H.B ve DPÜ öğretim görevlisi olan, ancak davaya konu olan olay nedeniyle üniversite yönetimince "geçici olarak görevden uzaklaştırılan eşi O.N.B'nin yargılandığı Kütahya Ağır Ceza Mahkemesine, polis operasyonunda "Dergah" olduğu iddia edilen evde ele geçirilen kamera görüntülerinin yer aldığı 27 kaset ve 3 CD de delil olarak sunuldu.
Kasetlerde, H.B'nin bir sohbet ortamında, kendisinin "keramet sahibi olduğu, ömrü uzatma yetkisinin kendisine verildiğini söylediği, 24 saat ömrü kalan bir kişiye ömrünün uzaması için himmet ettiği" yönünde konuşmalarının yer aldığı görüntülerin bulunduğu iddia edildi.
Mahkemeye delil olarak sunulan kasetlerden birinde, geçen yıl Berat Kandili'nde oruç tutan grup üyelerine, "Peygamber efendimiz bana cemaatine müjdele, dergahında bulunan herkes yenilen her şeyden şifa bulacak, bugün oruç tutmak yok, orucu bozmak daha faziletli" diyerek gündüz vaktinde kendisine bağlı olan kişilerin oruçlarını bozmalarını istediği ve dergahın camiden daha değerli olduğunu söylediği sohbet toplantısının da bulunduğu savunuldu.
KENDİSİNE ŞEFAAT HAKKI VERİLMİŞ
H.B'nin, Hazreti Muhammed'in 2 yıl önce kendisine "şefaat hakkını" verdiğini müritlerine bildiren, önünde diz çöken grup üyelerine "kendisinin peygamberin evladı olduğunu ve gökten indirildiğini bu nedenle de kendisine iman edilmesi gerektiğini" anlattığı görüntülerin yanı sıra, doğduğu günü "kutlu doğum günü" ilan eden H.B'nin o gün müritlerinden gül ve değişik hediyeler aldığı törenin görüntülerinin de yer aldığı savunuldu.
"ALLAH'TAN BİLDİRİ ALMIŞ"
2006 yılı Ocak ayında kaydedilen görüntülerde ise, grup üyelerine seslenirken, "Allah tarafından seçildiğini, kendisine Allah'tan bir bildiri geldiğini" söylediği öne sürülen H.B'nin, bu bildiriyi okuyarak üyeleri etkilediği, "bana secde edilir" dediğinde içeride bulunan kişilerin yerlere kapanıp secde ettiği yönünde kayıtların bulunduğu iddia edildi.
Bu arada "zikir törenleri"nin yer aldığı bazı görüntülerde H.B'nin eşinin de bulunduğu iddia edilirken, CD kayıtlarında H.B'nin "taç giyme töreni" ile kadın ve erkeklerin birlikte katıldığı zikir törenlerinin bulunduğu öne sürüldü.
ANADOLU AJANSI HAKKINDA SUÇ DUYURUSU
Aynı davada H.B ile birlikte yargılanan Yard. Doç. Dr. O.N.B, Anadolu Ajansı'nın, kamuya açık davayı haber haline getirerek kamuoyuna duyurması üzerine, "kişilik haklarının zedelendiği" iddiasıyla Anadolu Ajansı hakkında suç duyurusunda bulundu.
O.N.B'nin Kütahya Cumhuriyet Başsavcılığı'na verdiği şikayet dilekçesinde, Kütahya Ağır Ceza Mahkemesinde, tekke ve zaviyelerin kapatılmasını, tarikatların yasaklanmasını öngören 677 sayılı yasayla bağlantılı olarak açılan davada yargılandığını hatırlattı.
Dilekçesinde, Anadolu Ajansı'nın bu davayla ilgili haberinin basılı ve görsel yayın organlarınca da değerlendirildiğini, bu şekilde "mahkeme heyetinin kendisi hakkındaki suçlamalarla ilgili etkilenmek istendiğini" öne süren O.N.B, haberi yazan Anadolu Ajansı yurt muhabiri ve yöneticilerinin "adli yargılamayı etkilemeye teşebbüs suçunu işlediklerini" öne sürdü.
Kütahya'da ortaya çıkan "sahte peygamber" Hatice Benlioğlu'nun müritlerinden Cengiz Ç., kendisiyle defalarca birlikte olduğunu, bir süre sonra, aynı şeyi başka erkek müritleriyle de yaptığını söyledi.
"Sahte peygamber" Hatice Benlioğlu ve Kütahya Dumlupınar Üniversitesi'nde (DPÜ) görevli öğretim üyesi eşi Yrd. Doç. Dr. Osman Nuri Benlioğlu'nun hakkında açılan dolandırıcılık davasında "mağdur" olarak ifade veren Cengiz Ç., Anadolu Ajansı'na şunları anlattı:
GÖKYÜZÜNDE EVLENDİK
"Hatice Benlioğlu'nun kurduğu topluluğa katılmama bir akrabam vesile oldu. Önce eşim dini sohbetler dinlemek için "dergah" olduğu iddia edilen eve gitti. Birkaç ay sonra da, hocası Hatice Benlioğlu'nun isteğiyle benim de katılmamı istedi. İlk gittiğimizde her şey normaldi. Osman Nuri Benlioğlu, erkeklerle dini sohbetler yapıyor, Hatice Benlioğlu da kadınlarla konuşuyordu. Olaylar zamanla farklı şekilde gelişti. Hatice Benlioğlu, büyü ya da izah edemeyeceğim başka yollarla topluluğa katılan herkesi etkiledi. Onun yanında bilincimiz ortadan kalkıyor, tamamen onun kontrolü altına giriyorduk. Bir akşam bizim evimize gelmişti. Bana 'Gökyüzünde nişanımız oldu' diyerek, kendisi için bir nişan yüzüğü aldırdı. Bir hafta sonra da, 'Gökyüzünde nikahımız kıyıldı' diyerek kendisi bana yüzük aldı. Daha sık beraber olmaya başladık. Birçok insanın bulunduğu ortamlarda ayrı bir odaya geçerek benimle baş başa kalıyordu.
ODADA SEVİŞİYORDUK
Odada olduğumuz zamanlarda benimle sevişiyordu ve bu yaşananlardan kocasının haberinin olmaması mümkün değildi. Çünkü eşi diğer odada otururken o da benimle aynı odada baş başa kalıyordu. Beraberce baş başa gezmeye giderek dolaştığımız günler çok oldu. Bunların birçoğunu kamerayla kaydettim. Yaptıklarıma şu an çok şaşırıyorum. O kadınla birlikte olduğum dönemlerde inanın bilincim kesinlikle yerinde değildi. Sonra hoşuna giden başka erkeklerle de "ilahi aşk muhabbeti" adı altında ilişkisi bulunduğunu öğrendim. O kadından kurtulmama eşim yardımcı oldu. Bu yaşadıklarımın nedeni, dini konularca cahil olmamız. Bu açıklamaları, halkımızın bu tür insanlara kesinlikle kanmaması ve güvenmemesi için yapıyorum."