Cinayetle ilgili ilk itiraf gözaltındaki Nevzat Bahtiyar’dan geldi. Bahtiyar, “Amca Salim Güran cesedi çuval içerisinde bana verdi. Alıp dereye götürdüm” dedi. Amcanın bunun için kendisine 200 bin TL teklif ettiğini söyledi. Köyde sıvacılık yapan itirafçı Bahtiyar ifadesinde şunları dedi:
“Salim Güran, aracımla giderken bana selektör yaptı, durdum. Aracının ön koltuğunda battaniyeye sarılı bir şey gösterdi ve ‘Bunu yok edeceksin’ dedi. Gösterdiği şeyin yanına yaklaştım. Hareketsiz insan olduğunu gördüm. Şaşırdım, tereddüt ettim. Salim Güran bana ‘Aileni düşün sana 200 bin TL para veririm’ dedi. Muhtar bana aracımda torba olup olmadığını sordu. Ben de bagajımdan bir çuval getirdim. Battaniyeye sarılı çocuğu ikimiz alıp çuvala koyduk. Ben çuvalı arabama koydum sonra muhtar dereyi işaret etti. Ben de arabamla dere kenarına gittim. Çuvalın ağzını bağlayacak ip aradım. Sonra çuvalda bulunan çantanın ipini söküp çuvalın ağzını bağlamaya başladım. Eve geldiğimde köyde insan hareketliliği vardı. Kendi annem ve eşim de Narin Güran’ı aramaya çıkmışlardı. Evde namaz kıldım daha sonra yemek yemeden Narin’i arama faaliyetine katıldım.”
Narin’i gömdüğünü itiraf eden Nevzat Bahtiyar’ın oğlu Ferhat Bahtiyar, Milliyet’ten Çiğdem Yılmaz’a konuştu. Bahtiyar, şunları şöyledi:
“Şu ana kadar babamın tek bir hareketinden şüphelenmedik. Babam aramalara katıldı, aileyle birlikte günlerce Narin’i aradı. Şoktayız ne diyeceğimizi bilemiyoruz. Evde, aramızda Narin’e dair bir konuşma olmadı hiç, çünkü ailece hep aramalara eşlik ettik. ‘Bu kız nerede, ne oldu acaba?’ diye günlerce ailemdeki herkes Narin’i aradı. O nedenle babamla konuşma fırsatımız olmadı. Aklımıza da kimseyle ilgili bir şey gelmedi herkes gibi arıyorduk. İnsanlar kaçırıldığını düşünüyordu. Babamın öyle bir şey yaptığına inanmak istemiyorum, eğer yapmışsa da artık bir şey diyemiyorum. Bu saatten sonra o insana ‘baba’ demem. Biz de altı kardeşiz ve bunu yapanın bizim babamız olduğuna inanmak istemiyoruz. Köy yaklaşık 100 hanelik. Narin’in ailesi de çiftçilik yapıyordu. İntihar olayını hiç duymadık, öyle bir şey olsaydı duyardık.”