Geçtiğimiz günlerde saldırıya uğrayan Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ, gazeteci Metin Özkan'ın TV 100’de Ahu Özyurt'un sunduğu "Sağlı Sollu" adlı programda Muğla’da üniversitede öğrencilerine cinsel saldırılarda bulunduğuna dair iddialarına yanıt verdi.
Özdağ; "Eline her dosya alanın TV ekranlarından haysiyet cellatlığına soyunması, bunu yaparken de yüksek perdeden haysiyetli ve dürüst gazeteci pozları vermesi, sadece ve sadece hazin bir ironi olsa gerek. Dinimi öğreten Müslüman olsa bari dememek için kendimizi zorluyoruz." dedi.
Konuyu yargıya taşıyacağını belirten Selçuk Özdağ'ın Twitter hesabından yaptığı açıklamalar şöyle:
"Özür Dilemek Yerine İftiralarla Gündemi Değiştirmeye Çalışanlara Cevabımdır:
1-Evimin önünde pusu kurarak silahlı saldırı gerçekleştirenleri ve onları azmettirenleri kınamak ve özür dilemek yerine gündemi değiştirmek için hakkımda başlatılan iftira ve karalama kampanyası
2-nedense hiç şaşırtmadı. Siyasi bir mücadeleyi, yine siyasi kültür gereği sözle yapmak yerine, silah çekmek, arkadan vurmak, bir kişiye yedi kişi saldırmak ve de tüm bu yaptıklarının arkasında durma cesareti gösterememek...
3-Özür dilemek yerine bu sefer de aile, namus ve şeref kavramları konu edilerek bel altı vurmanın dayanılmaz konforuna sığınmanın da ne kadar mertçe olduğu malum. Tumturaklı lafların ve etiketlerin arkasına sığınıp çok şey konuşurken esasen hiçbir şey söylememek de
4-ayrı bir haslet olsa gerek. Konuşmaya başlarken iddia ediyoruz derken cümle biterken itham edip kesin hüküm bildiren bu tarzın hukuk ve kanun önünde azade kalacağına mı güveniyorsunuz? Milletimiz bu tarzın daha önceki sahiplerini iyi tanımaktadır.
5-Eline her dosya alanın TV ekranlarından haysiyet cellatlığına soyunması, bunu yaparken de yüksek perdeden haysiyetli ve dürüst gazeteci pozları vermesi, sadece ve sadece hazin bir ironi olsa gerek. Dinimi öğreten Müslüman olsa bari dememek için kendimizi zorluyoruz.
6-Silahla susturamadıklarına ahlaksız iftiralar atanların önce dönüp aynaya bir bakması gerekmez mi? 45 yıllık siyaset ve bürokrasi hayatımızda el ve gönül verdiğimiz dava arkadaşlarımız olduğu gibi ayaklarına, nasırlarına bastıklarımız da az değildir.
7-Bizler 12 Eylül darbecilerinin karşısında boyun eğmezken, diz çökmezken, işkenceler karşısında gammazlık yapmadığımız için idamla yargılanırken, birilerinin o günlerde esamesi okunmuyordu. Hayırdır, şimdilerde en hakiki vatan, millet, ülkü savunuculuğu ile geçmişin
8-karanlık sayfaları mı kapatılmak isteniyor? Burada, hakkımda yapılan aşağılık iftiraların, dedikoduların ve mesnetsiz “Kara dosyanın” ayrıntısına girmeyeceğim. Zira bunu milletime karşı bir saygısızlık olarak görüyorum.
9-Ancak tüm bu konular hakkında hukuki mücadelemizi yüce Türk yargısı önünde tek tek yapacağız. Sadece milletimizin bilmesini istediğim husus şudur; Bırakın namus ve şeref konularında bir yanlışımızı, yetim hakkı yemeyi, hayatımız boyunca kursağımızdan bir lokma haram"