Abone Ol

Organize İşler'e flaş Netflix tepkisi: Hileli bir kurnazlık!

Yılmaz Erdoğan'ın yazıp yönettiği, serinin ikinci filmi olan ve 1 Şubat'ta sinemalarda gösterime giren "Organize İşler 2: Sazan Sarmalı"nın Netflix'te gösterilmesine sektör temsilcileri tepki gösterdi.

Organize İşler'e flaş Netflix tepkisi: Hileli bir kurnazlık!

Film Yapımcıları Meslek Birliği'nden (FİYAB) yapılan açıklamada, filmin bin 400 kopya ile sinema salonlarında gösterilip çok iyi hasılat elde edildiği belirtildi.

Filmin sinemalarda gösterimdeyken çevrimiçi film mecralarında da oynatılmaya başlandığı aktarılarak, şu değerlendirmede bulunuldu:

"Bu feci durum, sinema filmlerinin biletli seyircisiyle salonlarda buluşması geleneğini yerle bir edecek hileli bir kurnazlık, iyi niyetli sinema seyircisini aldatmadır. Aynı zamanda yeni sinema yasasıyla ulaşılacak hedeflere çelme takma gafletidir. Ticari görenekte asla kabul edilmeyecek, sinemamızın geleceğine, gelişimine, dağıtım sistemine, salon işletmeciliğine ve bütün film sektörüne ağır darbe vuracak, büyük yıkımlara yol açacak bu ayak oyununu şiddetle kınıyoruz."

'TÜRK SİNEMASI İÇİN TEHLİKELİ SONUÇLARA YOL AÇACAK'

Açıklamada, 'Organize İşler 2: Sazan Sarmalı' filminin yapımcılarına, Türk sineması için çok tehlikeli sonuçlara yol açacak bu tutumdan acilen vazgeçme çağrısı yapıldı.

Televizyon ve Sinema Film Yapımcıları Meslek Birliği (TESİYAP) tarafından yapılan açıklamada da bir filmi vizyondayken aynı anda dijital platformlarda da gösterime sokmanın sinema sektörüne telafisi mümkün olmayan zararlar vereceğine dikkat çekildi.

Açıklamada, yeni sinema yasası için verilen mücadelenin Türk sinemasının geleceği için olduğuna işaret edilerek, "Bilet geliri olmayan, sinema işletmecilerinin ekonomik sıkıntı içinde olduğu bir sinema sektörünün ne geleceği olur ne de özgürlüğü. 15 Şubat 2019 tarihinde ortaya çıkan yeni durum tüm sektörümüzü olduğu gibi bizi de şaşkınlık içinde bırakmıştır. Tek söyleyebileceğimiz şudur; bu Televizyon ve Sinema Film Yapımcıları Meslek Birliğinin ortak kararı değildir, BKM adlı üyemizin kendi ticari kararıdır. Birliğimiz bu kararı yanlış bulmakta ve milli sinemamız için çok kötü bir gelişme olarak değerlendirmektedir." denildi.

Sinema Salonu Yatırımcıları Derneği'nin (SİSAY) yaptığı açıklamada ise yapımcıların film üretemez hale geldiği şartlarda Türk sinemasının varlığını sürdüremeyeceği değerlendirmesi yapıldı.

'ETİK DEĞERLERE TERS DÜŞEN İŞLERE İMZA ATTILAR'

Kamuoyunda yankı uyandıran yapımcı-sinemacı görüşmelerinde yapımcıların yanında yer alındığı belirtilen açıklamada, "Yeni sinema yasası sürecinde de desteğimizi esirgemedik. Yeni yasa konuya 360 derece temel çözümler getirmek yerine yapımcı haklarını koruma merkezli olsa da ve sinema işletmelerinin ticari esneklik ve özgürlüklerine kısıtlamalar ve taşkın cezalar da getirse, Türk Sinemasının geleceği adına SİSAY olarak her platformda lehte görüş verdik. Ancak çıkan yasanın yaptırımlarının altı ay ertelenmiş olması nedeniyle bazı yapımcı şirketler, sezonun en yüksek gişe beklentili filmlerini belirsiz bir tarihe ertelemiş ve bu da sektörde büyük bir düşüş ve ekonomik krize neden olmuştur. Bu süreçte BKM ile filmin ortağı ve dağıtımcısı konumunda bulunan CJ Entertainment şirketi, "Organize İşler 2: Sazan Sarmalı" filmini kanunun getirdiği yaptırımlar yanında sinema sahiplerinden aldığı fiyat artırımı taahhüdüne ve sinemalara özel şartlar yükleyerek vizyona sokmuş olmalarına rağmen, aylar evvel sinemalar ile eş zamanlı oynayacak şekilde VOD platformlara da satmış ve bu satışı sektörden gizleyerek sektörel teamüller ve etik değerlere ters düşen bir ilke imza atmışlardır" ifadeleri kullanıldı.

Açıklamada, bu gelişmenin Türk sineması için bir darbe olduğunu belirtilerek, 'Organize İşler 2: Sazan Sarmalı' filminin aynı anda VOD platformlarda da gösterime girişinin, sancılı süreçlerin ardından büyük şaşkınlık ve üzüntüyle karşılandığına değinildi.

Sinema gösterimleriyle dijital platformlardaki gösterimlerin arasında zaman faklı olması gerektiği aktarılan açıklamada, şunlar kaydedildi:

"Maalesef yaşanan gelişmeler benzer sınırlama ve düzenleme konusunda ülkemizde kanun yapıcının acilen devreye girmesi gerektiğini göstermektedir. Çünkü Sayın Cumhurbaşkanımız ve Kültür ve Turizm Bakanımızın Türk Sinemasının gelişimi için bizzat tam destek verdiği bu dönemde yaşanan durum, sadece gişe kaybı değil ülke sinemasına vereceği hasar nedeni ile milli menfaatlerimiz açısından bir yapımcının kar-zarar perspektifini çok aşan boyutta, büyük bir risktir."