Abone Ol

Nilperi Şahinkaya: Babama diziyi izleme dedim

Babasının büyükelçi olması nedeniyle dört yılda bir ülke değiştirerek büyüdü. Senegal’de doğdu; Paris, Bern ve Almanya’da okudu. Lise döneminde geldiği Türkiye’de ilk zamanlarda adaptasyon sorunları yaşadı.

Nilperi Şahinkaya: Babama diziyi izleme dedim

‘Öyle Bir Geçer Zaman ki’ dizisiyle hayatımıza girdi, aradan geçen yedi yılda rol aldığı dizi ve tiyatro oyunlarındaki cesur sahneleriyle dillerden düşmedi

Nilperi Şahinkaya Hürriyet'ten Hakan Gence'ye konuştu. İşte o röportaj...

Babanızın mesleği nedeniyle göçebe bir hayat yaşamışsınız. Zor muydu büyükelçi kızı olmak?

- Babam önce diplomattı, bu sebeple dört senede bir ülke değiştirip istemeden de olsa yeni bir hayata başlamak zorundaydım. Her defasında yeniden bir yıkım yaşıyor, sonra yeniden bir hayat kuruyordum. Bunlar yaşanırken kimse de bana fikrimi sormuyordu. Senegal’de doğdum. Üç aylıkken Almanya’ya geçtik. Ardından Paris’te ilkokul, Bern’de ortaokul okudum.

Bu tarz bir hayat sizi nasıl etkiledi?

- Birçok farklı kafa yapısı, davranış biçimi ve kültürü küçük yaşta keşfettim. Bir oyuncunun açık görüşlü olması çok önemli. Bu anlamda bana iyi geldi.

Aidiyetsizlik duygusu yaşar mıydınız?

- Evet, küçükken böyle hissederdim. Hâlâ ara ara bu duyguyu yaşıyorum. Çünkü karakter yapım yurtdışında şekillendi. Bu sebeple bazen insanlara fazla sivri ya da rahat gelebiliyorum. Öyle zamanlarda çevrem tarafından yargılanıyorum.
Kaç dil biliyorsunuz?

- Fransızcam, Türkçemden iyi. İngilizce, Almanca ve İtalyancam da var.
Türkiye’ye neden döndünüz?

- Babamın mesleği gereği. Önce Ankara’ya geldik.
Kendi toprağımda olmak iyi hissettiriyor

Kolay uyum sağlayabildiniz mi? Yoksa az önce bahsettiğiniz yargılarla mı karşılaştınız?

- Okulda önceleri çok garip bakıyorlardı. Lisede uzun süre dışlandım, beni kabul etmeleri zaman aldı. Herhalde onlara farklı geldim.

Ne açıdan?

- Rahattım, istediğim gibi konuşuyordum. Sonra burada insanların karşısındakilerden belli bir davranış biçimi beklediklerini anladım. Öyle davranmaya başladım. Şimdi, kendi toprağımda olmak iyi hissettiriyor.

Anne-babanız o sıralar neredeydi?

- O dönem boşandılar. Ben annemle kaldım. Babam ise başka bir evlilik yaptı. Özellikle o yaşlarda bir kız çocuğu için babasının başkasıyla evlenmesi çok zor oluyor. Seni bırakıp gitmiş gibi hissediyorsun. Yaş alıp büyüdükten sonra ve onu dinledikten sonra daha iyi anladım.

Oyunculuk nasıl başladı?

- Fransa’da dokuz yaşımdayken ailemin götürdüğü bir tiyatro oyunuyla başladı. Oyunu izlerken “O dünyada yaşamak istiyorum” dedim. Bilkent Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları’nı burslu olarak bitirdim. Mezun olurken ‘Öyle Bir Geçer Zaman ki’ dizisi için aradılar, çalışmak için İstanbul’a geldim.

Sabaha kadar setlerde çalışmak, zorlu bir arenada mücadele vermek... Babanız bu mesleği yapmanıza nasıl yaklaştı?

- Açıkçası aç kalırım diye korktu. Tek çocuğum ama İstanbul’a geldiğim andan itibaren maddi yardımı kesti. Kendi paramı kazanmamı istedi. Tabii ihtiyacım olursa hep arkamdadır.

Röportajın tamamı için tıklayın...