Nagehan Alçı, "Bir saray şatafatından ve gösterişten eser yok. Bir abartı ya da gösterişten bahsetmek mümkün değil…Ben son derece mütevazı buldum Ahlat’taki binayı…" görüşünü savundu.
Alçı, "Ahlat’taki Külliye Van Gölü’nün üzerinde müthiş bir konumda yer alıyor. Çok büyük algısı yaratmayan ama etkileyici bir yapı. İçeri girince bir koridor ve hemen arkasında insanın nefesini kesen bir göl manzarasına açılan bir teras… Yanlış anlaşılmasın, nefes kesen bir ihtişamdan bahsetmiyorum. Aksine sade, bilinçli bir tevazunun hakim olduğu bir yapı görkemini tabiattan alan bir güzelliğe açılıyor. Masmavi suları ile ışıl ışıl Van Gölü ayaklarınızın altında İnsanın tüylerinin ürpermemesi imkânsız… Terasın sütunlarına Selçuklu mezar taşlarının iki replikası konmuş." ifadesini kullandı.
Alçı, "Aşağı inince büyük sergi ve toplantı salonu çıkıyor karşınıza. Karşılıklı duvarlar tarihteki Türk devletlerini simgeleyen kapılara açılıyor.Kapıların arkasında her bir devlet için sembolik birer bölüm olacakmış. Salon ise müze ve etkinlik alanı olarak kullanılacak. Gelelim Cumhurbaşkanının konaklayacağı bölüme… Binanın iki farklı konumunda birbirine eş iki ünite hazırlanmış. Biri Cumhurbaşkanı ve ailesi, diğeri de konuk bir devlet başkanı geldiğinde ağırlamak için.-Sade ama şık bir daire denebilecek bir alan burası. Bir saray şatafatından ve gösterişten eser yok. İnce uzun bir hol önce dar bir mutfağa açılıyor." değerlendirmesinde bulundu.
Alçı yazısında şunları kaydetti:
"Ardından küçük, herhangi bir suit otel odasında görebileceğiniz bir oturma odası. Onun yanında iki küçük yatak odası ve en uçta Cumhurbaşkanı ve eşi için hazırlanan ana yatak odası… Çarşaflar ve yastıklar bile konmuş.
25 Ağustos’ta Tayyip Erdoğan ve Emine Erdoğan burada konaklayacak. Fotoğrafları görüyorsunuz… Bir abartı ya da gösterişten bahsetmek mümkün değil… Ben son derece mütevazı buldum Ahlat’taki binayı…
Büyük şair Yahya Kemal’in tabiriyle ihtişamı sadeliğinde mahfuz bir eser bu. Peki Ahlat’ta bir Külliye gerekli miydi? Bu fuzuli bir kamu harcaması değil mi? Açıkçası bu seyahate çıkarken ben de kendime bu soruyu soruyordum ve olumsuz cevap verme eğilimindeydim. Gördüklerimden sonra çok net olarak şunu söyleyebilirim: Buraya böyle bir devlet konuk evi inşa etmek kesinlikle doğru karar.
Bu bina ile birlikte Ahlat turizmi kesinlikle canlanacak ve o bölgeye bir iktisadi hareketlenme gelecek. Memleketimizde büyük bir kültür mirasına ev sahipliği yapan ama adeta unutulmuş bir coğrafya ortaya çıkacak, hatırlanacak. 1,5 sene gibi kısa bir sürede tamamlanan ve 39 bin metrekarelik bir alanın üzerine inşa edilen Külliye’nin belli kısımları ziyarete açık olacakmış. Yılda en az bir kez valiler toplantısı burada yapılacak ve bazı devlet başkanları da burada ağırlanacakmış. Yani Ahlat, Türkiye’nin görünen bir yüzü haline gelecek.