Ayşe Arman, eşcinsel bir dostu ile çarpıcı bir röportaj yaptı. Gay\'ler birbirlerini nasıl anlar, bir kadınla sevişirken neler hisseder.. Türkiye\'de evli eşcinseller hatta çoluk çocuğu olan eşcinseller ne kadar..
İşte o röportaj..
Biseksüellik, gay’ler için en büyük maske
Gay olduğunu öğrenince şaşırdım.
Asla eşcinsel demezsin.
Son derece erkeksi ve çekici.
Bir sürü kadın da peşinde.
Bekar.
Sıkı bir eğitimi, iyi bir işi var.
Neşeli, eğlenceli, zeki.
Küçük yaştan itibaren eşcinsel ilişkiler yaşamasına rağmen, uzun yıllar kadınlarla da birlikte olmuş.
Ve bir gün, bunun kendini ve toplumu kandırmaktan başka bir şey olmadığını fark etmiş.
O, biseksüelliğin gay’ler için en büyük maske olduğuna inanıyor ve bize Türkiye’de gay’lerin neler yaşadığını anlatıyor…
Bir erkek başka bir erkeğe arzu duyuyorsa, bir kadınla nasıl yatabiliyor?
- Bunun adı ‘ikame’. O kadınla sevişirken, erkekleri hayal ediyorsun, bu kadar basit. Bir sevgilim vardı, 10 yıl görüşmedik, on yıl sonra o dünya güzeli adam, arabadan indiğinde aman Allah’ım enkaz haline gelmiş, şişmanlamış, kelleşmiş, ciddi kalp rahatsızlıkları yaşıyor. Tek sebebi kendisiyle barışmamanın getirdiği stres. Ona bir şey söylemedim. Çünkü o artık evli ya, heteroseksüel olduğuna inanıyor. Benimle 10 yıl önce yaşadığı şeyin de bir dönem yaşadığı bir fantezi olduğuna... Bense, insanın özüne ihanet edemeyeceğini düşünüyorum. Ya özüne dönersin ya da hayatın boyunca en büyük düşmanın kendin olursun! İnsanın bir ömür kendisiyle savaşması da kadar yaralayıcı, hırpalayıcı bir şey yok!
- Bazıları pasif olmaktan hoşlanır, bazıları aktif. Anlayamazsın da onu dışarıdan. Türkiye’de baştan pazarlığa oturulur. İnternette yazışmalarında ilk soru “A/P?” yani “Aktif misin, pasif misin?”dir. Sen “Aktifim” dediğinde, adam, “Kusura bakma ben de aktifim” diyebilir ve muhabbet bitebilir. Halbuki Batı toplumlarında bu asla konuşulmaz bile. Sonradan şekillenir. Kendileriyle barışık oldukları için de kimse kimseyi istemediği bir şeye zorlamaz. Türkiye’de insanlar, aktif olurlarsa erkek olduklarına inanıyorlar. “Gay misin?” sorusuna bile alerjisi olanlar var. Cevap olarak, “Ağzını topla, ben aktifim!” diyor. Gay kanalında seninle yazışıyor ama gay’liğini kabul etmiyor! “Biseksüelim” diyor.
Peki gay’ler için partnerlerinin entelektüel seviyesi önemli değil mi?
- Tabii ki. Ama San Fransisco’da bir saunadan söz ediyorsak, orada herkes eşit. Kıyafetini görmüyorsun ki. Herkeste bir havlu var. Bir tarafıyla da çok dürüst. Etiket önemli değil, genel müdür mü, havuz temizleyicisi mi? Kadınlar, “Sosyal statüsü bana uygun olmazsa sevişmem” diye düşünür ya, gay’lerde öyle bir şey yok. Hoşuna giderse tamamdır.
“Ya başıma bir şey gelirse?” korkusu…
- Eve çağırdıysan gelebilir. Nitekim Türkiye’de çok yaşanıyor.
Eşcinsel evliliğe ne diyorsun?
- Beni kabul etmeyen bir toplumun sosyal kontratına, sözleşmesine ihtiyacım yok diyorum. Ancak sevdiğim insana birtakım şeyler bırakabilmek adına sıcak bakabilirim. Yoksa asla evlenmeyi düşünmüyorum. Yıllarını paylaşıyorsun, eşin oluyor, başına bir kaza geliyor, bütün malın ailene gidiyor. Bu da saçmalık. İnsanlar kabul etsin etmesin, hayatımı onunla paylaşmışım, o da benim ailem…
Gay’ler ikiye ayrılır:
1- Normal gay’ler
2- Bitter gay’ler
Gaydar nedir?
- Gay radarı. Kimin gay olduğunu hemen anlarsın. Daha doğrusu, hissedersin. Bizim kendi aramızda böyle bir radarımız var.
“Eşcinsellerden korkacaksın tehlikeli olurlar, şirrettirler” denir? Bu nereden çıkıyor?
- Gay’ler ikiye ayrılır: Biri normal gay’ler, bir de ‘bitter gay’ler var. Ekşi gay’ler yani. Hayatı boyunca mutsuz olmuş tipler. Ama bütün gay’ler şirrettir diyemeyiz. Heteroseksüellerin arasında da şirretler yok mu? Genelleme yanlış olur.
Annene açılmadın ya, bunu başaranlar 1-0 önde mi?
- Tabii ki. Hele kabul edilmişlerse. Benim etrafımda öyle pek Türk örnek yok. Listag anne babalarının evlatlarıyla ilişkileri muhteşemdi.
Ayşe Arman / Hürriyet