Mezopotamya Ajanası'nda yer alan habere göre; Mehmet Öcalan, ağabeyinin gündemdeki 3 konu üzerinde değerlendirmelerde bulunduğunu söyledi. Urfa Cumhuriyet Başsavcılığı’nda gerçekleşen görüşmeyi anlatan Mehmet Öcalan, “Telefon görüşmesini yapmak için Urfa Cumhuriyet Başsavcılığına yönlendirildik. Adliyede telefon görüşmesinin gerçekleşeceği odaya sadece beni aldılar, benim telefonla görüşebileceğimi söylediler. Savcılığa ait sabit bir telefonla saat 13.00 sularında yaklaşık olarak 20-25 dakikalık bir görüşme gerçekleştirdik. Telefonda başkanın sesini duyduğumda mutlu oldum” dedi.
Kürt halkının da gözü ve kulağı İmralı'da
Yasal telefon görüşme haklarını ilk kez kullandıklarını belirten Öcalan, daha önce adaya gitmek için bindikleri teknenin çoğu zaman yolun yarısından geri döndürüldüğünü, yine aylarca görüşme gerçekleştiremediklerini, gelinen aşamada artık yıllarca görüşme yapamadıklarına dikkat çekti. Devletin istemesi durumunda telefon ile görüşmelerin sağlanabileceğini söyleyen Öcalan, “Ama yasal ve demokratik olan bu hakkımız 21 yıldır yerine getirilmiyor. Kürt halkının da gözü ve kulağı İmralı Adası’ndaydı” şeklinde konuştu.
Kürtler arasında birlik mesajı
Görüşmede Koronavirüs nedeniyle endişelerini dile getirdiğini ifade eden Mehmet Öcalan, “Başkan, şu an sağlık durumunun iyi olduğunu söyledi ve ‘Ama ilerde ne olacağını bilemem’ dedi” diye konuştu. Mehmet Öcalan, ağabeyinin salgını gündeme getirmediğini daha çok Kürtlere dair yaşanan gelişmelere dikkat çektiğini vurguladı.
Mehmet Öcalan, Abdullah Öcalan'ın gündeme ilişkin sorular sorduğunu ve ilk olarak Irak Kürdistan Bölgesinde, PKK ile Peşmerge güçleri arasında Kandil Dağı eteğinde bulunan Zine Wertê bölgesinde yaşanan gerginlği değerlendirdiğini söyledi. Ağabeyi Abdullah Öcalan'ın Irak Kürdistan Bölgesi'nde yaşananları "Kürt’ü Kürt’e kırdırma politikası" olarak nitelediğini belirten Mehmet Öcalan, "Bundan Kürtlerin hiçbir kazanımının olmayacağını belirtti.
Bu politikada Türkiye halkının da çıkarının olmayacağını söyledi. KDP’nin de YNK’nin de hiçbir Kürt hareketinin de, ‘İşte savaşırız bunun karşılığında bize devlet verirler’ gibi hesapların içerisine girmemesi gerektiğini söyledi. ‘Bu ne kabul edilir ne de öyle olur’ dedi. Ulusal birliğin esas alınması gerektiğini belirtti " diye konuştu.
Abdullah Öcalan'ın Kürtlerin kendi arasında siyasi birlik oluşturması gerektiğine vurgu yaptığını söyleyen Mehmet Öcalan, "Orada yaşayan insanların Kürt olduğu, olası akacak bir kanın altından kimsenin kalkamayacağı mesajının hem Kandil hem de Federe Hükümet için de geçerli olduğunu söyledi.
Yine mesajının Barzani ailesi, Talabani ailesi, Güney’de yaşayan şahsiyetler ve herkes için olduğunu söyledi. Başkan, Kürtlerin savaşa ve kana ihtiyacının olmadığını, barışa ve birliğe ihtiyacının olduğunu ve en büyük mesajının bu olduğunu söyledi" ifadelerini kullandı.
