Dünyanın konuştuğu Türk kızı Öykü Baştaş, Londra Moda Haftası’ndaki Burberry şovunun ardından Posta gazetesinden Funda Duru'nun sorularını yanıtladı.
Bu dinginliğin nereden geliyor? 20 yaşında hayatın anlamını çözmüş olamazsın herhalde...
Hayatım boyunca sessiz biriydim. Yaşıma göre olgun olduğumu düşünüyorlar. Bir hedef koyuyorum ve onun için çabalıyorum. Boş konuşmayı seven biri de değilim.
Hayallerini gerçekleştirmek nasıl hissettiriyor?
Burberry defilesine çıkmak çocukluktan beri en büyük hayalimdi. Anneme Burberry fotoğrafları gösterirdim. Geçen sezon Gucci’ye çıktığımda bacaklarım titremişti. Artık alışmaya başladım. Çok büyük bir şovdu. Kıyafetler çok güzeldi. Üstelik şovu Kate Moss da izledi!
Peki, hayallerin gerçekleştikçe daha fazlasını istiyor musun?
Yerimde duracak biri değilim. İstediğime ulaştığımda bir sonraki hedefimi koyuyorum. Modanın sanata yaklaştığı noktalarda gezinmeyi seviyorum. Givenchy’nin ve Alexander Wang’in şovlarına çıkmayı istiyorum.
EN KAPİTALİST SEKTÖR MODA
Moda sektörü son yıllarda, yıllardır bize yutturulan güzellik çizgisinin dışındaki modelleri tercih ediyor. Cara Delevingne, Adwoa Aboah ve senin gibi...
90’larda, 90-60-90 ölçülerinde, sarışın, mavi gözlü, büyük göğüslü kızlar tercih ediliyordu. Şimdi bambaşka bir modellik anlayışı var. Üç sene sonra bu da değişecek. Türkiye bu konuda biraz geriden geliyor. Yurtdışındakiler yeniliklere daha açık. Yabancı markaların şovlarındaki modellere bakınca klişeden uzaklaşıldığını görüyorsun.
Bu ışıltılı dünyanın karanlık tarafında neler oluyor?
Modadan daha kapitalist bir sektör yok. Şovlarda en son düşünülen kişi model oluyor. Yüksek bütçelerle çalışmıyoruz. “Seni zaten Burberry şovuna çıkarıyoruz” mantığı var. Daha fazla para kazandığında da daha fazla harcıyorsun. Sistem sürekli para kazanma ve harcatma üzerine işliyor. Tabii ki işimden para kazanıyorum ama insanların sandığı kadar çok değil. Çoğu model, ajans dairelerinde kalıyor. Bazen bir odada sekiz kız kaldığımız oluyor.
Sosyal medyada hakkında yapılan kötü yorumlara nasıl katlanıyorsun?
-
Göz önünde olduğum için herkes kendinde söz söyleme hakkı buluyor. Şekilciliği yanlış buluyorum. Kimseye de güzellik borcum yok. ‘Güzellik’ kişisel, herkese göre değişen ve açıklaması olmayan bir kavram. Orasını burasını değiştiren insanlar olduklarından daha güzel görünmüyor. Herkes farklı olduğu için güzel. Sosyal medyadaki yorumlardan hiç kötü etkilenmedim, hatta kendime güvenim arttı. Yorumları takmaya başlarsam, yaşayamam.
Dünyaya sadece siyah gözlüklerle bakanlara ne söylemek istersin?
Kötü sözleri kafasına takan çok insan tanıyorum. Empati yapmalarını istiyorum. Sosyal medyadan kırıcı konuşmak kolay. Düşünmeden yazıyorlar. İnsan olarak birbirimize destek olmalıyız.Bizim jenerasyonda hayata karşı amaçsız duruş çok popüler. Bunu neye bağlıyorsun?
