Can, Anayasa Mahkemesi'nin (AYM), HDP'nin kapatılması istemiyle hazırladığı iddianameyi kabul etmesini ve dava sürecini Euronews'e değerlendirdi.
Bir siyasi partinin kapatılabilmesi için Anayasa'ya aykırı eylemlerin odağı haline gelmiş olması gerektiğini ve tek başına bunun da yeterli olmadığını belirten Can, iddianamede terör faaliyeti olarak nitelendirilen eylemlerin çoğunu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin ifade hürriyeti kapsamında değerlendirdiğini kaydetti.
''Anayasa, 2001 yılında bu konu ile ilgili esaslı değişikliklere uğradı. Buna göre bir siyasi partinin kapatılması için Anayasa'ya aykırı eylemlerin odağı haline gelmiş olması gerekiyor. Sadece bu da yetmez, Anayasa'nın kendisi diyor ki; 'Eylemler üyeler tarafından yoğun bir şekilde işlenecek. Bu bir veya birkaç tane eylem demek değil, sayıca çoklu eylem olmalı. Ve bu yoğunluk siyasi parti tarafından da aktif olarak kabul edilecek, benimsenecek.' Ancak böyle bir durumda odaklaşma olabilir. Ya da Anayasa'ya aykırı eylemler partinin merkez organları tarafından kararlı bir şekilde kabul edilecek. Ondan sonra o siyasi partinin odak olduğu kabul edilecek. Yani öyle kolay değil. Bunun için eylemlere bakılmalı. Ben siyasi partilerin kapatılması konusunda kitap yazdım ve Anayasa Mahkemesi'nde üç tane davaya baktım. Ben iddianameye baktığımda bunun yapılması o kadar kolay değil.''