Öcalan görüşmede, 1982 yılında şimdiki Kürdistan Bölgesi Başkanı Neçirvan Barzani’nin babası İdris Barzani ile imzalanan ve Kürtlerin kendi arasında çatışmaya girmeyeceğine ilişkin 10 maddelik protokolü hatırlattı. Mehmet Öcalan, görüşmenin bu kısmını şöyle anlattı:
“1982 yılında İdris Barzani ile 10 maddelik bir anlaşma yaptıklarını, Talabani’nin de bu anlaşmadan haberinin olduğunu ve bu anlaşmanın güncellenebileceğini söyledi. Neçirvan Barzani’ye, Mesrur Barzani’ye ve Talabani’nin çocuklarına selamlarını gönderdi ve şu uyarıda bulundu: ‘Şunu bilsinler Kürtlerin birliği olmazsa kimse Kürtler için bir şey yapmaz, kimseye güvenmesinler.
Kürtler arasında kanın dökülmesi asla kabul edilemez; halk da biz de kabul etmiyoruz. Şayet ortada bir eksiklik varsa bunun diyalogla çözülmesi ve barışın geçekleştirilmesi gerekir.’ Kürt ulusal birliğinin büyük bir ihtiyaç olduğunu herkesin görmesi gerektiğini belirtti. Kürtler arasındaki birliğin yolunun Rojhilat, Rojava, Başûr ve Bakur’dan geçtiğini söyledi. Başkan, ‘Kürtler artık bir yerde anlaşıp aralarında bir sorun varsa bunu diyalogla çözmelidirler.
Bunu yapacak olanlar da Barzani ile Talabani aileleri ve Kandil’deki arkadaşlardır. Hem Kürt halkının hem de bizim beklentimiz Kürtler arasında artık kanın dökülmemesidir’ dedi.”
Öcalan’ın diğer gündeminin Rojava olduğunu söyleyen Mehmet Öcalan, şunları aktardı:
“Rojava için ‘Duyduğum kadarıyla durumu iyi de değil, kötü de değil’ dedi. Başkan, Rojava’daki partilerin ve kurumların demokratik yapıyı büyütemediklerini, çok küçük kaldıklarını söyledi. Başkan, bu küçüklükle hiçbir sorunun çözülemeyeceğini, güç olunmadığı takdirde çözümün de gelişemeyeceğini söyledi.
Başkan, onun için örgütlenmenin daha fazla olması gerektiğini, aynı şekilde 4 parçada da örgütlemenin büyütülmesi gerektiğini, örgütlenip güç olunması durumunda çözümün de gelişeceğini söyledi. Başkan şöyle devam etti: ‘Ama dükkân küçük olsun benim olsun yaklaşımını asla kabul etmiyoruz.
Küçük dükkân ne Kürtlerin ne de diğer kesimler için gerekli değildir. Dükkânın büyük olması ve herkesin o dükkânda kendini temsil etmesi gerekiyor. Bir ırka ya da bir mezhebe değil, ki partimiz bunu da hiçbir zaman kabul etmez; ırk ve mezhep üzerinden örgütlenme yapılmaz. Demokratik birlik için parti üzerinden gelişme sağlayıp, büyütürseniz bu sizin için iyi olur.’”
Kimse benim üzerimden hesaplar içerisinde olmamalı
PKK Lideri Öcalan, kardeşi Mehmet Öcalan’a telefon görüşmesinin devamında şunları söyledi:
“Bana ilişkin kimi yanılgılı değerlendirmeler var. Ben burada nasıl bir mücadele verdiğimi iyi biliyorum, önümüzdeki süreçte imkân olması durumunda bunlara gereken cevabı vereceğim. Kimse benim üzerimden hesaplar içerisinde olmamalı. Benim 50 yıldır ne yaptığımı dünya âlem iyi biliyor.
Ben ve yanımdaki arkadaşlarım, hücremizde elimizden ne geliyorsa arkadaşlarımız için iyi şeyler yapıyoruz. Lakin bana doğru bakmayanlar varsa doğru değil, kabul edilemez. Her şey ortadır. Saklanacak hiçbir şey yok. Ortada büyük bir sorun var ve herkesin bunun için doğru bir şekilde çalışması gerekiyor. Ortada akan bir kan var, şayet güç olursan bu kanın önünü kesebilirsin. Onun için herkesin bu temelde mücadele etmesi gerekiyor ve bakış açıları bu olsun.”
HDP mesajı
Öcalan, görüşmede HDP için de şunları söyledi:
“HDP kendisini büyütmesi gerekiyor. Büyük işler yapmaları, geniş bir perspektifle hareket ederek, örgütlülüğünü büyütmeleri ve güç olmaları gerekiyor. Aksi halde karşı taraf onları yok edecek.”