İstediğimiz her şeye her saniye ulaşabiliyoruz. Oysa bin yıllardır evrilen insan doğası buna alışkın değil. Bu yüzden ulaşılan şeyin beraberinde sorunlar geliyor. Ulaşmak istediğimiz şey ulaştığımız an anlamını yitiriyor.TÜRKİYE'DE PARA KAZANMA ŞANSIM ÇOK AZ
Defileler için dünyayı geziyorsun. Peki, Türkiye’ye döndüğünde mutlu hissediyor musun?
Türkiye’yi çok seviyorum. İstanbul benim için ev demek. Bugünkü şartlarda Türkiye’de modellik yapmak da, iç mimarlık yapmak da zor. Benim tarzıma uygun şeyler yapmıyoruz. Kimse de bunu istemiyor. Türkiye’de para kazanma şansım çok az.Markaların sizi seçme süreci nasıl oluyor?
Ajanslar o sezon şovlara çıkmaya uygun olan modellerin listelerini markalara gönderiyor. Moda haftasından bir hafta önce, markalar beğendiği modelleri seçmelere çağırıyor. Kıyafetleri deneme aşamasına geçiliyor. Bu aşamadan da olumlu sonuç gelirse şova çıkıyorsun. Ve bunların hepsi son gün oluyor.Nasıl yani? Londra’ya geldiğinde Burberry şovuna çıkıp çıkmayacağını bilmiyor muydun?
Son dakikaya kadar podyuma çıkıp, çıkmayacağımızı bilmiyoruz. Hatta Londra’ya gelip gelmeyeceğimizi de bilmiyoruz. Bir akşam arıyorlar ve “Yarın uçağın var” diyorlar. Bu her büyük şov için geçerli. Çok stresli. Seçmelere katılmak için bu riski alıyoruz.ARKADAŞA İHTİYACIM OLMADI
Nasıl bir çocuktun?
Hiçbir zaman sosyal bir çocuk olmadım. Sessiz ve utangaçtım. Mutlu bir ailede büyüdüm. Bol bol oyun oynadım. Çocukken bile bir karar alınacağında fikrimizi sorarlardı. Özgür bir çocuktum. Erkek kardeşim de benim gibi çok inatçı. Kız kardeşimle daha ılımlı bir ilişkim var. Üçüz olduğumuz için arkadaşa ihtiyacım olmadı.Kendine nasıl bakıyorsun?
Makyaj yapmıyorum. Haftada bir maske yapıyorum, o kadar. Böyle doğdum, olduğum şekilde kendimi seviyorum.
ÜLKELERİN SINIRLARINI KALDIRMAK İSTERDİM
Jüpiter’e tek gidişlik biletin var. Yanına kimleri alırdın?
Kedilerimi, köpeklerimi, kardeşlerimi ve sevgilim Furkan’ı alırdım.Dünyada değiştireceğin tek bir şey olsa?
Ülkelerin sınırlarını kaldırmak isterdim. Başka milletten, ırktan ya da dinden olduğun için farklı değerlendirilmeyi anlamıyorum. Cinsiyet eşitsizliğine de katlanamıyorum. Sanırım değiştirmek istediğim şey eşitsizlik olurdu.Hangi modacının kıyafetlerini taşımak isterdin?
Hubert de Givenchy ve Alessandro Michele.Bana bir sırrını söyle?
İkinci sınıfta bir çocuğun silgisini çalmıştım. Bunu şu ana kadar kimseye söylemedim. O günden bugüne onun utancıyla yaşıyorum.Hangi modeller senin için özel?
Lexi Boling ve Kate Moss.
Hayatında iz bırakan kitaplar?
J.D. Salinger, ‘Çavdar Tarlasında Çocuklar’. Patti Smith, ‘Çoluk Çocuk’. Samuel Beckett, ‘Godot’yu Beklerken’.İz bırakan filmler?
‘Peter Pan’, ‘Köprü Üstü Aşıkları’.(Posta)