Yapı Kredi Yayınları Yönetim Kurulu’na ve Nâzım Hikmet'in vârislerine hitaben bir açık mektup yayımlayan NHKM'nin mektubunun tamamı şöyle:
"Yapı Kredi Kültür Sanat ve Yayıncılık A.Ş. Yönetim Kurulu’na,
Nâzım Hikmet’in vârislerine,
Mussolini İtalyası’nın faşist, anti-komünist yasalarından hareketle, komünizm propagandasını suç saymak için 1930’lu yıllarda Türkiye’de yeniden düzenlenen 141.-142. maddelerin kaldırılmasının üzerinden çeyrek asırdan fazla bir zaman geçmesine karşın sizler, 2017 yılında, Nâzım Hikmet’in Yaşamak Güzel Şey Be Kardeşim adlı romanını tam 25 ayrı yerde sansürleyerek yayımlamayı sürdürmektesiniz.
Romanı sansürlemeyi sürdürdüğünüz 25 yerin tamamına yakınının doğrudan komünizm ile ilgili olduğu görülmektedir.
Bu roman, nihai daktilo kopyaların da ortaya koyduğu gibi, Nâzım Hikmet’in kendisi tarafından yazıldığı özgün haliyle 1964’te SSCB’de (Rusça), Bulgaristan’da (Türkçe) ve Fransa’da (Münevver Andaç’ın Fransızcaya çevirisiyle), doğal olarak, sansürsüz haliyle yayımlanmış bulunmaktadır.
Bu roman, gayet iyi bildiğiniz gibi, yine Bulgaristan’da, Bulgarcada, 1965 yılından itibaren sansürsüz, özgün haliyle yayımlanmıştır.
Bu romanda sansürlediğiniz ve “Komünistim” dizesi yerine “Emekçiyim” dizesiyle yayımlamayı sürdürdüğünüz şiir, Sovyet Estonyası’nda, 1965 tarihli bir Estonca Nâzım Hikmet şiirleri seçkisinde “Komünistim” dizesiyle yayımlanmıştır.
Bu roman, Arjantin’de, 1965 yılında, komünist yazar Alfredo Varela’nın çevirisiyle özgün haliyle yayımlanmıştır.
Bu romanın, Almanya’da 1984, 1988 ve 2008 yıllarında yapılmış olan bütün basımlarında, Hanne Egghardt tarafından, Bulgaristan’daki Türkçe basım esas alınarak çevrildiği ve özgün, sansürsüz haliyle bilginiz dahilinde yayımlanmış olduğu, 1988 basımında yer alan “Paris’teki Mehmet Hikmet’in dostça izniyle” ifadesiyle de açıklık kazanmış bir olgudur.
Bu roman, gayet iyi bildiğiniz gibi, Yunanistan’da, 1978 yılında, komünist yazar Kostas Kotzias’ın çevirisiyle sansürsüz, özgün haliyle yayımlanmış, 1983 yılında bir baskısı daha yapılmıştır.
Bu roman, gayet iyi bildiğiniz gibi, Portekiz’de, 1985 ve 1987 yıllarında, komünist yazar, Nobel Edebiyat Ödülü sahibi José Saramago’nun çevirisiyle sansürsüz, özgün haliyle yayımlanmıştır.
Bu romanın, Lübnan’da, 1990 yılında sansürsüz, özgün haliyle yayımlandığı bilinmektedir.
Bu romanın, Rusya’da, 2013 yılında, Apollinaria Avrutina’nın çevirisiyle sonundaki şiirde “Komünistim” dizesi ile yine sizlerin bilginiz dahilinde yayımlandığı açıktır.
Bu romandaki şiirin tamamı, gayet iyi bildiğiniz gibi, Fransa’daki 2002 ve Rusya’daki 2013 basımlarında, kitabın arka kapağına, “Komünistim” dizesiyle taşınmıştır.
Ve siz bu romanı, Nâzım Hikmet’in anavatanı Türkiye’de, 2017 yılında hâlâ, sonunda yer alan şiirdeki “Komünistim” dizesi de içinde yer almak üzere, komünizm ile ilgili pek çok yerde sansürleyerek yayımlamaya yönelik ısrarınızı, yani romana uyguladığınız sansürü sürdürüyor ve bu sansürü, ilgili ajans aracılığıyla ve/veya doğrudan, İtalya’da (2010), ABD’de (2013), Yunanistan’da (2015), Bulgaristan’da (2015), Mısır’da (2016), İsrail’de (2017) yapılan yeni basımlara da uyguluyorsunuz.
Nâzım Hikmet’in vârisi ya da yayıncısı olmak; telif ve yayın haklarını elinde bulundurmak, hiç kimseye ve hiçbir kuruma, Nâzım Hikmet’in eserini ısrarla sansür ederek yayımlama hakkını vermez.
Ülkemizin, emekçi halkımızın, insanlığın yüz akı Nâzım Hikmet’in, “iliklerine kadar” komünist olduğu; insanlığın kapitalist toplumdan, sömürü ve baskıdan kurtuluşunu ve geleceğini komünist toplumda gördüğü, bütün insanlığın bildiği bir gerçektir. Şiirindeki “komünist bir dize”yi, doğrudan komünizm ile ilgili çok sayıda pasajı sansürlemekle, kimse bu gerçeği değiştiremez; insanlık ve tarih önünde sadece kendini küçük düşürmüş olur.
Emekçi halkımız; onurlu yazın, sanat ve bilim emekçilerimiz adına, Nâzım Hikmet’in bu eseri üzerinde, uzun yıllardır, son derece keyfi ve çelişkili bir biçimde sürdürmekte olduğunuz bu sansürcü uygulamanın nedenlerini kamuoyuna açıklamanızı ve gerek Türkiye’deki gerekse Türkiye dışındaki bundan sonraki bütün basımlarda, bu sansürcü uygulamadan derhal vazgeçmenizi talep ediyoruz."