeri darbe girişimi sürecinin başlangıcı ve provası olarak görmek istiyor. O sürecin, 2007’de, henüz 'kandırıldığını anlamadığı' Ergenekon süreciyle başladığını görmek istemiyor" bölümüne ilişkin ise "Yazının bu kısmından benim aslında o dönem (2003’ten başlayarak) devlet içinde darbe yapma hayali kuran ve Ergenekon adı verilen bir gruplaşmayı kasıtlı olarak “atladığım” yolunda eleştiriler geldi.
Google’a adımı ve Ergenekon ismini yan yana yazanlar benim yıllar içinde bu konuda yazdıklarımı görebilir. Bir örnek olarak 2009’da yazdığım dört günlük bir dizinin ilk bölümünü şuraya bırakıyorum, isteyenler devamını da internetten okuyabilir." düşüncesini dile getirdi.
Yetkin, "Böyle bir çeteleşme olduğunu gözlüyor, tahmin edebiliyordum. O zaman Jandarma Komutanı olan Orgeneral Şener Eruygur ile 2003 Aralık ayında, makamında darbecilik tartışması yapmış ve bunu da yazmış bir gazeteciyim.
“Şener Paşa seni çok sever, görüşmek istiyor” diyerek 2004-2005 yıllarında bir değil, iki defa beni o çevrelerle toplantıya davet eden ve ikinci defa yaptığı daveti “Beni böyle işlere bulaştırma” tepkisiyle, sertçe reddettiğim kişi şu anda Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın en güvendiği baş danışmanlarındandır; duyup kayda almak isteyen savcı varsa ifade vermeye de hazırım.
2005 yılında sızan Genelkurmay Akreditasyon listesinde ne 'bizden' ne 'bize karşı' listesinde yer almayıp 'haber buldu mu yazar, dikkatle yaklaşmak gerekir' diye ayrı sütun açılan tek gazeteciyim; bu da benim madalyamdır.
Böyle bir çeteleşmenin varlığını bilmek, daha sonra Fethullahçı savcı ve hâkimlerin onu bambaşka bir şekle sokup devlet içinde Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ dahil, siyasi bir tasfiyenin aracı yapıp, kendi darbe tertiplerinin mıntıka temizliği olarak görmeme engel değildir." ifadesini kullandı.